AKP, sivil Mondros’u imzaladı; Yeni Anayasa, sivil Sevr olacak!

PKK’nın İnternet sitesi İmralı’daki görüşmelerde mutabakat sağlandığını öne sürdü. PKK sitesi, bizzat Apo’nun hazırladığını belirttiği 3 aşamalı yol haritasını şöyle açıkladı:
“1. Aşama: Hükümet, anadilde savunma hakkından sonra KCK tutuklularının tahliyesini sağlayacak hukuki düzenlemeleri yapacak. PKK da, bu adımlara paralel olarak eylemlerini durduracak. İki taraf, ’çatışmasızlık ortamını kalıcı olarak’ilan edecek.
2. Aşama: Türkiye, Suriye Kürdistanı’nı tanıyacak. PKK da, buna karşılık olarak Türkiye’deki silahlı güçlerini sınır dışına çekecek.
3. Aşama: Anayasa değiştirilecek. Anadilde eğitim ve özerklik anayasal güvenceye kavuşturulacak.” 

 

***

 

Aslında AKP iktidara geldiğinde, PKK bu tür  talepleri seslendiremez duruma getirilmişti. Fakat AKP’nin ABD’yi de yöneten Dış İlişkiler Konseyi tarafından desteklenmesinin tek şartı, yerel yönetimlere özerklik vermesiydi. ABD, Büyük Kürdistan’ı ancak bu şekilde kurabileceğini biliyordu. Nitekim söylediklerini de yaptılar.
ABD, 1997 yılının haziran ayında, AKP iktidarın bugünkü açılım söylemi ile bire bir örtüşen bir Türkiye raporu hazırlatmıştı. Yine Graham Fuller ve Henri Barkey imzasını taşıyan raporda,  “Bir değişim gerçekleştirmek için sivil politik liderler çok zayıf. Türkiye’de bu sorunu askeri olmayan yöntemle çözme cesaretini gösterecek lider yok” deniyor ve cesur bir lider bulunması gerektiği işleniyordu.
Nitekim aranan lideri buldular ve iktidara getirdiler. Yetmedi, Büyük Orta Doğu Projesi eş Başkanlığı’na tayin ettiler. Yetmedi, Arap Baharı’nın öncüsü haline getirdiler. Yetmedi, Libya’ya NATO gücünü davet ettirdiler. Yetmedi, Kandil’e operasyon için Türkiye’nin Güneydoğusu’na NATO’yu davet ettirdiler. Bu davetler yapılırken de Türk kamuoyunu, içerideki operasyonlarla oyaladılar. Direnç odaklarını, etkisizleştirdiler. Tayyip Erdoğan ise “Türk Milliyetçiliği ayağımın altındadır” noktasına kadar gelmiştir.

 

***

 

Bu arada Türk kimliğini çözme operasyonunun ihalesini de AKP iktidarı üstlendi. Habur ve Oslo rezaletlerinden sonra sıra Abdullah Öcalan ile doğrudan görüşmelere geldi..
ABD, Irak’ı, Büyük Kürdistan kurabilmek için işgal etmişti. 2003’teki 1 Mart tezkeresi geçseydi, Mersin’den Hakkari’ye kadar uzanan topraklarda 80 bin Amerikan askeri üslenmiş olacaktı. Bunlarla birlikte Çorlu, Sabiha Gökçen, Afyon ve Konya  havalanları ile Trabzon ve Samsun limanları da da işgal kuvvetlerinin emrine verilecekti. Yani 1 Mart tezkeresi, bir çeşit Mondros mütarekesiydi. Fakat tezkerenin reddi ile Türk ordusunu tasfiye etmeleri gerektiğini anladılar. AKP iktidarı, Amerika’dan gönderilen Susanne Hayden adlı savcının danışmanlığında önce özel yetkili savcıları eğitti, sonra düğmeye bastı. Bugün Türk Deniz Kuvvetleri felç olmuş durumdadır ve Türk Hava Kuvvetleri’ni de aynı akıbet beklemektedir. Türk ordusunun 359 mensubunun tutuklanmasının sebebi, bugün PKK talebi olarak karşımızı çıkan ABD’nin özerklik projesidir.

 

***

 

CFR örgütü, AKP kurulmadan önce, 2001 yılı Temmuz ayında Tayyip Erdoğan’a bir lobi şirketi aracılığı ile gönderdiği gizli muhtırada,  “Mr. Erdoğan, Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir” demişti.
Erdoğan, üç buçuk sayfalık bu belgedeki maddeleri hemen hemen aynı cümlelerle parti programı haline getirdi ve uygulamaya başladı. Kısacası Yeni Anayasa ile Sevr Antlaşması’nı Türkiye’ye askeri olmayan bir yöntemle kabul ettirmiş olacaklar. Mesele, muhalefetin de bu oyunun parçası olmasıdır. Yoksa bu kadar ileri gidemezlerdi.

Yazarın Diğer Yazıları