"12 kötü adam" ve Bahçeli'nin sabır tavsiyesi!

Hani Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Taraf gazetesinin TSK’ya saldırılarına karşı, “Herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde bulunmaya davet ediyorum”  diyordu ya, işte şimdi herkes hangi yerde bulunacağına karar verdi!
Polis Akademisi “Kürt Meselesinin Çözümü: Türkiye Modeline Doğru” başlığı altında,  “Demokratikleşme paketinde olması gerekenler ile süreç kapsamında neler yapılabileceği”  konulu  bir toplantı düzenledi. Hükûmetin İçişleri Bakanı düzeyinde destek verdiği toplantıyı Polis Akademisi Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan yönetti.
Zühtü Arslan, Atatürk’ü ve kuruluş felsefesini Türk Anayasası’ndan çıkarmak isteyen Ergun Özbudun ekibinde yer almıştı. Zühtü Arslan, aynı zamanda Soros’un mali destek verdiği TESEV’deki çalışmaları ile de biliniyor. Zühtü Arslan, Polis Akademisi’nde de ders verirken AB’nin fonladığı TESEV’in TSK’yı hedef alan Almanak 2005 çalışmasına katılmıştı. Zühtü Arslan hakkında TSK ile polisi karşı karşıya getirdiği iddiasıyla dava açılmıştı. AKP iktidarı kendisini ödüllendirerek Polis Akademisi’nin başına getirdi. O da şimdi görevini yapıyor.

* * *

Toplantı, ağırlıklı olarak yandaş medya ve yandaş gazetecilerle gerçekleştirildi. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, toplantıya Cumhuriyet, Milli Gazete, Gözcü ve Yeniçağ’dan kimseyi davet etmezken Taraf gazetesinden Prof. Mithat Sancar ve Tayyip Erdoğan’ın dış politika başdanışmanı İbrahim Kalın da Sabah gazetesi yazarı olarak oradaydı!
Toplantıya Milliyet’ten Hasan Cemal, Habertürk’ten Muharrem Sarıkaya, Akşam’dan Deniz Ülke Arıboğan, Radikal’dan Oral Çalışlar, Sabah’tan Okan Müderrisoğlu, Star’dan Mustafa Karaalioğlu ve Nasuhi Güngör, Vatan’dan Ruşen Çakır, Yeni Şafak’tan Fehmi Koru ve Ali Bayramoğlu, Zaman’dan Mümtazer Türköne ve İhsan Dağı katıldı. Hürriyet’ten Ertuğrul Özkök de davetli olduğu halde mazeret bildirerek toplantıyla gelmedi.
Katılımcılar 14 kişiydi gerçi ama MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “12 dev adam” dan esinlenerek, toplantıya katılan gazeteciler için “12 kötü adam” nitelendirmesinde bulundu.
Deniz Ülke Arıboğan ve biraz da Muharrem Sarıkaya’yı ayrı tutarsanız, hemen hepsi bir çizgide olan gazeteciler..
Peki ama AKP iktidarı, vatandaştan bu gazetecilerin fikirleriyle mi oy aldı yoksa “dindarlık”, “muhafazakarlık  ve hatta “milliyetçilik”  söylemiyle mi? Bu arkadaşların,  “Tek vatan, tek millet, tek bayrak”  çizgisiyle bir ilgileri var mıdır? 
Dolayısıyla burada büyük bir aldatma ve kandırma söz konusudur!
AKP vatandaşa dindarlık ve milliyetçilik gösteriyor, çoğu  “liberal faşist”  olarak adlandırılan gazetecilerle iş pişiriyor!

* * *


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu tabloyu anlatırken, Türk Milleti’nin hükümranlık haklarına kimseyi müdahale ettirmeyeceklerini de söyledi. Dinlerken, içinizden “helal olsun” demek geliyor. Fakat, konuşmanın sonuna doğru, Bahçeli, vatandaşı sabırlı olmaya ve günü geldiğinde MHP’yi tek başına iktidar yapmaya davet etti.
İyi güzel de, “12 kötü adam” ile Türkiye’yi dönüştürmeye çalışan AKP, seçime kadar  Üsküdar’a geçmez mi?
Türk Milleti, 2011 seçimlerine kadar durumu seyrederse, ortada savunacak hükümranlık hakkı mı bırakacaklar?
Peki Bahçeli, durumun kötüye gittiğini en az bizim kadar bilmez mi?
Bilir elbette! Fakat, her zaman olduğu gibi yüksek sesle ortaya bir tepki koyarak, milletin tepkisini göğüsleyip yumuşatmaya çalışıyor gibi geldi bana!
Nitekim; Bahçeli “seçimleri bekleyin” diyor!
Oysa, Türkiye’nin rejimi değiştiriliyor; seçimi beklemek, bu dönüşüme onay vermek demektir!
Ayrıca Bahçeli’nin “12 kötü adam” dediği listeden Ruşen Çakır, demokratikleşme paketine MHP’nin karşı çıkacağını zannedenlere katılmadığını söylüyor!
O da gerçeğin nutuklardaki gibi olmadığını biliyor çünkü!

Yazarın Diğer Yazıları