Vaktizamanında dağa taşa ‘Türk’ yazmışız ya, Güneydoğudaki ‘etnik ırkçı’ bölücü hareket işte oradan peydahlanmış. Savundukları tezin temel sloganı şu: 
- “Sen Türk dersen, onlar da Kürt der!”  
Memleketin tepesini işgal altında tutan adamlar, artık ‘Türk’lafını ağızlarına dahi almıyorlar; bir ‘milletim’teranesi tutturmuşlar -artık neyi kast ediyorlarsa- sabah akşam onunla yatıp kalkıyorlar.
- “Milletim benim, 36 pare milletim!” 
O 36 pareden biri sürekli kan döküyor, ama kalan 35’i “Ne oluyor yahu?” diye sormaya kalkınca, ‘taşeron’ iş birlikçilerin hemen tüyleri dikilmeye başlıyor:
- “Provokasyon! Kirli el işbaşında.” 
Elinde silah ‘yakıp yıkanı’ değil de, geride kalanı ‘itidale’, ‘sağduyuya’ çağırıyorlar:
- “Aman ha... Oyuna gelmeyin.”  
Yahu oyuna falan gelen yok, sadece vatandaş bilgi sahibi olmak için soruyor:
- “Düne kadar ’Türk’dendiği için kan döküyordu bu haydutlar. Bugün Türk neredeyse ‘lügatlerden’ kazınacak, şimdiki bahaneleri nedir?”  
‘Türk demeyen adam’, bahaneleri ortadan kaldıracak nelerin yapıldığını sıralamaya başlasa, herkesin dudağı uçuklar.
Ama yine de ülke bölünme eşiğinde.

***

Bölücü teröre ’kol kanat’ gerenler; şehirlerde oluşturulan ‘paralel’ asayiş birliklerini, ‘indirilen’ bayrakları, ‘toplu isyan’ provalarını gerenler; canilerin ‘kim olduklarına’ dair adres de vermeye başladılar:
- “Olayların ardında ’Derin PKK’var!”  
Yani, aslında terör örgütlerinin de ‘iyisi’ var, ’kötüsü’ var demeye getiriyorlar. 
Derin PKK dedikleri de güya ‘derin devlet’ tarafından kontrol edilen, eylemleri bizzat devlet tarafından yönlendirilen örgüt içerisindeki bir grup.
Peki bu terör örgütü “Diyarbakır Cezaevi’nde işkence ve zulüm gördükten sonra dağa çıkanlar” tarafından kurulmamış mıydı? 
İşkencenin bedeli olarak, devlete ‘vefa borçlarını’mı ödüyorlar şimdi bu hainler?
Daha açık bir ifadeyle, “Yahu devlet bize ne işkenceler etti, bu iyiliğin altında kalmayalım. Devlet adına birkaç eylem koyalım”  mı diyorlar?
‘Hamilerin’ kafaları basıyor da, ‘canilerin’ bu tezgaha kafaları basmıyor mu yani?
Bir gün oturup, “Neyin peşindeyiz?” diye sormayacak kadar kuş beyinli mi bunlar?
Eğer öyle iseler, ‘devlet kesesinden’ palazlanan şehirdeki uzantıları hangi cüretle “ayrı bayrak”, “özerk yapı” lafları ediyorlar?

***

Bölücülerin kanlı eylemleri ortadayken, sıradan vatandaşa ‘itidal çağrısı’ yapanların son zamanlarda servise koydukları iğrenç ve tutarsız tezlerden birisi de şu:
- “Terör eylemleri, seçimleri baltalamak ve kaos çıkararak hükümeti düşürmek üzere tezgahlanıyormuş. Bu uğurda kardeş kavgası bile göze alınmış!” 
E yuh be alçak herif, yüz kere yuh.
‘Köhne’, ‘hantal’, ‘geri kalmış’ dedikleri devlete farkında olmadan ‘iltifat’ ediyorlar. 
O ne kadar ‘ileri görüşlü’ bir devletmiş ki, ‘32 yıl önce’ günün birinde ‘Türk demeyen adamın’iktidara geleceğini görmüş, bir örgüt kurdurmuş. 
Binlerce vatandaşını katlettirmiş ve bugün bütün bunların ‘semeresini’ almak için harekete geçmiş:
- “Seçimi engellemek için iç savaş.”  
Hadi, milyonda bir ihtimalle de olsa, bir an bu tezin doğru olduğunu kabul edelim.
‘Demokratik özerklik’ adı altında ‘isyan’ hazırlığı yapanlar, ‘kime’ uşaklık ediyorlar.
“Kürt’ün can güvenliği yoksa, Erdoğan’ın da yoktur” diye aba altından sopa gösteren zat da mı devlet tarafından yönlendiriliyor?

***

Bölücü terörün hamilerine göre, eli kanlı PKK’ya ‘spor kulübü’ muamelesi yapılmalı. 
Yani bırakın onunla ‘silahlı’ bir mücadeleyi, içerisine ’istihbarat’ amaçlı herhangi eleman bile yerleştirilmemeli.
‘Kanlarına’ dokunuyor bu tür işler, ipleri Sam Amca’nın elinde olan kansız kuçuların.
Sonra çıkıp hep birlikte “PKK, derin devletin örgütü” diye havlamaya başlıyorlar.