Türkiye'de gazetelerin neden satılmadığını Yeniçağ açıklıyor. Kağıt baskıyı internet mi öldürdü?

Türkiye'de gazetelerin neden satılmadığını Yeniçağ açıklıyor. Kağıt baskıyı internet mi öldürdü?
Basılı gazeteler Japonya'da 10 milyon, ABD'de 2 milyon, Almanya'da 1 milyon satarken Türkiye'de gerçek rakamlar 20 bini geçemiyor. 'Kağıt baskıyı internet öldürdü' deniliyor. Ancak dünyada durum hiç de öyle değil. İşte tiraj gerçekleri...

Türkiye’de yazılı basın hızla kan kaybetmeye devam ediyor. Ulusal gazetelerin günlük ortalama tirajları toplamda 2 milyonu geçemiyor.

2014-2023 yılları arasında Türkiye’de gazetelerin tirajlarının yarı yarıya düştüğü görülüyor. Gazete ve dergilerin yayın bölümünde çalışanların sayısının ise son 9 yılda yüzde 51 azaldığı biliniyor. Ancak bu gazetelerin açıkladıkları sayılar. Bir de gerçekler var. Durum böyle olunca gelinen noktaya neyin sebep olduğu sorgulanmaya başlandı.

On beş yıl önceki satışların bazı gazetelerde hafta sonu 1 milyona yaklaştığı, hafta içi ise 500 bin civarında olduğu günleri görmek artık hayal oldu. Bazı gazeteler son 2 yılda tirajlarını artırdıklarını iddia ederken, bu iddialara karşı sektör içerisinden, gerçek satışlara göre herhangi bir gazetenin tirajının yüz bini geçmediği, hatta açıkladıkları tirajdan yüzde 90 daha az gerçek satış sayısına sahip oldukları iddia ediliyor.

KAĞIT BASKIYI İNTERNET Mİ ÖLDÜRDÜ?

Bu düşüşler karşısında akıllara ilk gelen soru: ‘‘satışların düşmesinin ana sebebi internet haberciliği mi yoksa yalan mı?’’ oluyor. Konuyu daha iyi anlayabilmek için dünyada tiraj durumuna bakmakta fayda var. Tirajlara baktığımızda internet dünyasındaki gelişmelere rağmen dünyada çok büyük düşüşlerin yaşanmadığı görülüyor.

Türkiye’de tiraj düşüşlerinin tek nedenini ‘dijitale’ bağlamak yetersiz kalıyor. Türkiye’de tirajların düşüşünün yüzde 50 olduğu dönemde, örneğin ABD’de gazetelerin tiraj kaybı yalnızca yüzde 9 civarında. İngiltere’de ise bu düşüş ABD’nin de altında.

Ülkemizdeki tiraj düşüşünün dijital yayıncılığın yükselişinden öte sebeplerinin olduğu çok net belli oluyor. Tiraj rakamlarındaki olağanüstü düşüşün “gazete okuru” denilen kitlenin hiç “kolay lokma” olmadığını gösteriyor.

DÜNYANIN ÇOK GERİSİNDEYİZ

İnternet ortamının kağıt baskıyı öldürdüğüne dair bir çok iddia olmasına rağmen dünya basının bu durumdan Türkiye’deki kadar etkilenmediği görülüyor. İnternet gazeteciliğinin en geliştiği Japonya, ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkelerde gazetelerin günlük tirajlarının hala milyonların üzerinde olduğu görülüyor.

Dünyada gazetelerin günlük tirajlarında başı Japon gazeteleri çekiyor. Yomiuri Shimbun 14 Milyon, The Asahi Shimbun 12 milyon, Mainichi Shimbun 6.5 milyon, Nihon Keizai Shimbun 4.6 milyon, Chunichi Shimbun 4.5 milyon günlük tirajla başı çeken gazeteler arasında yer alıyor.

İngiliz The Sun gazetesi 1.21 milyon, The Metro 1 milyon tiraj, Daily Mail 720 bin tiraj, ABD’li New York Times ve Wall Street Journal 1.7 milyon, Washington Post 1 milyon tiraj, Alman Bild 1,2 milyon tiraj, Güney Kore’li The Chosun Ilbo 1,8 milyon tiraj, The Dong-A Ilbo 1 milyon tiraj, Hindistan’da yayın yapan Dainik Bhaskar 3,5 milyon tiraj, Malayala Manorama 2 milyon tiraj ile listenin tepesinde bulunan gazeteler olarak görülüyor.

126 milyon nüfusa sahip Japonya’da günlük gazete satışı 70.4 milyon, 328 milyon nüfusu olan A.B.D’de 48.3 milyon, 83 milyonluk Almanya’da bu rakam 22.1 milyon civarındadır. 80 milyonun üzerinde nüfusu olan Türkiye’de ise günlük tirajların 2 milyonu geçememesi ise son derece düşündürücü.

TİRAJLAR 5 MİLYONDAN 2 MİLYONUN ALTINA DÜŞTÜ

Türkiye’de tiraj gelişmelerden birisi ise ulusal gazetelerin günlük ortalama toplam tirajının 2 milyonun altına inmesi oldu. Dijitalleşmenin etkisiyle birlikte bütün dünya basınının bu durumdan etkilendiği herkes tarafından biliniyor. Ancak Türkiye’deki kadar düşüş hiçbir ülkede yaşanmıyor.

145 ulusal gazetenin günlük ortalama tiraj toplamı 1 milyon 990 bin. Bu sayı 2011 yılında 4 milyon 717 bin idi. 2015 yılında 4 milyon 592 bin olan tiraj toplamı 2016 yılında bazı gazetelerin kapatılmasının ardından 3 milyon 603 bine gerilemişti.

Tiraj kaybı 2016’dan bu yana aralıksız davam ediyor. 2016-2021 yılları arasını kapsayan son 5 yılda ulusal gazetelerin tirajı yüzde 45 düştü. 2011-2021 arasındaki 10 yılda ise ulusal gazetelerin tirajı yüzde 58 düştü.

Yapılan bazı araştırmalara göre ise durum daha da vahim. Gazetelerin toplamda 500 bin tirajı geçemediği iddia ediliyor.

Son 10 yılda gazete tirajlarının toplamda yüzde elliyi geçen düşüşler yaşadığı bir gerçeği varken, ‘‘bu düşüşü sadece internet medyasının gelişmesine mi bağlamak gerekiyor? Bu gelişmede gazetelerin yayın çizgisinde meydana gelen değişikliklerin rolü yok mu?’’ soruları ise birçok kişi tarafından sorulan soruların başında geliyor.

İnternet gazeteciliğinin yaygınlaşması tirajları tüm dünyada etkilerken, Türkiye’de bu düşüş farklı sebeplere de dayanıyor.

Medyada yaşanan siyasi kutuplaşmanın içeriklere de yansıması okuyucuyu gazetelerden kaçıran başlıca aktör oldu. Gazetelerin siyasi partilerin sözcülüğüne soyunması ve gerçekleri yazmak yerine yandaş propagandalar yapması özellikle gençlerin gazetelerden uzaklaşmasına neden oldu.

TİRAJLAR GERÇEĞİ YANSITIYOR MU?

Türkiye’de gazetelerin tirajlarının gerçek olup olmadığı konusu ise en çok tartışılan meselelerin başında geliyor. Verilen sayılara göre bile bütün dünyanın gerisinde kalan Türk basınının gerçek tiraj sayılarını vermesi durumunda ise krizin ne denli büyük olduğunun görüleceğini iddia edenler de azımsanmayacak kadar büyük.

Türkiye’de gazete tirajlarındaki düşüş dijitaldeki gelişmeden bağımsız olarak “astronomik” görülüyor. Bunun temel nedeni ise gazetelerin kendi geleneksel okuyucularını yok sayması olarak kabul ediliyor.

Gazeteci Mehmet Yılmaz, gazetelerin kendi okuyucusunu yok saymasını ise şu şekilde yorumluyor, ‘‘Sabah, Hürriyet, Milliyet gibi gazetelerin de başına gelen buna benziyor. Okuyucuların, beklentilerini, taleplerini, yok saydılar, onları kaçırdılar.”

Gazetelerin kendi aralarındaki rekabetin geçmişte sadece promosyonla sınırlı olmadığını söyleyen Yılmaz, bugünkü sonucun kaçınılmaz olduğunu aktarıyor: “Ciddi bir haber rekabeti, içerik rekabeti de vardı ki bu rekabet de tirajı yukarı çeken unsurlar arasındaydı. Bütün bunların üzerine bir de dijital medya gelişince, tiraj çöküşü kaçınılmaz oldu” ifadelerini kullanıyor.

ASIL SORUN GERÇEK SATIŞ İLE AÇIKLANAN TİRAJ RAKAMLARI ARASINDAKİ UÇURUM

Gazetelerin tirajlarıyla ilgili bir sorun da açıklanan satış rakamları ile gerçek rakamlar arasındaki uçurum. Gazetelerin bayilerden değil çeşitli sponsor anlaşmaları ile hastanelerden, benzin istasyonlarından bedava dağıtılması, tirajların gerçeği yansıtmadığına örnek olarak gösterilebilir. Bu dağıtımlar aynı zamanda tirajın içerisinde gösteriliyor.

Avrupa’da ise bu konuyu bağımsız tiraj denetimcileri ele alıyor. Böylece Avrupa’da gazetelerin bayi ve abone satışı ile otellere, havayolu şirketlerine ve otobüs işletmelerine yaptıkları satışlar kalem kalem belirtiliyor.

ODA TV 2500 NOKTADA İNCELEME YAPTI

Oda Tv’ye ait satış ekipleri, Türkiye’de yaklaşık 2 bin 500 satış noktasında, örnekleme sistemi ile gazetelerin bayi satışlarını yıllar önce araştırdı. Ortaya çıkan sonuçta ise gerçek satış sayılarıyla araştırma sonuçları arasında uçurum olduğuydu.

Yapılan saha araştırmasında, örneğin Sabah Gazetesi’nin 319 bin olarak açıklanan satış rakamı ile Oda Tv araştırması sonucu arasında yaklaşık 90-100 bin adet fark bulunduğu ortaya çıktı. Yani Sabah’ın bayi satışı açıklanandan çok daha düşük.

Tirajı 200 bin olarak açıklanan Habertürk Gazetesi’nde ise 45-55 bin arasında bir eksik olduğu tahmin ediliyor. Milliyet Gazetesi’nde de durumun aynı olduğu ortaya çıktı. 176 bin olarak duyurulan tirajın, 80-90 binlik bölümünün bayi karşılığı yok.

O dönem için Vatan Gazetesi ise 133 bin gösterilen satış rakamının 70-85 binlik kısmının bayide satılmadığı tahmin ediliyor. Farkların abone veya sponsor satışından mı kaynaklandığı, yoksa bedava dağıtımdan mı kaynaklandığı merak ediliyor.

FATİH ALTAYLI: SAYILARDA KANDIRIYORLAR

Konuyla ilgili geçmiş dönemde bir yazı kaleme alan Fatih Altaylı bu konuyu ele aldığı yazısında, "Habertürk’ün eski okurları hatırlayacaktır muhtemelen, kağıda basılı gazete olduğumuz dönemde yıllarca yalvardım ‘gazetelerin tirajları uluslararası denetime tabi olsun’ diye.

O dönem başta FETÖ’cü Zaman ve Hürriyet buna yanaşmadı. Tabii aslında diğerleri de. Denetimsiz, palavra satış rakamları ile reklam vereni kandırdılar, hâlâ da kandırıyorlar” ifadelerini kullandı.

son-tiraj.png

haziran-2018.png

temmuz-2021.png

kasim-2014.png

İlgili Haberler