Türkiye’de bir insanın gerçek kişiliğini ortaya çıkartmak istiyorsanız tek yapmanız gereken, ona hak etmediği bir makam ve mevki vermek. Hemen göreceksiniz onda yaşanacak değişimi!

O eleştirdiği egemen bakış açısına nasıl da bürünüyor, nasıl başlıyor insanlara tepeden tepeden bakmaya.

Ülkemizde her alanda bu durum hakimken bunun en çok hissedildiği alanların başında ise maalesef akademi geliyor. Maalesef Türkiye’deki akademik camia AKP sayesinde bu tiplerle doldu taştı.

Hani hikaye/öykülerde bir anlatıcı bakış açısı vardır tanrısal bakış açısı:

Yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak olan her şeyi bilen, gören ve duyan.

İşte bu tipler akademide hoca olduktan sonra maalesef bu bakış açısına sahip oluyor. Tepeden tepeden konuşmalar, her şeyi ben bilirim tavırları.

Bir kibir abidesine dönüştüklerinin farkındalar mı acaba bilmem?

Öğrenciyle, vatandaşla konuşmasını bilmeyen, slayttan okuduklarıyla öğrencileri bilgilendirdiğini, eğittiğini sanan tipler!

Bu tipleri çok arıyorlar mı acaba akademiye almak için?

Bu tiplerin kendilerine ne faydası var ki öğrenciye olacak?

Kendi yetkinlikleri ne ki öğrencinin çalışmasını değerlendirip ona doğru yol gösterecek bunlar.

AKP sağ olsun her yere açtığı üniversitelerle binlerce gencimizi işsiz bırakmakla kalmadı, aynı zamanda ahbap çavuş ilişkisini devreye sokarak akademinin de temeline dinamit döşedi.

Liyakatsiz, konuşmayı bilmeyen, egoist insanların üniversitelerde hoca olmalarını sağladı AKP.

Liyakatli, eğitimli insanlarsa “dayısızlıktan” aç ve açıkta kaldı.

Bu ülkede eğitimin son halkası olan doktora mezunu insanlar hayatta kalmak için ne iş bulurlarsa onu yapıyorlar.

Dayısı olan liyakatsizler ise üniversite koridorlarında kasım kasım kasılarak egoist pozlara giriyor.

Daha dün ortaya çıktı ki YKS’ye giren adaylardan bazıları eksi netlerle üniversitelere girdi. Şimdi bunlar 4 yıllık üniversiteyi bitirdikten sonra bakacaklar sektörlerinde iş yok yüksek lisans yapayım doktora yapayım diyecekler.

Dayıları vasıtasıyla doktora yaptıktan sonrada akademiye girip öğretim üyesi olacaklar.

İşte bu tipleri üniversitelerden temizlemedikçe ne Türkiye’de akademi düzelir ne ülkemiz kalkınır.

Bilim üreterek ülkesine ve milletine katkı sağlamak isteyen gerçek bilim aşığı öğrenciler ise sağdan sola savrulup duracak.

Gerçek bilim aşığı öğrenciler geçinebilmek için çeşitli işlerde birilerini zengin etmek için kendini heba edip duracak.

İşte AKP’nin Türkiye''de akademiyi düşürdüğü durum tam olarak budur.

Eğer Türkiye’de hala akademik camia ayakta durabiliyorsa tüm ulusal ve uluslararası tüm akademik başarısına rağmen mütevazılığıyla gönüllerde taht kuran sayıları bir elin parmağını geçmeyen hocalar sayesindedir.