Kılıçdaroğlu ‘para dilenen bir iktidar’ sözleriyle yüklendi: Bir Araplara gidersiniz bir IMF’nin kapısına

Kılıçdaroğlu ‘para dilenen bir iktidar’ sözleriyle yüklendi: Bir Araplara gidersiniz bir IMF’nin kapısına
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Aydın'da Toplu Temel Atma Töreni'ne katıldı. Kılıçdaroğlu, "Bugün para dilenen bir iktidar düşünün. Gidip Araplara acaba bize 5, 10 dolar para verirler mi?" diye konuştu.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Aydın'ın Söke ilçesinde Aydın Büyükşehir Belediyesi Toplu Temel Atma Töreni'ne katıldı. Törende Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Söke Belediye Başkanı Mustafa İberya Arıkan birer konuşma yaptı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu törende yaptığı konuşmada Sökeli vatandaşlara seslendi.

İktidarın para dilendiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bugün para dilenen bir iktidar düşünün. Gidip Araplara acaba bize 5, 10 dolar para verirler mi? Bir gidersiniz IMF’nin kapısına, acaba bize para verirler mi?" ifadelerini kullandı.

kilicdaroglu.jpgKılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“HALKA HİZMET ETMEK, HAKKA HİZMET ETMEK DEMEKTİR”

"Sizlerle beraber olmaktan son derece mutluyum. Belediye Başkanımızı, Büyükşehir Belediye Başkanımızı dinlediniz. Onların düşünceleri, çabaları, sizlerle ilgili planları, projeleri her zaman önemli. Önem verdik her zaman. Çünkü halka hizmet etmek, hakka hizmet etmek demektir. Eğer bir belediye başkanı, kendisini seçildiği kente adamışsa yani o kentin insanına yaşı, yaşadığı yer neresi olursa olsun hizmet edebiliyorsa olağanüstü bir güzellik var demektir.”

“MALİYE BAKANLIĞI’NDA GÖREVE BAŞLADIĞIM YILLARDA SÖKE’DE GÖREVLİYDİM

“Söke’nin benim hayatımda önemli bir yeri var. Çünkü ben Maliye Bakanlığı’nda göreve başladığım yıllarda Söke’de görevliydim. Ben 1 buçuk ay Söke’de, 1 buçuk ay da Kuşadası’nda görev yapmıştım. Efes Oteli’nde de kalmıştım. Daha sonra bir eve taşındık. O dönemini de bilirim Söke’nin şimdiki dönemini de üç aşağıya beş yukarıya biliyoruz.”

“SORUNUNUZ VAR AMA ÖZLEM BAŞKAN, BUNLARI ÇÖZMEKTE KARARLI”

“Trafik sorununuz var, yol sorununuz var, yeşil alan sorununuz var ama Özlem Başkan, bunları çözmekte kararlı. Az önce çıktı, gayet güzel anlattı. Üstelik doğayı, tabiatı, yolları bozmadan yeraltına otoparkı yapacak, üstü yeşil alan olacak. Çocuklar eğlenecekler, sizler orada olacaksınız, ağaçların dibinde oturacaksınız. Gayet güzel kentin bütün imkanlarından yararlanacaksınız. 1 milyara yakın yatırımı yaptı. Bugün temelini atacağımız yatırımların tutarı 150 milyon lira.

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız, sadece Aydın için değil Türkiye için de örnek belediye başkanlarımızdan biridir. Örneğin birinci yönü kadın bir belediye başkanı, ikinci bir yönü ise yaptığı harcamalar, hizmetler… Aydın’a yaptığı hizmetleri sanmayın ki sadece Aydınlılar biliyor. Bütün Türkiye biliyor. Bütün belediye başkanlarımız da Özlem Başkanımızı örnek alıyor. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte de Allah nasip ederse Özlem Başkanımız Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görevine devam edecek. Onu size, sizi de Allah’a emanet ediyorum."

kilicdaroglu2.jpg“BUGÜN PARA DİLENEN BİR İKTİDAR DÜŞÜNÜN”

"Bugün para dilenen bir iktidar düşünün. Gidip Araplara acaba bize 5, 10 dolar para verirler mi? Bir gidersiniz IMF’nin kapısına, acaba bize para verirler mi? Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal’in ilkeleriyle yola çıktığı takdirde hiçbir emperyal gücün önünde diz çökmez, diz çökmemiştir. Bakınız, devlet kurulduğunda Osmanlı’nın borçları son kuruşuna kadar ödenmiştir. Parlamento dışında, Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları hiçbir gücün önüne gidip para dilenmemişlerdir. Üretmişlerdir. Köylü kalkınmıştır. O dönem sanayi çok gelişmediği için köylü milletin efendisi sayılmıştır. Üretmiştir. Bugün sormak lazım, köylü gerçekten milletin efendisi konumunda mıdır? Köylüyü öldürdüler, toprağa küstürdüler. Bütün bunların tamamını düşünerek niye anlattım size tarihi? Tarihini bilmeyen ülkenin geleceği hakkında sağlıklı karar veremez. Önce tarihimizi bileceğiz ki gelecek hakkında sağlıklı kararlar verebilelim.”

“BEN BUNLARI REDDEDİYORUM. SİZİN DE REDDETMENİZİ İSTİYORUM”

“Hem ülkeyi kalkındırıyorsunuz Osmanlı’nın borcunu son kuruşuna kadar ödüyorsunuz, savunma sanayini kuruyorsunuz, uçak fabrikaları kuruyorsunuz, denizaltı yapan bir Türkiye Cumhuriyeti’ni inşa ediyorsunuz ama geliyorsunuz 21’inci yüzyıla 5, 10 dolar nereden bulabilirim diye kapı kapı geziyorsunuz. Ben bunları reddediyorum. Sizin de reddetmenizi istiyorum. Çünkü ben bu ülkenin bağımsızlığından, büyümesinden yanayım. Eğer adı Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olan bir gemimiz Karadeniz’de yabancı bir ülkenin helikopterleri tarafından basılıyor, arama yapılıyorsa ve bunu Rusya Dışişleri Bakanlığı bunu kamuoyuna açıklıyor ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bundan haberi yoksa ahlaki ve siyasi bir sorunumuz var demektir. Benim insanım aranacak, gemiye baskın yapılacak, Rusya bütün dünyaya duyuracak ama biz duymayacağız. Niçin?”

“ÜLKE BU HALE GELİR Mİ”

“Uyuşturucu baronları… İsrailli, Türkiye’de 10 yıla mahkûm edilen uyuşturucu baronu. Onların isteği üzerine hapisten çıkarılır, İsrail Dışişleri Bakanı açıklama yapar, ‘Türkiye’deki uyuşturucu baronunu serbest bıraktık’ diye. Ülke bu hale gelir mi? Ülkenin bu hale gelmesi için Allah aşkına bir vicdanınıza sorgulama yapar mısınız? Nasıl olacak? Bizim mahkemelerin baktığı, mahkûm ettiği bir uyuşturucu baronunu, İsrailli gelip buradan teslim alıp kendi ülkesine götürüyor.”

“GAZETECİYİ ÖLDÜREN KİŞİLER ELLERİ KOLLARINI SALLAYARAK TÜRKİYE’Yİ TERK EDERLER”

“‘Bu can bu bedende kaldığı sürece papazı benden alamazsın’ diye meydan meydan gezen bir kişi ‘bak beni kızdırma mal varlığını açıklarım kamuoyuna’ dediği zaman papazı koşulsuz teslim eden bir kişinin bu memlekete hayrı dokunur mu? Bu memleket için çalışabilir mi bu kişi? O nedenle 30 Ağustos’ta başladım, bu noktaya geldim. Cumhuriyet’in kuruluşundaki felsefemiz neydi, bugün düştüğümüz durum nedir? Türkiye’de Suudi Arabistan Konsolosluğu basılır, bir gazeteci öldürülür, öldüren kişiler elleri kollarını sallayarak Türkiye’yi terk ederler ve daha sonra siz kalkarsınız o davayı da siz Suudi Arabistan’a gönderirsiniz bu davaya benim hakimlerin bakmayacak, siz bakın diye. Bu emperyal, parası olan güçlerin, bir ülkenin iradesini almaları demektir. Biz kendi irademizi, kendi bayrağımızı hiç kimseye teslim etmedik, etmeyeceğiz de.”

“117 MİLYAR TL FAİZ ÖDÜYORSUNUZ, BİR KURUŞ BİLE BUNLAR VERGİ ÖDEMİYOR”

“Fırından ekmek alırsınız vergi ödersiniz, elektrik düğmesine bastığınızda dört çeşit vergi ödersiniz. Musluğu açtığınızda beş çeşit vergi ödersiniz. Kefen bezi aldığınızda vergi ödersiniz. Çocuğunuza defter, kitap, kalem aldığınızda vergi ödersiniz. İçtiğiniz suda vergi ödersiniz. Ama kur korumalı mevduatın sahiplerine bugüne kadar 117 milyar TL faiz ödendi. 117 milyar TL faiz ödüyorsunuz, bir kuruş bile bunlar vergi ödemiyor. Şimdi ben esnafa sesleniyorum, kadınlara, gençlere sesleniyorum, birileri 117 milyar TL faiz alacak, bir kuruş vergi ödemeyecek ama bu ülkenin insanı gidip ekmek aldığında vergi ödeyecek. Bu adalet midir? Bu hak mıdır? Anayasa diyor ki herkes mali gücüne göre vergi öder. 117 milyar TL faiz elde edenler bir kuruş vergi vermezler ama buradaki esnaf vergi vermezse Maliye gelir boynuna biner. Bu mudur adalet?”

“HİÇBİR ZAMAN AYRIM YAPMADIK, KİMSENİN KİMLİĞİNİ, İNANCINI, YAŞAM TARZINI SORGULAMADIK”

“Bizi ayrıştırmak, bölmek istediler. Birbirimize düşman etmek istediler. Yok başı açık, başı kapalı… CHP’lilerin iki kırmızı çizgisi var. Bir vatan, iki bayrak. Vatan ve bayrağımız üzerine yemin ettik. Vatana ve bayrağa kim sadıksa onların yanında olduk. Hiçbir zaman ayrım yapmadık, kimsenin kimliğini, inancını, yaşam tarzını sorgulamadık.”

“BU ÜLKEYE HUZUR GELİNCEYE KADAR BERABER MÜCADELE EDECEĞİZ”

“Bizim ahdimiz var, bu ülke huzura çıkıncaya kadar, bu ülkeye huzur gelinceye kadar beraber mücadele edeceğiz. Çünkü dünyanın en güzel ülkesinde yaşıyoruz. Her şeyimiz var. Güneşimiz, sularımız, bereketli ovalarımız var ama iyi bir siyaset kurumumuz yok. Dolayısıyla bu bereketli topraklarda mısırı, pamuğu, canlı hayvanı, eti, nohudu dışarıdan alıyoruz. Ya biz niye üretmiyoruz? Neden bizim insanımız kazanmasın? Bunu ben söylüyorum, lütfen sizler de düşünün.”

İlgili Haberler