Sizin hakkınızı aramayanın soyu sopu kurusun. Dünya enkazda ölüme terk edilen kadın ve küçük kızı konuşuyor

Sizin hakkınızı aramayanın soyu sopu kurusun. Dünya enkazda ölüme terk edilen kadın ve küçük kızı konuşuyor
Dünya enkaz altında 5. Gün ölen kadın ile 'baba enkaz altındayım. Kimse ilgilenmiyor' deyip günler sonra ölen küçük kızı konuşuyor. Kurtarılmayıp ölüme terk edilenler, size söz; dünya durdukça hakkınızı hatırlayacağız.

Kahramanmaraş''ta meydana gelen iki büyük depremin psikolojik enkazı insanları yaralamaya devam ediyor.

Sosyal medyada canlarını kaybedenlerin konuşmaları ise yürekleri dağlıyor. Öyle ki, sosyal medyada paylaşılan iki videodaki çaresizlik adeta depremzedelerin gözlerinden okunuyor.

Bahsi edilen iki videoyu dünya konuşuyor.

İŞTE İLK VİDEO 

Adıyaman’da, yaşanan depremden sonra eşi, oğlu ve annesi enkaz altında kalan ve günlerce yardım bekleyen ancak bir türlü gelmeyen ve sonucunda tüm ailesini hepsini kaybeden Murat Uluçay isyan etti. Uluçay şu ifadeleri kullandı;

‘’ENKAZIN ALTINDAN SESLER GELİYORDU’’

‘’Ben Murat Uluçay. Adıyaman depremiyle ilgili yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Gerçekleri bilmenizi istiyorum. Depremin yaşandığı sabah biz annemlerdeydik. İki blok büyük bir sarsıntıyla yerle bir oldu. Oturma odasının duvarının kırılmasının etkisiyle ben dışarıya fırladım. İlk dakikalarda kurtulan tek kişi benim. Bundan sonraki süreçte bütün ailem, komşularım o iki bloktaki enkazın altında kaldı. Sabah aydınlanırken enkazın altından sesler geliyordu.’’

‘’VALİ EFENDİ SIRITARAK HİÇBİR ŞEY SÖYLEMEDEN SAVUŞTURDU’’

‘’İlk 3 gün ne AFAD’dan bir yetkili ne Kızılay’dan bir yetkili ne de devletten bir yetkili o enkazın başına gelmedi. Ne yapacağımızı bilmeden sağa sola koşuştururken gideceğimiz yer valilik oldu. Vali efendinin yanına gittiğimizde sırıtarak hiçbir şey söylemeden bizi oradan savuşturdu. Enkazın başında 3 gün bekledik. Gelen olmadı. Dördüncü gün Meksika’dan grup geldi, İran’dan grup geldi, İsrail’den grup geldi.’’

‘’HAŞMETLİ İMPARATORLARIN SÖYLEMLERİ İLE ŞEKİLLENEN TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NDEN KİMSE GELMEDİ’’

‘’Haşmetli imparatorların söylemleri ile şekillenen Türkiye Cumhuriyeti’nden kimse gelmedi. Biz dünyanın en büyük ülkesiyiz diyen sayın reisim bizi unutmuştu. Ne elektrik vardı ne cep telefonu çekiyordu. Ne yemek vardı, ne su vardı, ne hastane vardı. İnsanlar kaderlerine terk edildi. Eşim, annem, oğlum enkaz altındaydı. Eşim, otopsisinde 5. gün vefat etmiş, haykıra haykıra ölmüş. Bağıra bağıra ölmüş. Ellerinde avuçlarında dolu dolu saçlarını yolmasından oluşan saç parçaları vardı. Bunların hepsi canlıydı. Annemi kaybettim, oğlumu kaybettim, eşimi kaybettim. Ağır yaralı olarak günlerce hastanelerde kaldım.’’

‘’TEHDİTTEN BAŞKA BİR ŞEY BİLMİYORSUNUZ’’

‘’Yahu sen devletsin devlet. Hani senin şefkatin? Hani senin merhametin? Tehditten başka bir şey bilmiyorsunuz. Maraş’ta o bakanların gülüşlerini kabul etmiyorum. Ben o gülüşleri sırtıma saplanan bıçak olarak algılıyorum. Vali’nin gülüşlerini kabul etmiyorum. Meksika’daki adam 3.gün geliyor da sen nasıl gelemiyorsun? O enkazın altında binlerce insan öldü. Kim ne derse hemen gözaltıyla tehdit ediyorsun. Yahu sizin hiç mi suçunuz yok? Bu binaları ben mi yaptım. Belediye başkanı ben miydim? 9 defa imar yasası değiştirdiniz. Rant için. Yok Beşiktaş’ı suçluyorsunuz, yok Fenerbahçe’yi suçluyorsunuz. O binaları yapan müteahhitleri sağlam yapmaları için gerekeni yapsaydınız. Ama rüşvet çarkı oluşturmuşsunuz. En baştan en sona kadar her şey rüşvetle dönüyor. Seçilmiş, önünü göremeyen milletvekilleri, yazıklar olsun hepinize. Yazıklar olsun!’’ dedi.

İKİNCİ VİDEO

Hatay Antakya''daki Elit Apartmanı''nda 2 kızı ve eşini kaybeden Mümtaz Gövce, "10 yaşındaki kızım enkaz altındayken bana ''Baba annemlere ulaşamıyorum, galiba ben de öleceğim'' diye sesli mesaj atmış. Ancak şebeke çekmediği için bana mesaj gelmedi. Bunun üzerine kızım öyle bir yalnızlık duygusuna kapılmış ki annesinin telefonundan kendisine ''Seni seviyorum'' yazmış" dedi.

"ENKAZDAN ''KURTARIN'' SESLERİ GELİYOR, BAKAKALIYORSUNUZ"

Depremden 8 ay önce apartmanın altında bulunan bir dükkanda kolonların kırıldığını farkedip durdurduklarını söyleyen Gövce, "Bu işlem orada bitti diye biliyoruz. Sonrasında kontrol de ettik. Dükkanların dış cephesi yapıldıktan sonra da bildiğimiz kadarıyla o işlem orada bitmişti" dedi. Deprem sonrası enkaz haline gelen apartmanın fotoğraflarının kendisine gönderildiğini söyleyen Gövce, "O fotoğrafı görünce arabamla hemen yola çıktım. Hatay''a 7 saate vardım. Apartmanımız asma katlarla birlikte 9 kat ve 42 daireden oluşuyordu. Yaklaşık 175 kişinin yaşadığı bir apartmandı. Biz üçüncü kattaydık. Apartmanın eksi 1''nci kısmında otoparkımız vardı. Yakınları orada olan kişilerle birlikte, ellerimizde enkazı kaldıralım dedik ama betonla savaş olmuyor. Öyle bir enkazı elinizle kaldıramazsınız. Düşünün ki her enkazın altından sesler duyuyorsunuz, ''Kurtarın beni, imdat'' diye ama sadece bakakalıyorsunuz. Bu çaresizliği başka türlü yaşayamazsınız" dedi.

İlgili Haberler