Sarayı ikna çabaları

Sarayı ikna çabaları

Bazı tecrübelerin faturası çok ağır olur.

Enflasyon faizin bir neticesidir diye dünyanın adeta güldüğü bir tez(?) bize çok ağır bir faturaya neden oldu.

Dünyanın bütün ülkeleri faize karşıdır. Kimse ülkesinde yüksek faiz olmasını istemez.

Bazı iktisatçılar faizi antibiyotiğe benzetir. Çift taraflı bıçak gibidir.

Zarar vereceğini bile bile alırsın. Çünkü o hastalıkla baş edebilmek için mecbursun antibiyotik almaya.

İşte faiz de tıpkı antibiyotik gibidir.

Her zaman alamazsın. Uzun süreli faiz ülke ekonomisine zarar verir. Faiz silahını belirli dönemlerde çekmek zorundasın.

Türkiye''nin sorunu ekonomisi hasta olmasına rağmen, bırakın antibiyotiği tam tersini yaptı.

Eylül ayından itibaren Merkez Bankası 3 faiz indirimi yaptı.

Bunu yaparken de sözde enflasyonu düşürecekti.

Enflasyonun geldiği noktayı görüyorsunuz.

Bu ülkede faiz indiriminden sonra resmî enflasyon bile yüzde 55''e ulaştı.

Türkiye bu zamansız faiz inadının faturasını çok ağır ödedi. Türk lirası rekor seviyede değer kaybetti.

Fiyatlar aldı başını gitti, enflasyon daha da arttı.

Bir kişinin inadı 84 milyonluk ülkeye ağır bir bedel ödetti.

Bu bedeli halen de ödüyoruz.

Merkez Bankası''nın ayın 17''sinde toplantısı var. Perşembe günü yapılacak toplantı ile ilgili çeşitli duyumlar geliyor.

Özellikle saraydaki bazı danışmanların artık bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini daha yüksek sesle ifade ettikleri iddia ediliyor.

Yani siyasi iradeyi faiz artışı için ikna etmeye çalıştıkları öne sürülüyor. Çünkü onlar da gördü ki, Merkez Bankası''nın uyguladığı yüzde 14 faiz, piyasa tarafından kabul görmedi. Kredi faizleri halen yüzde 25 seviyesinde. Devlet her ne kadar bankaları yüzde 14''ten fonlasa da geri dönüp onu bankalardan yüzde 20''nin üzerinde bir faizle geri alıyor.

Bu kısır döngü artık daha fazla sürdürülemez.

Bu döngünün kırılması için faiz artışı yapılmalı.

Sarayı ikna etmek için Kur Korumalı Mevduat hesapları gerekçe gösteriliyor. Kur arka kapı operasyonları ile tutulamıyor.

500 milyar lirayı geçen hesaplara verilecek fark şimdiden 30 milyar lirayı buldu. Doların biraz daha yükselmesi ile bu fark 100-200 milyar liraya çıkacak.

Hazine bunun altından kalkamayacak.

O halde dolara karşı faiz silahını çekmek zorunlu bir hâl aldı.

Saray danışmanları ikna için aranan gerekçeyi savaş olarak göstermeye çalışıyorlar.

Savaş olmasaydı gerek yoktu!

Savaş faiz artışı için aranan gerekçe.

Piyasada iki faiz artışı konuşuluyor. İlk aşamada 200-300 baz puanlık. Bir sonraki ay ise en az 1000 baz puan.

Bu faiz artışı bozulan ekonomiyi düzeltmeye yeter mi?

Elbette yetmez ama en azından dünya, sarayın saçma sapan faiz-enflasyon sebep tezinden vazgeçtiğini görecek ve sistem yeniden çalışmaya başlayacak diye düşünüyor.

Saray danışmanlarının siyasi iradeyi ikna şansları var mı?

Bence siyasi irade dünden razı. Sadece bahane bulamıyordu.

Alın size aranan bahane.

Rusya-Ukrayna savaşı faiz artışını zorunlu kıldı!

Yazarın Diğer Yazıları