İşte bu soru herkesin umut bağladığı bir hikâyenin ayrılmaz parçası haline gelmiş vaziyette.

Ne var ki, liberal kapitalizm hep aynı şekilde ve hep aynı duyguyla işler.

İhtiyacı olana parayı normalüstü getiriyle temin eder.

Bunun için de tarihsel olarak teyit edilen kurgu sürekli olarak aynı şekilde işler.

Kötüyken girilir, sonra birden bahar gelir.

Çiçekler açar.

İşte yabancının elde tuttuğu sermaye gücüyle liberal kapitalizmde oynadığı oyun budur.

Türkiye’nin kredi notları artacak mı?

Böyle giderse artacak.

Peki, ne zaman?

Gelin sorularla ve cevaplarla anlatayım.

Dövize ihtiyaç var, ne gerekiyor?

Ortaya az karışık.

Tabakta olanlar ne?

Faiz ve kur.

Ne aşamadayız?

%42,5 ve yuvarlak hesap Dolar/TL’de 30.

Bitti mi?

Daha yolu var.

Planın başarısı neye bağlı?

Beklenen enflasyona.

İlk sinyal ne olacak?

Yabancının Türk tahvillerine girişi.

Girerse ne zaman girecek?

Kredi notu değerlendirmelerinden önce.

Girerse ne anlamamız lazım? Yabancının elini taşın altına koyduğunu.

Yabancı elini taşın altına koyarsa ne olacak?

KREDİ NOTLARI ARTACAK!

Yani neymiş?

Yabancı aptal değilmiş.

O hâlde yeni manşet ne?

Yabancı gelecek lakin ne kadar duracak!

Sonrasında mesele ne olacak?

Bize gelen dövizi ne yapacağımız.

Ya geçmişten ders çıkarıp kaynakları etkin kullanacağız ve yapısal reformlara yöneleceğiz.

Ya da anlık refahın büyüsüne kapılıp, benzer hataları tekrar edeceğiz.