İmamoğlu’nun suçu; aksine bir durum olmazsa 2028 yılında yapılacak olan genel seçimlerde, Erdoğan’ın karşısına -ihtimal odur ki- en kuvvetli Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkacak kişi olması.
*
Bu niye suç?
*
Eğer İmamoğlu, Erdoğan’ın karşısında aday olursa, Erdoğan’ın kaybetme şansı çok yüksek.
O nedenle suç!
*
Şimdi iki ayı aşkın tutuklu bulunan İBB Başkanı İmamoğlu, -büyük bir oranla toplum kanaati odur ki- içeride haksız yere tutuluyor.
*
Bir Cumhurbaşkanı adayı, sorumluluğu gereği içeriden kamuoyu ile mesajlarını paylaşıyor.
Kendi adına doğru da yapıyor.
Ancak İktidar -delilleri ortaya koyarak- İmamoğlu’nun cevabi iddialarını çürütürse, o paylaşımlar yalanlamış olur ki şu ana kadar, kendi adıma İmamoğlu’nun iddialarının çürütüldüğü yönünde herhangi bir açıklama okumadım.
*
Ancak benim burada sizinle paylaşmak istediğim esas konu, İmamoğlu’nun tutuklu gençlerle ilgili iktidara seslenmesi!
*
Doğrusu bu seslenişin etkili bir paylaşım olduğunu düşünmüyorum.
Niye düşünmüyorum?
Çünkü Erdoğan’ın; tutuklu ve değerli görmediği birinin -Cumhurbaşkanı adayı da olsa- kendisine yönelik mesajlarını dikkate alacağını hiç sanmıyorum.
Bence İmamoğlu, ‘Tutuklu gençlerle ilgili’ Erdoğan’a çağrı yapmakla, sadece tarihe not düşmüş oldu, başka da bir şey değil.
*
Ayrıca gençler, Kurban Bayramı’ndan önce salıverilirlerse de bu İmamoğlu dediği için değil, Erdoğan öyle istediği içindir.
Öyle de olsa gençler bayramı evlerinde geçirsinler isterim elbette.
*
Ne demişti İmamoğlu?
“(…) Gençlerimiz hâlâ hiç hak etmedikleri bir şekilde cezaevinde tutuluyor. Onlar hukuksuz hiçbir şey yapmadılar. Yalnızca itirazlarını dile getiren gençlerimizin hakkı hapis olamaz.” demişti.
Oysa, İmamoğlu, “Benim gibi, sizin de suçsuz yere tutuklu olduğunuza milyonlar inanıyor.” demiş olsaydı da biliyorum ki o da bir işe yaramayacaktı.
Ancak ben İmamoğlu’nun bu konudaki mesajını okurken, ‘Tarihe not düşmenin dışında boşuna zaman harcanmış’ diyorum.
*
Ha! Daha ne diyor İmamoğlu?
“Devletimizi yönetenlere sesleniyorum.
Bu durum vicdana, adalete, örf ve adetimize sığmaz.
Bırakın gençlerimiz bu bayramda ailelerine kavuşsunlar.
Devlet, korumakla yükümlü olduğu milletin evlatlarına, onların özgürlüğüne ve geleceğine sahip çıkmak zorundadır.
Yazıktır, günahtır.
Devletin dini adalettir.” diyor.
Bunları söylerken, “‘İktidarın o gençlere nereden baktığı ile İmamoğlu’nun nereden baktığı, tam olarak ayırt edilememiş’ sanki!
*
Benim ülkemde, rakiplerin herhangi bir konuda birbirlerine hatırlatma yaptıklarında, o hatırlatmayı dikkate alınacaklarını düşünüyorsanız, o kültür gelişmişliği henüz bizde yok.
Öyle olsun diye umuyoruz elbette.
*
Demem o ki İmamoğlu iktidara (ya da Erdoğan’a) ne derse desin, ters teper ters!
Çünkü bu biraz da değerli görme-görmeme meselesidir.
Maalesef “Değerli görülmeyenin sözü bugünün güçlüsünde kabul görmüyor.” demek istiyorum.
