Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

Oktay Ekşi ile savaş, Kürtçe diye kalkışanlarla barış!

“Bundan sonra BDP olarak gerek poliste, gerek savcıda ve gerek mahkemelerde sadece kendi ana dillimizi kullanacağız. Hiç kimse bizim bu kararımızdan dönmemizi beklemesin.”
Bu sözler  DTP Merkez Yürütme Kurulu toplantısı sonrasında Eşbaşkan Selahattin Demirtaş tarafından edilmiştir.
Soruyorum bu ifadeler kalkışma değil midir?
Anadilin Türkçe olduğu Anayasasında yazılı olan bu ülkede ayrı bir dilin bu şekilde dayatılmasının adı örtülü bir başkaldırıdan başka bir şey olamaz!
Hayır bunu yapan marjinal militanlar değil, bizatihi parlamentoda bulunan vekillerdir!
Yapılan bu densizlik karşısında bu ülkenin Cumhurbaşkanı ya da Başbakan’ı ne mi yapıyor?
Devletin başı konumunda olan Abdullah Gül’ün bu sözlerden rahatsız olduğuna dair en küçük bir belirti yok!
Keza hükümetin başı sıfatı ile Tayyip Erdoğan da suskun!
O Tayyip Erdoğan ki istisnasız her şeye müdahil olmasıyla bilinir.
Mesela bir gazeteci yani Oktay Ekşi’nin malum sürç-ü lisanına bile özür dilemesine rağmen savaş açabilmişti.
Oktay Ekşi’nin bir gafına cenk ilanları yapan Başbakanımız her ne hikmetse illa da Kürtçe diye başkaldıran PKK pardon, DTP güruhunu görmezden geliyor.
Bu durumda Tayyip Bey’e göre ülke için tehdit “Yaşasın Kürdistan” diyenler değil de, “Yaşasın Türkiye” diyen Oktay Ekşi mi oluyor!
Olur mu öyle şeyler demeyin, yaşananlar ortada!
Abdullah Gül ya da Tayyip Erdoğan’ın PKK eşkıyası ile onun TBMM’deki uzantılarını bir kez olsun yerden yere vurduklarına hiç şahit oldunuz mu?
Tam tersine ikisi de PKK’nın işlediği cinayetleri TSK’ya yıkmak isteyen malum odaklara Erzincan örneğinde olduğu gibi örtülü destekler vermişlerdi!
İki hafta önce bile Taksim’de yaşanan malum canlı bomba olayında bu ülkenin Başbakan’ı adeta PKK’yı aklarcasına peşin peşin provakasyon ifadesini kullanmadı mı?
Buradan hareketle söyleyeceğimiz şudur:
Bu ülkenin birinci sorunu aslında PKK değildir.  Ülkenin Silahlı Kuvvetlerini bile ondan daha tehlikeli gören iktidardaki zihniyettir!
Büyük birikim sahibi olan Hüsamettin Cindoruk doğru söylemiştir.
Evet bu ülkede çok yakın bir geçmişe kadar iç tehdit kapsamında olanlar bugün iktidardadırlar.
Öyle olduğu için de üniterlik ve birliktelik için kalbi çarpan
Oktay Ekşi ve onun gibiler bugün PKK’dan daha tehlikeli olarak
sunuluyor.
Eyvahlar olsun!


 

ARANIYOR!..
Ey ahlak, ey vicdan neredesin!
Dün odatv’nin yayınladığı belgeleri görünce şoke oldum. Hakan Şükür denen  malum topçu eskisine bir yıl içinde eski parayla tamı tamına 728 milyar  ödenmiş... Ödeyen kim midir? Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu yani TRT... Peki bu ödeme niçin mi? Televizyonda futbol yorumculuğu yaptığı için... Vallahi pes, billahi yazıklar olsun!.. Bırakın Türkiye’de bana dünyada bunun tek bir örneğini göstersinler yarın gazeteciliği bırakacağım. Parayı TRT’nin vermesi bir başka garabet, çünkü TRT ’nin görevi birilerine servet aktarmak değil, kamu yararına yayıncılık yapmaktır.. Tam bu noktada soralım, Hakan Şükür denen o topçu eskisi referandumda Başbakan’la beraber AKP platformuna çıkmasa ve o zihniyette olduğu bilinmese o paralar saçılır mıydı?.. Ey ahlak,
ey vicdan neredesin!

 


YA ATATÜRK OLMASAYDI...
Hayrünnisa Hanımı
linç edecekler!
Hanımefendi bir laf etti, malum güruh salya saçmaya başladı. Neymiş efendim Hayrünnisa Gül ilkokul çocuklarına nasıl türban olmaz dermiş... Fırsat bulsalar linç edecekler.. Bre utanmazlar Hayrunnisa Hanım saçını örten  bir hanımefendi ve gerçek islamı en az sizin kadar biliyor. Gerçek islamda buluğ çağına ermemiş çocuklara örtünme diye bir şey var mı? Hazreti Muhammedin (sav) müslamanlığında yok ama, türban islamında belli ki var!.. Bu olay bile Müslümanlığı bu türbancılardan kurtarmak gerektiğini ortaya koymuyor mu?.. Hep söylüyorum Mustafa Kemal Atatürk’ün bu ülkeye yaptığı en büyük hizmetlerinden biri de Tekke ve Zaviyeleri  kaldırmasıydı zira onlar o gün kaldırılmasaydı bugün Müslümanlık tamamen Türbancı-Amerikancı-Takıyyeci reformcuların güdümüne girmiş olacaktı..

 


NOT EDİN!..
Sıra Yargıtay’ın fethinde!
Önce  medya’yı ele geçirdiler.. Akabinde günler, haftalar ve aylar  boyunca TSK’yı dövdüler ve onu imaj erozyonuna sokup etkisizleştirdiler.. Peşisıra MİT’i ve devletin diğer bütün bürokrasisini bir bir zaptettiler... Devamında işadamlarını hizaya getirdiler, derken Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Anayasa Mahkemesi’ne el attılar. Özgürlük ve 12 Eylül’den rövanş teraneleri ile milleti kandırıp bu kurulları da bir bir ele geçirdiler.. Ve son hedef  Yargıtay!.. İşte AKP ve şürekası şimdi orayı ele geçirmek için akıl almaz densizlikler yapmaya başladı.. Yandaş medya hergün Yargıtay kararlarını eleştiriyor ve mensuplarını aşağılıyor.. Buraya not düşüyorum, üç vakte kadar Yargıtay Üyeleri hakkında pek çok dinleme kaydı, yanaşma ve besleme matbuata sızdırılacak!

Yazarın Diğer Yazıları