Demirel'in 1975'te yaptığını yapmak!

ABD Dışişleri'nin, "Türkiye'ye yaptırımların asıl hedefi Rusya" demesi önemli ama Rus uzman Korotçenko, "ABD, yaptırımlarıyla Türkiye'nin bağımsızlığını hedef alıyor." dedi.

Rusya Savunma Bakanlığı Halk Konseyi üyesi ve "Natsionalnaya Oborona" Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Emekli Albay İgor Korotçenko, Sputnik'e konuştu ve özetle şunları söyledi:

"ABD'nin açık bir şekilde bu tür davranışta bulunması, Türkiye'yi eşit haklara sahip partner olarak görmediklerini gösteriyor. ABD'nin aslında Türkiye'ye her zaman pek iyi davranmadığını kaydetmek gerekir. Ardında ABD ajanlarının durduğu 15 Temmuz darbe girişimini de hatırlıyoruz. ABD'nin himaye altına aldığı ve Türkiye'deki durumu istikrarsızlaştırmak için her an devreye sokmaya hazır Fethullah Gülen'i de hatırlıyoruz. Ayrıca ABD, Türkiye'nin güçlü ve etkili hava ve füze savunma sistemine sahip olmasını istemiyor. Bu, Türkiye ve Türk halkına karşı meydan okumadır. Türkiye'nin, bağımsızlığını ve askeri potansiyelini daha da güçlendirerek ve Rusya ile en yeni silah sevkiyatı alanındaki ilişkilerini daha da üst seviyeye çıkararak cevap vereceğini düşünüyorum."

***

Türkiye'deki siyasi irade, Rusya ile yeni silah sistemleri satın alma konusunda ilişkileri daha üst düzeye çıkarır mı ondan emin değilim. Gerçi, Mehmet Ali Güller, yine Sputnik'te Ceyda Karan'a yaptığı açıklamada "Türkiye S-400'leri hızla aktifleştirmeli, İncirlik 1975'teki gibi kapatılmalı, Kürecik gündeme getirilmeli" dedi ama 1975'te 21 ABD üssü ve tesisini kapatan, İncirlik üssünü de NATO maçlarıyla sınırlayan Süleyman Demirel idi ve bunun bedelini nasıl ödediğini, "6 defa gittim yedi defa geldim" diye açıklamıştı.. Şimdi Tayyip Erdoğan'ın bir defa gitmeyi göze alması söz konusu olabilir mi?

Bu konuda Kemal Kılıçdaroğlu ile Tayyip Erdoğan arasında bir tartışma olmuştu:

Bir gazetecinin, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun Kürecik ve İncirlik'le ilgili itidal tavsiyesi var. Ancak arşivler, Kılıçdaroğlu'nun 'Gerekirse İncirlik kapatılsın' sözünü hatırlatıyor... Siz ne diyeceksiniz?" sorusuna Erdoğan şöyle cevap vermişti:

"Yalan ne yazık ki bol. Burada neyin itidalinden bahsediyorsun? Bir tarafta yaptırımları gündeme getirenler var. Bu adımı atmazsanız, 'Bak, yaptırımdan bahsediyorlar. Neyi bekliyorsunuz?' diye söylemeye başlayacaklar. Kılıçdaroğlu, kendine göre bizi ters köşe yapmaya çalışıyor. Her adımını dikkatli şekilde sürdüren bir iktidar var. Gerek İncirlik üssü, gerek Kürecik üssü, gerekirse ikisi birden… Buna kalsa bunlar, bize terörle mücadelede de itidal tavsiye edecekler. Hala da ediyorlar. Biz nerede itidalli davranacağımızı, nerede kararlı adımlar atacağımızı gayet iyi biliyoruz."

Görüldüğü gibi bu cevap Kılıçdaroğlu'na sert bir karşılık olmasına rağmen ABD'ye karşı itidalli bir yaklaşım idi…

***

Tabii Biden'ın ABD başkanlığını resmen devralması bekleniyor ama yeni başkan tanınmayan biri değil ki.

Anadolu Ajansı için "Biden dönemi ABD-İsrail ilişkilerinin dinamikleri"ni inceleyen Gökhan Çınkara, "1970'lerden bu yana İsrail'i yakından gözlemleyen ve İsrailli siyasilerle kişisel ilişkiler kurmuş bir siyasetçi olduğu bilinen Biden'ın İsrail dosyasını yerleşimler, İran'ın nükleer silah edinimi, seküler/dindar ilişkileri ve Çin-İsrail yakınlaşması oluşturuyor." diyor.

Benim yazı arşivimde ise Biden'ın 32 yıl önce Türkiye'nin İsrail'e karşı Filistin'in yanında yar almasından dolayı "Türkiye'nin etrafını, ateş çemberine çeviririz!" dediği var! Doğu Akdeniz'de ABD'nin Yunanistan yanında yer alması da ABD başkanının kim olduğundan bağımsız olarak "İsrail'i korumak ve enerji kaynaklarına hâkim olmak" hedefleri açısından değerlendirilmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları