AKP Sözcüsü Çelik'ten İsveç ve NATO üyeliğine dair ilk açıklama

AKP Sözcüsü Çelik'ten İsveç ve NATO üyeliğine dair ilk açıklama
Erdoğan'ın, NATO liderler zirvesinin ardından düzenlediği basın toplantısında bir gazetecinin, İsveç’in üyelik süreci hakkındaki soruya verdiği “Bir an önce bu sürecin bitmesini istiyoruz" yanıtı konuşulmaya devam ederken, AKP sözcüsü Ömer Çelik'ten NATO üyeliğine dair yeni bir açıklama geldi.

Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlayan AKP Sözcüsü Ömer Çelik, "Türkiye, İsveç'in NATO üyeliğine evet demedi, NATO üyeliğinin önünü açmaya evet dedi. Cumhurbaşkanımız eski üçlü muhtıranın 4. maddesine atıf yapan bir metin çıktı.

Türkiye'ye dönük olarak savunma sanayi yaptırımları tamamen kalkacak.

Bu zirvede ilk defa NATO Genel Sekreteri, terörle mücadelede özel koordinatör atayacak. Türkiye diyor ki, 'bana karşı taahhütlerin içerisine girdin, ben de bu iyi niyete karşı önünü açıyorum, ama bu süreç sonuçlanmış değil" diye konuştu.

Enflasyonun tek haneye ineceğini ifade eden AKP Sözcüsü Çelik, yerel seçimlerle ilgili olarak da "İstanbul hizmet siyasetine kavuşacak" ifadelerini kullandı.

Çelik'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle.

Kabineye bakarak Türkiye doğuya yaklaşıyor ya da batıya yaklaşıyor gibi yorumların çok indirgemeci yorumlar olduğunu düşünürüm.

Cumhurbaşkanımızın siyasi yaklaşımı içinde kabine toplantıları ne kadar düzenli yapılıyorsa, onun kadar parti toplantıları düzenli yapılır.

Bütün Cumhuriyet tarihinde il başkanları toplantılarını en düzenli yapan liderdir. Kabine Cumhurbaşkanımızın kendi değerlendirmesidir. AB meselesinde, son zirvede verdiği mesajlar kadar aynı şekilde Putin'le, Rusya ile ilgili olarak ya da Pasifik zirvesi temelinde verdiği mesajların çoğu eşit ağırlıktadır, o çerçevede devam eder.

AB meselesinin ilerlemesi için ne lazım? Gümrük Birliği, vize serbestisinin dışında fasılların açılması lazım.

Faslın açılması bir ülkenin üyeliğinin başlaması değil. Sen fasıl dahi açmaz isen 'Ben bu konuyu konuşmak istemiyorum' demektir. Demek ki, ilişkileri indirgediğin noktada tutmak istiyorsun. Merkel döneminden sonra Türkiye liderler zirvesine çağrılmamaya başladı.

Bugün AB'nin Cumhurbaşkanımızın katılacağı zirveye ekmek ve su kadar ihtiyacı vardır. Ben AB bakanı iken bir dönem başkanı ülkenin Dışişleri Bakanı bana 'Siz muazzam bir ülkesiniz, burada ne işiniz var' demişti. Şöyle bir bağlam içinde söyledi, 'siz çok büyük ülkesiniz, buraya niye tenezzül ediyorsunuz' anlamında söylemişti.

"TÜRKİYE İSVEÇ'İN NATO ÜYELİĞİNE EVET DEMEDİ"

Türkiye, İsveç'in NATO üyeliğine evet demedi, NATO üyeliğinin önünü açmaya evet dedi. Cumhurbaşkanımız eski üçlü muhtıranın 4. maddesine atıf yapan bir metin çıktı.

Türkiye'ye dönük olarak savunma sanayi yaptırımları tamamen kalkacak. Bu zirvede ilk defa NATO Genel Sekreteri, terörle mücadelede özel koordinatör atayacak.

Türkiye diyor ki, 'bana karşı taahhütlerin içerisine girdin, ben de bu iyi niyete karşı önünü açıyorum, ama bu süreç sonuçlanmış değil'. Yüce Meclis imza attığı metindeki terörle mücadele ile ilgili olarak, AB süreciyle ilgili olarak İsveç mükellefiyetini yerine getirmiş mi getirmemiş mi?

Meclis bunu takdir edecek. Bu zirvede terörle mücadele konusunda yüksek bir taahhüt çıktı.

Türkiye'nin AB süreciyle ilgili çok güçlü bir taahhüt ortaya çıktı. Güvenlik ihtiyaçların karşılanması konusunda açık ya da gizli ambargosunun kaldırılması şeklinde taahhüt ortaya çıktı.

"SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ 'TATMİNKÂR' BULURSA"

Biden'in verdiği mesaj güçlü. Ama biliyorsunuz ona kongre karar veriyor. Biden 'Ben kişisel olarak böyle düşünüyorum, bunun kongreden geçmesi için elimden gelen çabayı sarf edeceğim dedi.

Cumhurbaşkanımızın terörle mücadeledeki tavrı çok net. Bu süreç içerisinde, Meclis'e gelinceye kadar süreç içerisinde tüm parti grubumuzla birlikte şuna bakacağız. Devletin ilgili birimleri 'Evet İsveç mükellefiyeti yerine getirmiştir' diye bir arzda bulunup, sayın Cumhurbaşkanımız 'Bizim açımızdan tatminkârdır' derse biz 'evet' deriz.

Bu sayın Cumhurbaşkanımızın ortayla koyduğu irade ile tescillenecek. Kendi devletimizin kurumları ve Cumhurbaşkanımızın tutumu bizim açımızdan belirleyici olacak.

Bizim bunun önünü açmamız onay verilmesi anlamında otomatik bir irade anlamına gelmiyor. Bunu demek istiyor sayın Cumhurbaşkanımız. Mesela Finlandiya'nın attığı adımlar tatminkâr bulundu ve onay verildi. Biz NATO'nun genişlemesinden yanayız.

Genişlemesine karşı çıkılırsa NATO bir ideolojik örgüte dönüşür. Şimdi Meclis mesaisini tamamlıyor. Yeni döneme kalacaktır. Ekim Kasım ayında.

İlgili Haberler