Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

Seçim mi, milletin iradesini gasp mı?

Bir tarafın eline ‘en son teknoloji’ ürünü, ‘en gelişmiş’ silahları veriyorsunuz, diğer tarafın elinde bulunan ‘kazmaları’ ve ‘kürekleri’ dahi toplamaya kalkışıyorsunuz.

Sonra da diyorsunuz ki:

- “Buyurun adil bir şekilde mücadele edin, kaybeden de kazanan da hakkına razı olsun.”

Peki, böyle bir hâl ve şerait içerisinde, ‘kimin kazanacağı’ ta başından belli değil mi?

‘Demokrasi’ kavramını yeterli görmeyip, kendilerine ‘ileri demokrasi’ süsü veren bir takım ülkelerde ne yazık ki vaziyet aynen bu şekildedir.

Bir tarafın emrine ‘bütün kitle iletişim araçlarını’ tahsis ediyorsunuz, diğer tarafın elindeki ‘birkaç cılız basın yayın organını’ da baskı altına alıp susturuyorsunuz.

Kamuoyunu sürekli ‘kaos senaryoları’ ile bombardımana tutup, ‘algı operasyonları’ ile vatandaşı ‘bir tarafa’ yönelmeye zorluyorsunuz.

Sonra da diyorsunuz ki:

- “Buyurun seçime, herkes boyunun ölçüsünü alsın. Sandık millî iradenin tecellisidir.”

Peki, böylesine bir ortamda sandıktan çıkacak olan sonuç, ‘baştan’ belli değil mi?

O zaman ne gerek var her dört yılda bir ‘seçim’ yapıp da göz boyamaya?

Bunun adı gerçekten ‘seçim’ midir?

Yoksa ‘vesayete’ dayalı mevcut ‘fiili duruma’ vatandaş eli ile ‘meşruiyet’ kazandırmaya yönelik ‘gayriahlaki’ bir oyun mudur?

* * *

Sandıktan çıkacak olan sonucun ‘vicdanlarda’ da tecelli etmesini, kabul görmesini istiyorsanız eğer, o zaman adam gibi ‘gereğini’ yapacaksınız.

‘Hakka’, ‘hakkaniyete’, ‘adalete’ uygun bir seçimin gerçekleştirilebilmesi için ilk önce ‘silahların eşitliği’ prensibini hayatiyete geçirecekseniz.

Vatandaşın, iradesini ‘her türlü etkenden’ uzak, ‘hür’ ve ‘bağımsız’ biçimde sandığa yansıtmasının önündeki bütün ‘fiili’ ve ‘hukuki’ engelleri kaldıracaksınız.

Sandık başına gidecek olan herkesi, geniş çaplı bir ‘eğitim seferberliğine’ tabi tutacaksınız; kendilerine birer ‘teba’ değil, ‘vatandaş’ olduklarını öğreteceksiniz.

Vatandaşın ‘haber alma’ ve ‘bilgi edinme’ kaynaklarını çeşitlendirecek; tamamen organize şebekelerin ‘kontrolü altına’ girmiş olan medyayı ‘bağımsızlık’ ve ‘tarafsızlık’ temelinde yeniden yapılandıracaksınız.

Kamuoyunu sürekli bir biçimde belli bir hedef doğrultusunda ‘yanlış yönlendirmeyi’ amaç edinen her türlü ‘dezenformasyona’, ‘bilgi kirliliğine’ son vereceksiniz.

‘Dinî’ ve ‘millî’ değerlerin ‘araç’ olarak kullanılmasına tamamen yasak getireceksiniz.

Millet iradesinin, ‘ekonomik’ bağlantılar ile ‘satın alınmasının’ önüne geçeceksiniz.

* * * 

Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu ve millet iradesinin önünde ‘fiili engel’ teşkil eden diğer bütün yasal mevzuatta ‘köklü değişikliklere’ gideceksiniz.

‘Parti içi demokrasi’ mekanizmasına işlerlik kazandıracaksınız; partileri ‘lider sultasından’ kurtaracaksınız; ‘genel başkanların’ elinde toplanan ‘olağanüstü’ yetkilerin ‘yetkili organlar’ arasında paylaştırılmasının önünü açacaksınız.

Partilerin yapılarını, seçmenlerin yönetimde ‘aktif bir şekilde’ yer almalarına ve her fırsatta verdikleri oyların ‘denetimini’ yapmalarına uygun bir hale getireceksiniz.

Partilerin içerisine sinsice nüfuz etmiş olan ‘hemşericiliğe’, ‘bölgeciliğe’, ‘etnik kökene’, ‘mezhebe’, ‘meşrebe’ ve ‘menfaate’ dayalı bütün ‘organize yapılanmaları’ darmadağın edeceksiniz.

Milletvekillerinin, belediye başkanlarının, encümen üyelerinin ‘genel merkezlerin’ ataması ile değil, bizzat ‘seçmenler’ tarafından belirlenebilmesi için ‘ön seçim’, ‘dar bölge’, ‘tercih hakkı’ kurumlarını etkin bir şekilde işleteceksiniz.

Seçime katılacak bütün partilere, kendilerini ifade edebilmeleri, propagandalarını yapabilmeleri için ‘eşit imkân’ ve ‘eşit fırsat’ sağlayacaksınız.

* * *

‘Demokrasinin’ gerekleri yerine getirilmeden, ‘Siyasi Partiler Kanunu’, ‘Seçim Kanunu’ değiştirilmeden, ‘seçim barajı’ kaldırılmadan, ‘tek parti’ hegemonyası ve ‘lider’ sultası altında yapılacak bir seçim asla ve asla ‘meşru’ bir seçim olamaz.

Peki ya ne olur?

Milletin iradesinin ‘hile’ ve ‘desise’ ile sakatlanması olur.

‘Millî irade gaspı’ olur.

Yazarın Diğer Yazıları