İki arkadaş sinemaya gider.
Filmde bir at yarışı sahnesi vardır.
Arkadaşlar hemen kendi aralarında bahse girerler. Biri beyaz ata, diğeri siyah ata bahse girer. Yarışta beyaz at önde gelir ve diğer kişi kaybeder.
Aynı arkadaş, tesadüf o ki, birkaç yıl sonra yine aynı filme gider. Yine bahse girerler.
Daha önce siyah ata bahse girip kaybeden adam yine siyah ata oynar. Tabii ki filmin sonu belli! Siyah at kaybeder.
Arkadaşı bahsi kazanır ama kafası da karışır:
“Ya arkadaşım, bu yarışın sonu belli, biliyorsun. Bile bile neden kaybedeceğin ata oynadın?” der. İkinci kere kaybetmenin üzüntüsünü yaşayan adam büyük bir pişmanlıkla, “Sürprize oynadım,” der.
İşte bizim bugün yaşadığımız da bu.
Ortada bir iktidar var ve saçma ekonomi programlarıyla bizi fakirleştirdi, perişan etti.
Kendi ülkende dahi yabancı gibi yaşıyorsun.
Aldığın maaş her geçen gün eriyor ve alım gücün düşüyor. Ödediğin vergiler sana nefes bile aldırmıyor.
Zenginin daha da zengin olduğu, fakirin ise dipsiz bir kuyuya düşmüş misali fakirleştiği bir ortamda sen sürprize oynuyorsun.
Nas diye ülkeyi adeta yangın yerine çevirdiler.
Avrupa'nın kabul etmediği bütün göçmenleri ülkene doldurdular.
Petrol fiyatı düşerken sen 1 yıl önce 18 liraya aldığın benzini 40 liraya alıyorsun, her sabah yeni bir vergiyle uyanıyorsun.
Zenginin vergi borcu affedilirken sana, 10 bin liralık maaşına bile e-haciz geliyor ve bunları defalarca göre göre, sonucu bile bile sürprize oynuyorsun.
1 kilo et bile alamazken, dünyada en fazla devlet ihalesi alan üç beş adamın yaptığı otoyollar ve senin hiçbir zaman üstünden geçemeyeceğin köprüyle gurur duyuyorsun.
Yok yok vallahi billahi biz bugün başımıza gelenleri hak ettik.
Sözlenecek söz yok.
Herkese bayram mutluluğu ile geçireceği güzel günler dilerim. İyi bayramlar."
