Türkiye’nin geleceğinin anahtarı diyetisyenlerin elinde!

Türkiye’nin geleceğinin anahtarı diyetisyenlerin elinde!

Türkiye’de bugün beslenme bilinçsizliği o derece arttı ki önünü alamazsak korkarım Amerika’dan daha beter hale geleceğiz!

Bugün ülkemizde yetişkin nüfusun yarısından fazlası, 3 çocuktan 1’i fazla kilolu veya obez!

Peki Türkiye’de obeziteyle mücadelede ne durumda dersiniz?

Maalesef ülkemizde diyetisyene gitmek bir lüks!

Fiyatlar yer yer değişmekle beraber 2 bin liraya kadar çıkıyor!

Devlet hastanesi derseniz, randevu alabilirseniz gider de fazla kilolarınızla mücadele edersiniz!

Bir ülkenin geleceği sağlıklı nesillerden geçmektedir!

Ülkemizin geleceğini düşünüyorsak, bugünün çocuğu yarının yetişkinlerine iyi bakmamız gerekiyor!

İlk yapılması gereken ise oldukça basit, ülkemizde diyetisyene gitmeyi bir lüks olmaktan çıkarmak ve tabana yayılan önleyici bir faaliyet haline getirmek!

Diyabet, kalp ve tansiyon hastalıkları başta olmak üzere hastalıkların ana kaynağı olan fazla kilo ve obezite sorunuyla mücadele etmek milli bir görev adeta!

Ancak Sağlık Bakanlığı tarafından diyetisyenlere yüzde 1 kontenjan bile ayrılmıyor, yüzüne bile bakılmıyor diyetisyenlerin!

Biz çocuklarımızı karbonhidrata boğarken elin yabancısı protein ağırlıklı besliyor evladını!

Örneğin Japonya’da okullarda sağlıklı ve dengeli bir menünün çocuklara verilmesi için oldukça titiz davranılıyor.

Taze ve yerel lezzetlere ağırlık verilen beslenmede, özellikle çocukların yumurta yemesine dikkat ediliyor.

“Yüzde 50’sinin açlık sınırı altında yaşadığı ülkemizde bu nasıl mümkün olacak” diyebilirsiniz.

Yumurtanın tanesinin 3 liraya, etin kilosunun 400 liraya dayandığı Türkiye’de ne proteinle beslenmesi diyebilirsiniz!

Son derece haklısınız ancak bu hükümetin beceriksizliği nedeniyle ülkeyi soktuğu ekonomik krizin zor şartlarında bile bazı şeyler yapmamız mümkün!

Onlara rağmen bir şeyler başarmak bizim elimizde!

Onlar zaten düzgün beslenemeyelim, kafamız çalışmasın diye ellerinden ne geliyorsa yapıyor!

Ancak beslenmede bilinçlenmemiz durumunda her şartta ve koşulda yapacaklarımız var!

Çok basit bir beslenme bilgisidir: Örneğin siz karbonhidrat deposu bir ekmeği yediğinizde doymuyorsunuz aslında kısa bir süre sonra daha da fazla acıkıyorsunuz!

Onun yerine bir yumurta yediğinizde sizi ekmekten daha çok ve uzun süre tok tutuyor.

İşte bizi bu bilince ulaştıracak ve vatandaşın doğru beslenmesini sağlayacak bireyler ise sağlık bakanlığının hiç mi hiç umursamadığı diyetisyenler!

Aslında sorunun çözümü çok basit.

Her Aile Sağlığı Merkezi’ne ve her okula en az bir diyetisyen ataması!

Hükümetin, kafasının çalışacağı bireyler istemeyeceği kesin!

Ancak çoğunluğun yönetiminde seçmene muhtaç olanlar, oluşan kamuoyunu dikkate almak zorunda!

Örnek Emeklilikte Yaşa Takılanlar!

Nasıl da söke söke aldılar haklarını, “Böyle bir şey söz konusu dahi değil” diyenlere karşı!

Diyetisyenler de aynı şekilde birleşmelidir.

Diyetisyenlerin çocukluktan başlayarak doğru beslenmeyi öğrettiği, bilinçlendirdiği bireylerin, dünyada neler başardığını hepimiz görüyoruz.

Dünya çapında başarılara imza atmamız sadece atılacak tek bir adıma bağlıdır.

Sağlık Bakanlığı’nın hiç mi hiç önemsemediği o diyetisyenler, Türkiye’nin geleceğinin anahtarını elinde tutmaktadır!

Yazarın Diğer Yazıları