Dün öğle suları telefonum çaldı. Arayan Demokrat Parti’nin Genel Başkan Yardımcısı olan Demirel’in onlarca yıllık sırdaşı Orhan Keçeli idi.
Şunları söylüyordu:
- “Yazınızı arkadaşlarla beraber okuyup değerlendirdik. İlhan Kesici bizim dostumuz ve arkadaşımız, kendisini de severiz ancak, bir hususu gözden kaçırma!”
Nedir dememle Keçeli devam etti:
- “DP’nin yönetiminde olan biri olarak söylüyorum, Hüsamettin Bey gidecek, zira kendisinin bu yönde kesin taahhüdü var. 12 Kasım’dan sonra yokum diyen kendisidir. Dolayısı ile var olan tartışma Sayın Cindoruk’un gitmesi değil, onun yerine kimin geleceğidir.”
Yine araya girdim ve kim sorusunu yönelttim:
- “Dediğim gibi İlhan Bey’i severiz ama Prof. Mehmet Haberal faktörünü unutma!”
Bu beyan üzerine karşılıklı diyalogumuz şöyle devam etti:
-İyi de Haberal Hoca cezaevinde, onun tahliye olmasını mı bekleyeceksiniz?
-Hayır beklemeyeceğiz!
-Söylemek istediğinizi biraz daha açar mısın?
-Sabahattinciğim sen Nihat Mete’yi tanırsın!
-Tanımaz mıyım, çok yakın dostumdu!
-Onun cezaevinde iken Belediye Başkanı seçildiğini biliyor musunuz?
-Bilmez miyim!.
-Nihat Mete cezaevinde Belediye Başkanı seçilebildi ise Haberal Hoca cezaevinde iken Genel Başkan niye seçilmesin? Biliyorsun Hoca henüz tutuklu yani yasal engeli yok!
-Peki prosedür nasıl işleyecek?
-Cindoruk istifa ettikten 17 gün sonra Büyük Kongre yasal mecburiyet!
-Evet!
-Tüzük gereği delegenin yüzde 20’si Haberal Hoca’yı aday gösterir ve delege de onu seçer!
-Haberal Hoca’nın partide kaydı var mı?
-Olmaması engel teşkil etmez. Sayın Cindoruk da o konumdaydı!
-Peki Orhan Bey, bunlar sizin temenniniz mi yoksa alınan ortak karar mı?
-Bakın ben yılların particisiyim, ayrıca Sayın Cindoruk’u hâlâ çok seven ve sayan biriyim. Şahsi bir hesabım ve beklentim yok. Dolayısı ile sana kişisel değil anonim görüşleri seslendiriyorum. Bir parti yöneticisi olarak böyle sözler etmenin ne anlama geldiğini de çok iyi biliyorum...
-O zaman karar kesin demektir.
-Sayın Demirel’den harekete geçin emrini bekliyoruz.
-Peki Hüsamettin Cindoruk hayır deyip çekilmezse?
-Kesin taahhüdü var, bunlar arşivde.
-Buna rağmen diretir çekilmezse!
-Sayın Demirel işareti verdiği an Sayın Cindoruk bir saniye bile durmaz. Hüsamettin Bey zaten DP’ye Sayın Demirel’in ısrarı ve ricasıyla, bunlara ağabeylik yap dediği için geçici bir süre adına Genel Başkan oldu.
-Peki İlhan Kesici ne olacak?
-O da gelir Haberal Hoca’ya omuz verir. Sadece o değil, PKK’ya af isteyen Kemal Kılıçdaroğlu’na itiraz eden bütün CHP’lileri de safımıza alacağız.
-Peki bu model tutar mı?
-Tutar mı ne demek, Genel Başkanı cezaevinde olan bir parti olarak daha ilk gün ilgi odağı olacağız. Bütün dünya medyasının bile gündemine oturacağız! Ayrıca Hoca’yı sen de çok iyi tanıyorsun, yıldız adamdır ve Türkiye’yi ayağa kaldırır!

YENİ OLUŞUM
Kesici, bir hafta içinde harekete geçiyor!
Dünkü yazımız üzerine İlhan Kesici medya tarafından ablukaya alındı ve CHP’den istifası soruldu. İlhan Bey yaptığı planlama gereği onlara önce yeni bir oluşumun gerekliliğini dillendirmiş ve yazdığı kısa açıklama metnini sunmuş! Bunları her gün ama dün 4 kez telefonla konuştuğum İlhan Bey anlattı bana... Dün bir kez daha teyit ettirdiğim gibi Kesici bir hafta içinde CHP’den ayrılıp yeni oluşum için harekete geçiyor!.. Bir gazeteci olarak benim işim haber vermektir ve bunu yapıyorum. Hatırlayın Abdüllatif Şener’in AKP’den ayrılacağı da önce bu sütunda çıkmış, bazılarının yalanlamalarına rağmen bu durum kısa bir süre sonra gerçekleşmişti... Peki İlhan Bey’in liderlikte şansı olabilir mi sorusuna vereceğim cevap şudur: Bu satırların yazarı (tevazu yapmayacağım) sağ tabanı iyi bilir, dolayısı ile Kesici AKP hinterlandından iyi bir ambalaj ve vitrinle oy alır!.. AKP’yi alaşağı etmenin yolu, onun tapulu arazisine gökdelen dikecek isimleri bulmaktan geçiyor!

6 MADDE...
Tayyip Erdoğan’ı bunlar yıkar!
1) Bugünkü muhalefet Tayyip Bey’i alaşağı edemez!
2) Dolayısı ile var olan iddiaların aksine Tayyip Erdoğan mevcut iki muhalefet partisi liderinin de kalmasını ister ki yandaş medyanın tutumu ortada!
3) Merkez sağda çok güçlü muhafazakar bir çekim merkezi yaratılmazsa AKP yine tek başına iktidardır.
4) Tayyip Erdoğan’ı anında, mesela ağır bir ekonomik kriz yaratarak ya da kasetler sızdırarak yıkabilecek yegane güç Paxamericana’dır ve o güç işini gördürmeden yani Kürdistan’ı kurmadan ve ona Türkiye’nin desteğini almadan bunu yapmaz!
5) AKP’yi zaafa düşürecek ikinci olgu dinci grupların AKP’ye savaş açmasıdır ki bu çok kolay değildir.
6) Son bir ayrıntı, Cumhurbaşkanlığına adaylık noktasında Erdoğan’la Gül arasında zayıf ihtimal de olsa bir kavganın çıkması ve partinin çatlamasıdır.