Allah hepimizin müstahakkını versin!

Allah hepimizin müstahakkını versin!

Bana göre liderler içinde en vefalısı(!), Sayın Erdoğan.

Samimi söylüyorum.

*

Ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oluşundan bu yana, birlikte yürüdüklerine hep sahip çıktı.

Ellerinden tuttu;

Genel Müdür yaptı…

Müsteşar yaptı…

Milletvekili yaptı…

Bakan yaptı…

Çift maaşlı yaptı…

Çok maaşlı yaptı…

Yaptı da yaptı.

Sonunda Sayın Erdoğan, hep vefalı olarak anılır oldu.

Kime karşı?

Kendini yalnız bırakmayanlara karşı.

*

Pekâlâ, emekli de ona sahip çıkmıştı ya, emeklisine ne yaptı?

Onların sesini…

Feryadını…

Serzenişini…

Ağlamasını nedense duyamamış, hatta çaresizliği yaşarlarken -emekliye zam yapılmış olduğu halde zam alamamaları- sahiden de çok komik değil mi?

Bence komik.

*

Şimdi de açıklandığına göre, emeklilere; “29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ikramiyesi sadece bir sefere mahsus olmak üzere” verilecekmiş.

*

Ya sonraki yıllar!..

Sonraki yıllar, anladığım kadarıyla verilmeyecek.

*

Ya ara zam?

Ara zam ne zaman olacakmış?

*

Ara zam da olmayacakmış gibi görünüyor.

Şimdilik zam konusu gündemden çıkmışa benziyor.

Önce şu 5.000 lirayı versinler, zam konusu zamanı geldiğinde düşünülür.

*

Zamanı… ne zaman zamanı?

*

Canım aralık ayından itibaren abartılı yüzde oranları dillendirilir…

Özellikle yandaş basında bir güzel işlenir…

Emekli üzerinden algı yaratılır ve umutlanır emekli…

Ya sonra?

Sonrası her zaman olduğu gibi emekliler için sükutu hayal!..

*

Çünkü biz acıların duygusal çocuklarıyız.

Yokluğumuz ve yoksulluğumuzda isyan ederiz de yine de bizi bu hallere getirenler dinimize, imanımıza vurgu yaptığında, dayanamaz oyumuzu yine ona veririz.

Neden öyle olur?

Adam abdestinde namazında!..

*

İyi de birinin abdestinde namazında olması beni ne ilgilendirir ki?

Beni ilgilendiren onların beni muhannete muhtaç etmemeleri!..

Bugün emekli muhannete muhtaç ve hayat onlar için çok zor!

Bundan iktidar hiç mi ıstırap duymaz acaba?

*

İşte o konuda emin değilim, ancak ‘…muş’ gibi yapıyor olabilir.

Üstelik iktidarın, emekliyi çaresiz bıraktığı da kesin.

O zaman emekli, sefilleri oynasa da ‘Abdestinde, namazında’ diye, -sanki onun namazının sevabını emekli alacakmış gibi emekliye faydası varmış gibi- yine de ona yönelirler.

*

Hep öyle olmadı mı?

Öyle oldu?

Bu sefer farklı mı olur?

Hiç sanmıyorum.

Ne diyeyim, Allah hepimizin müstahakkını (layığını) versin!..

*

Ne verirsen elinle o gider seninle…

Başka da bir şey demiyorum!..

Yazarın Diğer Yazıları