Son referandumun gösterdiği gerçek AKP’nin yüzde 45 civarında olduğudur.
Bunun anlamı AKP’nin yeniden tek başına iktidar olacağıdır!
AKP’yi durdurmanın tek yolu, ondan oy koparabilecek bir çekim merkezini inşa etmekten geçiyor!
Bunun ötesi lafügüzaftır!
Bunun yapılacağı yer de merkez sağdır!
Öyle, çünkü AKP zaten merkez sağdan kendisine gelen oylarla ikbal buldu!
Peki bu nasıl mı olacak?
Merkez sağda AKP’yi çağrıştıran bir yapıyı oluşturarak!
Canım aslı varken taklidine ne gerek var demeyin, aslı gayrimilli, biz AKP’nin millisi ve bütün toplumu kucaklayanı yani, yeni bir ANAP veya DYP yaratılsın diyoruz!
Sakın Cindoruk bugün öyle bir partinin başında demeyin!
Bugünkü Demokrat Parti, kimse kusura bakmasın 28 Şubat sürecindeki şemsiye amblemli partiyi ve biraz da CHP’yi çağrıştırıyor!
Olması gereken ne midir?
Demokrat Parti’yi eski çizgisine çekmektir!
Nasıl mı olacak?
Büyük bir imaj harekatı ile!
Bunun olması için de yeni bir kadro ve söylem taarruzu gerekiyor!
Bu yapılmazsa, iddia ediyorum DP’nin başına 9 lisan bilen Harvard kökenli bir allameyi getirseniz de sonuç alınamayacaktır!
Hele hele Tayyip Erdoğan’ın merkez sağa çengel attığı bu süreçte basit bir genel başkan değişimi ile DP ümit olamaz!
Peki ne mi yapılmalı?
Kamuoyunda bütün dikkatleri toplayacak şok adımlar atılmalı!
Mesela ne mi?
Bu aralar partisi SP ile ipleri kopma noktasında olan Numan Kurtulmuş, Demokrat Parti’nin başına getirilmeli!
Emin olun böyle bir adım, AKP’nin kimyasını bozar ve o yapıyı kemirmeye başlar!
Öyle, çünkü Tayyip Erdoğan’ın meydanlarda Kurtulmuş’un aleyhinde edebileceği tek bir menfi sözü olamayacaktır, zira Numan Bey hem yeni, hem zerre defosuz, hem de donanımlı!
Tayyip Erdoğan gibi devleti ve ülkedeki etkili bütün merkezleri fethetmiş bir fenomeni, ancak böylesi şok metotlarla zayıflatabilirsiniz!
Diyeceksiniz ki bunun adı
Erdoğan’dan kurtulmak için yeni Erdoğan yaratmak olmayacak mı?
Hayır olmayacak, zira Numan Bey BOP’un eşbaşkanı falan değil!
Ayrıca Kurtulmuş, DP’ye genel başkan yapılsa bile onu tek başına iktidara taşıyamaz, sadece AKP’den oy koparıp onu aşağı çeker ve AKP’siz koalisyonların önünü açar!
Bu arada Numan Bey için “O olmaz, çünkü Milli Görüşçü” diyeceklere vereceğimiz cevap da Turgut Özal’ı hatırlatmak olacaktır!
Merkez sağ ANAP’nın mimarı Turgut Özal 1977 seçimlerinde Refah Partisi’nin İzmir adayı değil miydi?
Buradan hareketle iddiayla yazıyorum şayet Kurtulmuş DP’ye genel başkan yapılırsa, emin olunuz Numan Bey tıpkı Özal ve
Demirel’in konumuna oturacaktır!
Peki bu yazdıklarımın gerçekliği var mı?
Şu gün için sadece benim dillendirmeye cesaret edebildiğim bir fantezidir ama emin olun DP’nin Kurtulmuş ya da benzeri bir eksende şok yapılanma olmaksızın yol alması çok zor!
Hayır benim Kurtulmuş’la bir yakınlığım var da bunları yazıyor değilim, tersine yok, benim arayışım AKP’den tuğla sökebilecek yeni bir siyasi yapının hayat bulmasıdır ki bu ancak Kurtulmuş ya da benzerleri ile olur!
Numan Kurtulmuş ismi tabanda benimsenir de tavanda zor rağbet görür; çünkü merkez sağda siyaset artık idealler uğruna değil post için yapılıyor. Bunun için de, “Kurtulmuş gelirse ben ikbal bulamam” diye düşünecek olanlar bu önermeye  “Olur mu canım” diyecekler!..
Onlar burunlarından kıl aldırmadan “Olur mu canım” dedikçe AKP bırakın Üsküdar’ı geçmeyi, ötelere koşuyor!

GEVEZELİK
Cami bile yaktık diyene bak!
Adam kontgerillayı yönetti ve MGK’ya Başkanlık etti ama neyi konuşacağını bilmiyor! Şu işe bakar mısınız, koca orgeneral  “cami bile yaktık” diyor. Peki ne zaman söylüyor bunu? Yapılacak ihtilali meşru göstermek için camileri bombalayacaklardı iddialarının gündemde olduğu bir süreçte Sabri Yirmibeşoğlu’nun cami yaktık sözünü duyan ahali ve dış çevreler ne düşünür değerlendirin lütfen!.. Aynı şeyi hatırlayın, Kenan Evren de yapmış ve Kıbrıs’da İkinci Barış Harekatı sürecinde bazı bölgelere plan dışı çıkarma yapıldığını ve o bölgelerin Rumlara geri verilmesi gerektiğini söylemişti. Ne hikmetse paşalar yaşlandıkça çok ve gereksiz konuşuyorlar. Bu durum sadece kendi imajlarını değil, ülkeyi de yaralıyor!

FARK... 
Turgay Ciner’e sorular!
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’le konuşan Turgay Ciner, Bekir Coşkun’un siyasi kan davası güttüğü için işine son verdiğini söylemiş!.. İyi de gazetedeki sütun sahipleri muhabir değil, yorumcudur ve farklı bakış sahibi olabilirler. Habertürk’de Nihal Bengisu Karaca gibiler nasıl AKP’yi gözü kapalı destekleyebiliyorlarsa, Bekir Coşkun gibilerin de AKP’yi kıyasıya eleştirme hakkına sahip olmaları gerekiyor. Belirleyici unsur hakaret etmektir ki bu konuda yargı zaten nöbettedir yani zerre bir hakarette mahkum oluyorsunuz.. Soruşturdum, Bekir Coşkun Habertürk’deki yazıları sebebiyle hakaretten hiç mahkum olmamış, hakaret etseydi kuşkusuz olurdu. Şu halde siyasi kan davası güdülme iddiası havada kalıyor. Hem Ciner Bey, Bekir Coşkun’un bu özelliğini Hürriyet’te iken bilmiyor muydu? Biliyordu ise niye büyük paralar vererek transfer etti? Görülüyor ki söylenenle hakikat farklıdır.. Belli ki Ciner söyleyemese de iktidar tarafından kıskaca alınmıştır. Merak ettiğim bir şey de şudur: Sahi Turgay Bey, her yıl abartısız 25 milyon dolar medya zararını niye göğüslüyor?