İstanbul'da bir esnaf, her zaman çalıştığı bankadaki müşteri temsilcisini telefonla arar ve 50 bin lira kredi için faiz sorar. Müşteri temsilcisi hesap eder ve kredinin maliyetini söyler. Banka kredi için oldukça yüksek faiz ve masraf ister.

Oysa başka bir bankadan daha uygun fiyatlama almıştır. Teşekkür eder almaz.

Bir süre sonra o bankadaki hesabından para çekmek ister bir bakar ki hesabından 500 lira banka tarafından alınmıştır.

Kendisinin onayı olmadan, herhangi bir belgeye imza atmadan banka esnafın hesabından 500 lirayı almıştır. Şubeye gider itiraz eder.

Banka bu paranın çekilme gerekçesini "kredi teklifi hazırlama ücreti"  olarak çekildiğini söyler.

Böyle bir ücret olur mu?

Oluyor ki, banka 500 lirayı gönül rahatlığı ile çekebiliyor.

Oysa ortada ne bir imza ne bir belge vardı.

Vatandaş isyan eder ve durumu sosyal medyada paylaşır. Banka adı vererek.

Bu konu kısa sürede binlerce kişi tarafından paylaşıldı.

Paylaşımın altında hep aynı şikâyet.

Şikayetlerin tamamı küçük esnaflardan.

Kimisi hiç kullanmadığı limitin ücretinden kimisi de saçma sapan komisyonlardan şikayetçi.

Bu paylaşım adeta isyana dönüştü.

Bankaların son dönemde faiz dışı gelirini arttırmak için icat ettiği akıl almaz masraf ve komisyonlar insanların canına tak etti.

Hiç kullanılmayan kredinin masrafı mı olur? Bankanın gerekçesi şu:

Bizden kredi teklifi aldın personelimizi meşgul ettin. Bu nedenle teklif hazırlama ücreti alındı.

İnanılmaz bir mantık ve ticari ahlaksızlık.

Buna benzer ticari ahlaksızlık bankalar tarafından bireysel vatandaşlara yapılıyordu. Dekont isteme parası, şubeye gelme parası, hesabına bakma parası, hesap defteri işletme parası, kiralık kasaya gitme parası…

Adeta Deli Dumrul'un köprüsü gibi.

Gidiyorsunuz ve bankaya para yatırıyorsunuz. Sonra yatırdığınız payı görmek için hesap cüzdanınıza işlemesini istiyorsunuz, banka sizden para alıyordu.

İnanılmaz değil mi? Evet inanılmaz ama Türkiye bunu da gördü. Sonunda BDDK el attı ve bu ücretler yasaklandı.

Bankalar artık bireysel müşterilerden keyfi ücret alamıyor. Ancak esnafı adeta soyup soğana çeviriyor.

Bankaların son dönemde bir başka soygun aracı limit tahsis ücreti.

Bankada bir hesabınız var ve banka size diyor ki, 20 bin lira kredi limiti tanımladım ne zaman isterseniz kullanabilirsiniz.

Bir nevi kredi kartı gibi. İhtiyacın olduğunda kullan, olmaz ise kullanma ama orada sana açılmış bir limit var.

Bazı bankalar bu kullanılmayan kredi limitine her ay limit tahsis ücreti alıyor.

Kimisinden 50 lira, kimisinden 500 lira. O bankanın KOBİ birimine bakan yöneticilerin vicdanına kalmış.

Bu nasıl bir ülke, bu nasıl bir denetleme ve yönetim mekanizması. Aylardır yazıyoruz BDDK bu küçük esnaflar için neden harekete geçmez?

Türkiye, bankaların at koşturduğu bir çiftlik mi?

Aman istikrar bozulmasın diye bankalara ses çıkartılmaya çıkartılmaya şımartıldı.

Vatandaş soyguna itiraz ediyor, BDDK'ya şikâyet ederim diyor banka istediğin yere gidebilirsin diyor.

Önceki hafta yerli ve yabancı sermayeli bir bankanın vatandaşı kandırarak milyonlarca liranın nasıl vadesizde tutulduğunu yazdım. Yine tık yok! Bankanın her şubesinde milyonlarca lira para hafta sonu boşta kalıyor.

Bu nasıl kalıyor hiç soruşturuldu mu? Bu hesap sahiplerinden birkaçına paranızı neden hafta sonları vadesizde tutuyorsunuz diye sordu mu?

Hayır!

Sormayınca banka meydanı boş bulur ve daha da fazlasını alır.

Geçen hafta daha fazlasını alan bir bankaya isyan vardı.

Vatandaş isyan etmeye başladı haberiniz olsun!