Hani şu ‘Açılım Süreci’nde PKK silah bırakacak, bebek katili DEM grubuna gelecek ve orada konuşacaktı ya…
Meğer durum hiç de öyle değilmiş.
“PKK ne silah bırakmış ne de örgüt kendisini feshetmiş”
Sayın Destici, partisinin Neşet Ertaş Kültür Merkezi’nde düzenlenen kongrede öyle diyor.
*
‘Barış Süreci’ adı altında sürdürülen bu süreçte, Sayın Erdoğan daha çok sessiz kalırken, konuyu sahiplenen Bahçeli ise, PKK’nın silah bırakacağına ve kendisini lav edeceğine iyiden iyiye inanmış olmalı ki terörist başı için ‘Kurucu Önder’ ifadesini kullandı.
*
Peki Sayın Bahçeli’nin bu çabası yanlış mı?
‘Kurucu Önder’ ifadesi dışında iyi niyetli bir çaba olduğuna inanmak istiyorum.
*
İyi de DEM ve terörist başı ile yapılan görüşmelerde neler konuşulduğu…
Hangi şartların ileri sürüldüğü…
Terörist başına gerçekten umut hakkının verilip verilmeyeceği…
Verilirse şehit ve gazi ailelerinin nasıl ikna edileceği bir sis bulutu içinde belirsizliğini korurken, Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı BBP Genel Başkanı yaptığı açıklamada;
PKK’ya ve DEM’e pek de güveninin olmadığını…
Silahlarını bırakmayacaklarını…
Örgütü feshetmeyeceklerini…
‘Göstermelik’ birkaç silah bıraktıklarını, söylüyor.
*
Doğrusunu isterseniz kamuoyu nezdindeki hissiyat da öyle.
‘PKK’nın silah bırakmayacağı’ yönünde.
Kaldı ki taraflar arasındaki görüşmelerden hiçbirimiz bilgi sahibi değiliz.
Değiliz ama Sayın Destici bu konuda en azından bizlerden çok daha fazla bilgiye sahip ki:
“PKK’ya ve onu yönlendirenlere güvenmiyoruz. Örgütü feshetmeleri gerekiyordu, etmediler. Sadece göstermelik birkaç silah bıraktılar” derken, talepleriyle ilgili bilinenleri paylaşıyor.
*
Ne diyor?
“Talepleri belli:
Devletin adı değişsin…
milletin adı değişsin…
Özerklik getirilsin…
Ve terörist başı dahil, bütün teröristler affedilsin istiyorlar.” diyor, Sayın Destici.
*
Ayrıca DEM’in eş başkanları seçmenlerine ve gurupta yaptığı konuşmalarındaki konuşma üslupları da o kadar keskin ve sert ki bu tavır anlaşılır gibi değil.
Onun için de diyorum ki DEM daha çok barışı değil, terörist başının umut hakkından yararlanmasını istiyor.
*
Hele de dertlerinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde yaşayan her etnik kökenden insanlarımızın ortak mutluluğunu istediklerini…
Bayrağa ve vatanın bölünmez bütünlüğüne…
Anayasa’nın ilk dört maddesine sadık oldukları yönünde herhangi bir düşünceyi bugüne kadar hiç açıklamadılar, bundan sonra da açıklayabileceklerine doğrusu inanamıyorum.
Velhasıl efendim, Sayın Destici serzenişinde haklı.
*
DEM eş başkanları her fırsatta meydan okurcasına veryansın ederlerken, Sayın Erdoğan’ın tatmin eden bir açıklama yaptığını da hatırlamıyorum.
*
Diğer taraftan:
Millet ekonomik…
Sosyal…
Hukuksal (Adalet) anlamda bir belirsizliğin, bilinmezliğin, tedirginliği içerisinde.
*
Ana muhalefet kendi derdine düşmüş, mahkemelerle uğraşıyor.
Anlayacağınız onlar da millet nezdinde haklılıklarını anlatabilmek için il il dolaşıyor.
*
Sahi biz ne ara böyle olduk?
Niye böyle olduk?
Birileri, yüreğe su serpen bir şeyler açıklasa da önümüzü görsek, diyorum hani diyorum.