Uzmanından korkutan çocukluk çağı kanser açıklaması

Uzmanından korkutan çocukluk çağı kanser açıklaması

Prof. Dr. Baytan, “Çocukluk çağı tümörlerinin büyük çoğunluğu kazanılmış tümörler” diyerek uyarılarda bulundu.

Çocuk Hematoloji ve Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Birol Baytan, çocuklarda kanserin en çok kalıtsal olmayan nedenlerden kaynaklandığını belirtti.

Birol Baytan, “Doğuştan gelen bazı hastalıklar kansere yakalanma riskini artırabilir. Ancak bunlar çok nadirdir. Çocuklarda görülen tümörlerin çoğu sonradan ortaya çıkan tümörlerdir. Çocuklarda kalıtsal kanser çok az rastlanan bir durumdur” dedi.

15 Şubat, çocukluk çağı kanserleriyle ilgili bilinci yükseltmek için ‘Dünya Çocukluk Çağı Kanseri Günü’ olarak ilan edildi.

Prof. Dr. Birol Baytan, Türkiye’de çocukluk çağı kanserlerinin en yaygın türlerinin lösemi, lenfoma ve beyin tümörleri olduğunu söyledi.

Baytan, “Bu tümörler ülkemizde başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Çocukluk çağı kanserlerinde erken tanı çok önemlidir. Hastalığı erken fark edersek tedavi olasılığımız daha yüksek olur. Lösemi ve lenfoma dışındaki katı tümörlerde erken tanı daha da kritiktir” diye sözlerine ekledi.

“ÇOCUKLARDA KANSER BELİRTİLERİNE DİKKAT”

Çocuklarda kanserin en çok kalıtsal olmayan faktörlerden kaynaklandığını söyleyen Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Baytan, “Doğuştan gelen bazı hastalıklar kansere yakalanma riskini yükseltebilir. Ama bunlar çok seyrek görülür. Çocuklarda ortaya çıkan tümörlerin çoğu sonradan gelişen tümörlerdir. Çocuklarda kalıtsal kanser çok nadir bir durumdur” dedi.

15 Şubat, çocukluk çağı kanserleriyle ilgili farkındalığı artırmak için ‘Dünya Çocukluk Çağı Kanseri Günü’ olarak kutlanmaktadır. Prof. Dr. Baytan, Türkiye’de çocukluk çağı kanserlerinin en sık görülen türlerinin lösemi, lenfoma ve beyin tümörleri olduğunu belirtti. “Bu tümörler ülkemizde yüksek oranda tedavi edilebilmektedir. Çocukluk çağı kanserlerinde erken tanı çok önemlidir. Hastalığı erken fark edersek tedavi olasılığımız daha yüksek olur. Lösemi ve lenfoma dışındaki katı tümörlerde erken tanı daha da hayati önem taşır” diye konuştu.

Prof. Dr. Baytan, çocuklarda kanser belirtilerine dikkat çekerek, “Lösemi, lenfoma grubu hastalıkları için lenf bezlerinin şişmesi, dirençli ateş, vücutta anormal kızarıklıklar, burun ve diş eti kanamaları, kilo kaybı veya terleme gibi belirtiler bizi lösemi, lenfoma grubu hastalıkları konusunda şüphelendirebilir. Bunun yanında diğer katı tümörler için etkilenen organlara bağlı olarak farklı belirtiler ortaya çıkabilir. Örneğin çocuğun travma olmadan topallaması kemik tümörleri için bir uyarı olabilir. Çocukta nörolojik bulguların görülmesi beyin tümörleri için bir uyarı olabilir. Bu nedenle ailenin gözlemi çok önemlidir. Aileler çocuklarında anormal bir durum görürse bunun detaylı bir şekilde araştırılması gerekir” dedi.

“TEDAVİDE ÇOK DOKTORLU BİR YAKLAŞIM GEREKİR”

Lösemi, lenfoma grubu hastalıkların tüm dünyada uygulanan tedavilerin Türkiye’de de başarıyla uygulanabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Baytan, lösemi, lenfoma grubu kanserlerde risk grubuna bağlı olarak yüzde 80 ve 90’lara varan tam iyilik şansı elde edilebildiğini ve diğer tümörlerde ise ortalama yüzde 70 ve 75 civarında tam iyilik şansının bulunduğunu söyledi. Bu durumda çocuğun erken tedavi edilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Baytan, “Tedavi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji doktoru tarafından yönetilmelidir. Tedavilere konseylerde karar verilir. Konseyde her branştan doktorun bulunması gerekir. Cerrahi gerekliyse bir çocuk cerrahı ya da ilgili bölgenin cerrahı konseyde olmalıdır. Ayrıca görüntüleme uzmanları da konseyde yer almalıdır. Daha sonra hastanın tedavisine karar verilir ve çok doktorlu bir tedavi şekli uygulanır. Tedaviler uzun sürdüğü için doktor, hasta ve hasta yakını arasında güven ve iletişim sağlanmalıdır. Bunlar sağlandığında başarı oranları çok yüksek olur” şeklinde konuştu.

“KANSER TEDAVİSİNDE DÜNYA STANDARTLARINDAYIZ”

Çocukluk çağı tümörlerinde yaşam oranının erişkin tümörlerine göre daha yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Baytan, “Bu yüksek şansı kaybetmemek için çocukların uygun merkezlerde uygun tedavileri görmesi gerekir. Katı tümör dediğimiz tümör grubunda yüzde 75’lerde; lösemi, lenfoma grubunda ise risk grubuna göre yüzde 85 hatta bazı risklerde yüzde 90’ın üzerinde tam iyilik şansı vardır. Ülkemizde her tedavi yöntemi Avrupa ile aynı hızda gelişmektedir. Kanser tedavisinde dünyada sayılı bölgelerden biriyiz. Çocukların aldığı tedaviler çok ağır olduğu için kalıcı etkileri olabilir. Bu yüzden polikliniklerde takip etmeye devam ederiz. Bu hastalıktan iyileşseler bile uzun süreli takiplerine devam ederiz” dedi.

“KANSER TEKRARLARSA TEDAVİ DEĞİŞİKLİĞİ YAPILIR”

Hastalığın tekrarlanma oranının risk gruplarına ve kanserin türüne göre değiştiğini söyleyen Prof. Dr. Baytan, “Yaklaşık yüzde 5 ile 15 arasında değişir. Bunun dışında çocukluk çağı kanserleri yaklaşık yüzde 80 oranında tekrarlamaz. Tekrarlar ne kadar geç olursa o kadar iyidir. Erken tekrarlar daha kötüdür. Geç tekrarlarda tedavi şansımız daha fazla artar. Tedavi protokollerimiz değişir. Bundan sonra tedavi seçenekleri arasına kök hücre nakilleri de girer. Kanser tekrarlarsa tedavi değişikliği yapmak gerekir. Ana tedavilerimizden biri kemoterapidir. Gerekirse özellikle katı tümörlerde cerrahi de önemlidir. Hastalığın durumuna ve riskine göre radyoterapi de uygulanabilir.”

İlgili Haberler