Bir insanın acısı varsa…

Canı yanıyorsa, o insan mutlu olabilir mi?

Olamaz!

*

İşi olmadığı için para kazanamayan ve o nedenle de evini geçindiremeyen, eşi üzgün, evlatları umutsuz bir baba mutlu olabilir mi?

Olamaz!

*

Bayramlarda torunlarına bayram harçlığı veremeyen, torunların elini öptürmekten dahi kaçınan bir dede ya da büyükbaba; babaanne veya anneanne, mutlu olabilir mi?

Olamaz!

*

Bir öğrenci, okul ihtiyaçları için babasından -kendisine para veremeyeceğini bildiğinden- para isteme cesaretini kendinde bulamayan bir evlat, para istediğinde babasının kendisine para veremeyeceğini duymak istemiyorsa…

Bir türlü ihtiyacını da gideremiyorsa, o evlat mutlu olabilir mi?

Olamaz!

*

Bir baba kızını ya da oğlunu evlendirmekte zorlanıyorsa…

Düğün masraflarını karşılayamıyorsa…

Bir geleneği sürdürme zorunluluğunun baskısı altında düğün dernek yaparken, ömrünün yarısını borçlanarak, kendisini kredi kartlarına ipotek etmişse, o gelinle damat mutlu olabilir mi?

Olamaz!

*

Seçim zamanlarında kapı kapı dolaşıp, sıkılmadık el…

Öpülmedik yanak…

Ziyaret edilmedik insan bırakılmamışken, seçim sonrasında geldiği yeri unutan bir vekili seçmenini tanımıyor, seçmeni vekiline derdini anlatamıyorsa…

O seçmen mutlu olabilir mi?

Olamaz!

*

Özellikle, sanki birileri bir yerden düğmeye basmışçasına ve birbirini tetikler, birbirine nisbet edercesine, ülkemin yedi iklim dört köşe ormanları cayır cayır yanarken…

Hayvanlar telef olurken…

Yarınlar kaybolurken…

Umutlar sönerken…

Ülkenin oksijeni…

Ekolojik sistemi ciddi anlamda hasara uğramışken…

Ve ülkeyi yönetenler itibardan ödün vermeyip, yangına müdahalede -zorunlu bir ihtiyaç olan- gece görüşlü helikopterler almazlarken…

Çaresizlikten’ ormanlarımız sabaha kadar yanarken…

Toprağı yanan…

Evi ocağı yanan…

Malı-davarı yanan…

Kısacası; hayatları yanan, geleceği kararan çiftçi, köylü, kentli mutlu olabilir mi?

Olamaz!

*

Torpille atamalar yapılırken…

Parayla diplomalar satılırken…

Ve o sahte diplomalarla atanıp iş bulunurken…

Diğer tarafta gerçek diplomalılar atanamayıp, iş bulamazken, üstelik de sürüm sürüm sürünüyorlarken, bu insanlar mutlu olabilir mi?

Olamaz!

*

Ekonomiyi düzeltemeyen iktidar…

Yetkili ağızlardan söylenen bir önceki bir sonrakini tutmayan laflar,

Yerine getirilmeyeceği gün gibi ortadayken verilen vaatler yüzünden, hayalleri yıkılan milyonlar, mutlu olabilir mi?

Olamaz!

*

Özellikle bu yılın birinci çeyreği biterken tutuklanan, -oysa, tutuksuz yargılanmaları gerektiği halde-

haftalardır, aylardır tuttuklu olan insanları ve onların ailelerinin yaşadıkları haksızlıklar karşısında; bunlara sebep olanlar, sahiden mutlu olabilirler mi?

Olamazlar!

*

Ezcümle, hemen her noktada insanın mutlu olmasını sağlayan hiçbir ortam yokken…

Millet fakru zaruret içindeyken…

Ekranlardan ‘Açız’ diye insanlar haykırırken…

Çocuğunun zorunlu ihtiyaçlarını dahi karşılayamazlarken…

Ekranlardan mutlu ve müreffeh bir Türkiye portresi çizenler, sahiden de mutlu olabilirler mi?

*

Söyler misiniz böyle bir ülke insanı, nasıl mutlu olabilir?

Olamazlar!

*

Ben ülkemi çok seviyorum.

Her şeyimi burada elde ettim ben.

Çok sevdiğim ülkemde bunları gördükçe mutlu olamıyorum ve o yüzden mutlu değilim.

Üzgünüm…

Huzursuzum…

Tedirginim…