Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Belçika Kanada karşısında favoriydi. Ama Kanada hiç de eksik kalmadı rakibinden. Hatta zaman zaman daha da iyi oynadı diyebiliriz.

Peki buna rağmen Belçika neden kazandı?

Çünkü iki farkı vardı. Birincisi golcüsü. İkincisi kalecisi. Ne Kevin de Bruyne, ne de diğer yıldızları. Beşiktaşlı Atiba''nın takım kaptanı olarak çıktığı Kanada''da bitirici adam eksikliği vardı.

Beşiktaş''ın futbol aklının (!) beğenmediği, Fenerbahçe''nin ise hemen kaptığı Batshuayi oyunda kaldığı 77 dakika içinde koşuları, pozisyon alışları ve vuruşlarıyla bir takım için ne kadar önemli olduğunu kanıtladı.

Kanada defansını hataya zorladı, pozisyonlar yakaladı, nefis de bir gol attı. Kaleci Courtois''ın da 10. dakikada Alphonso Davies''in penaltısını ve yine Beşiktaş''tan tanıdığımız Larin''in kafa vuruşunu kurtarışını unutmayalım tabi.

Atiba''ya gelirsen. Adamın yaşı olmuş 39. Hala Kanada için önemli bir oyuncu olması elbette ki takdir edilecek bir durum. Diğer yandan Kanada''nın hala onun yerini dolduracak bir oyuncu çıkaramaması da eleştirilecek bir olay. Zaten o yaştaki adam ne kadar kalabilecekti ki oyunda. 58 dakika dayanabildi yüksek tempoda, sonra çıktı ve Larin girdi.

Larin de zorladı Belçika defansını ama...

Sonuçta beklendiği kadar üstün oynamasa da kazandı Belçika.

Futbolda atan ve tutan çok önemli derler. Bunun doğru olduğunu bir kez daha gördük maçta. 

Belçika''nın farkı atan Batshuayi ile tutan Courtois''dı. Bu fark da maçı almasına yetti.

Dünya Kupası''na galibiyetle başladı Belçika. Kanada''ya ise alkışlar teselli oldu.