Alçı, “Mevcut rejim CHP’yi kapatır ve CHP yöneticilerini de tutuklarsa Türkiye otoriter safhasını aşıp çok açıkça totaliter bir rejim haline gelir. Ülkemiz için felaket olur” dedi.
Alçı, İktidarın isterse CHP’yi PKK ile işbirliği yapıyor gerekçesiyle kapatabileceğini, CHP yöneticileri de tutuklayabileceğini iddia etti.
AKP iktidarının ulusalcı CHP’lileri tutuklamayacağını belirten Alçı, rejim tarafından müttefik olarak görüldüklerini yazdı.
Habertürk yazarı Alçı’nın ikinci iddiası ise, CHP’nin kapatılması sonrasında oluşacak toplumsal hareketin iktidar tarafından çok rahat bertaraf edileceğini ileri sürdü.
“Türk tarihinde eşi benzeri olmayan bir dönemden geçiyoruz” diyen Alçı yazısının devamında iktidarın muhalefetle birlikte parlamenter sisteme geçmesinin kurtuluş için tek yol olduğunu savundu.
Alçı’nın yazısından ilgili kısım şöyle:
"AKP''DE KAPATMAK İÇİN YETERLİ GÜÇ VAR"
Fakat birinci sorunun cevabı şu: Maalesef eğer bugünkü rejim kafaya koyarsa CHP’yi PKK ile işbirliği gibi bir gerekçe göstererek kapatır ve ulusalcı olmayan CHP ileri gelenlerini de tutuklayabilir.
Mevcut rejimde bu güç potansiyeli var.
"ULUSALCILARI TUTUKLAMAZ, ONLAR MÜTTEFİK"
Ulusalcı CHP’liler tutuklanmaz çünkü onlar rejim tarafından son tahlilde müttefik olarak görülüyorlar.
Eğer bir CHP yöneticisi “Buna güçleri yetmez, hadi gelin görelim” derse üzülerek söylemeliyim ki bu sadece hamaset edebiyatı olur. CHP teşkilatları elbette protesto edecektir ama bu protesto rahatlıkla bertaraf edilebilir.
"TOPLUMSAL HAREKET OLMAZ"
İkinci sorunun cevabına gelirsek… Yani böyle bir olasılık karşısında CHP’yi kapatabilecek rejimi sarsacak bir toplumsal hareket olur mu?
Bana göre yüzde 1 bile ihtimal olmadığını söylemek zorundayım.
Ayrıca şuna eminim ki “CHP’yi kapatma” durumunda CHP medyası tarafından buna en çok şu argümanlarla itiraz edilecektir:
“Esas AKP, PKK ile işbirliği yaptı. AKP çözüm sürecini yürüttü. AKP Kürt açılımı başlattı. AKP megri megri dedi. AKP Şiwan Perwer’e şarkı söyletti. AKP, Osman Öcalan’ı ekrana çıkarttı.”
Sevgili samimi muhalif okurlarım… CHP’nin PKK ile işbirliği yaparak kapatılması talebine karşı bu yukarıda alıntıladığım sözleri söyleyebilecek olan ne kadar “muhalif” yazar varsa bilin ki onlar bu rejimin muhalifi değil, bilakis mevcut çerçevenin bir parçası hepsi.
Diyeceksiniz ki “E Nagehan muhalif yazarların büyük çoğunluğu ve özellikle en popüler olanları tam da bu argümanlarla karşı çıkarlar. Ne yani bunlar muhalif değil mi?”
Maalesef değiller. Bu kafayla düşünenler isteseler de istemeseler de aslında mevcut rejimin çerçevesinin içinde ve ona uyumlu insanlar.
"TEK KURTULUŞ PARLAMENTER SİSTEM"
Türk tarihinde eşi benzeri olmayan bir dönemden geçiyoruz. Bu gerçekler hiçbir şekilde medyada konuşulmuyor.
Buradan çıkışın tek yolu var. O da önümüzdeki bir buçuk yıl içinde iktidar ve muhalefetin birlikte mevcut sistemi değiştirmesi.
O yüzden Türkiye’nin iyiliği için yapılabilecek en önemli şey sabah akşam başkanlık sisteminin derhal terk edilerek parlamenter başbakanlık sistemine dönüşün savunulması.
Ben bu noktada Tayyip Erdoğan’ın SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile görüşmesinde “50 artı 1 diyerek yanlış yaptık” demesini çok kritik buldum. Bu cümle anahtar olabilir.
