Seçime doğru, dış güçlerin icazeti!

Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkanı olarak "Özellikle iktidara giden yolun sandık yerine yabancı devletlerin kapısında aranmasını, demokrasimiz adına çok tehlikeli görüyoruz. Büyükelçilerin, özellikle muhalefet tarafından arzuhal makamına dönüştürülmesi, Türkiye''nin bağımsızlığı adına vahim bir durumdur. Hele hele ağızlarını her açtıklarında, ''Atatürk''ün partisiyiz'' diye övünenlerin, siyasi geleceklerini, dış güçlerin icazetine, yardımına, ihsanına bağlaması gerçekten utanç vericidir." dedi.

*

Erdoğan''ın sözleri ilke olarak yüzde yüz doğrudur! Tabii ki muhalefeti, siyasi geleceğini dış güçlerin icazetine bağlamakla suçlayan kişinin, partisini kurarken, siyasi meşruiyetini dışarıda aramamış olması şartıyla...

Yoksa Atatürk de Gençliğe Hitabesi''nde "Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler." demişti.

Aradaki fark, Atatürk''ün bu sözleri, kendisinden sonraki dönemler içinde bir tarihte iktidara sahip olacaklar için söylemesi, Erdoğan''ın ise parti adı zikrederek bugünkü ana muhalefeti yani CHP''yi suçlamasıdır.

*

Bu sözleri söyleyen kişi, belediye başkanıyken, "Amerikalı diplomatlar"la görüşmeye başlamışsa, 3 Kasım 2002 seçimlerine şahsen girememiş bir kişi olarak ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz''e "Değerli Wolfowitz, Ülkelerimiz arasındaki ortaklık ve dostluğun gelecekte de sürmesi için mesajımı ortak dostlar aracılığı ile doğrudan size ulaştırıyorum. Seçim sonuçlarının bizim Genelkurmay saflarında biraz rahatsızlık yaratmış olabileceğinden, resmî konumunuz gereği hiç kuşkusuz haberdarsınızdır. Bilmenizi isterim ki, onların Türkiye''nin müreffeh ve dünya topluluğunun güvenilir bir üyesi olması ümitlerini parti ve ben de paylaşıyoruz. Ve geçmişte hiç olmadığı kadar birleşmiş olan ülkelerimizin çıkarları için en iyisi olacak şekilde birlikte çalışacağımız düşüncesindeyim. Bu amaçla Orgeneral Özkök ile mümkün olduğu kadar kısa sürede özel bir toplantı yapabilmeyi ümit ediyoruz. Özel cep numaramız şudur: 0532 7...... Sizinle kişisel olarak görüşmeyi sabırsızlıkla bekliyorum." diye mektup yazmış ve Avrupa, Rusya ve Çin devlet adamlarıyla kayıt dışı görüşmeler yapmışsa; ABD Elçisi''nin ilgili makamlardaki kişileri ziyaret etmesinden sonra siyasi yasağı kaldırılıp ara seçimlerle parlamentoya girmişse, başkalarını dış güçlerden icazet almakla nasıl suçlayabilir? Bu suçlamayı, sadece bağımsız dış politika çizgisinde olanlar yapabilir!

*

Graham Fuller''in "Yenilikçiler kazanmalı" sözleri ve "Yeni Türkiye Cumhuriyeti" kitabındaki söyleminin AKP tarafından aynen benimsenmesi unutulur mu?

CFR kaynaklı gizli memorandumun, parti programı yapılması unutulur mu? BOP eş başkanlığı unutulur mu? Abdullah Gül''ün ABD Dışişleri Bakanlığı''nca beş aylık kurstan geçirilmesi unutulur mu?

Erdoğan''ın ABD ile ilişkilerini düzenleyen Cüneyd Zapsu, 2006 yılında Washington''da, American Enterprise Institute''nun toplantısında "Sömürmek kötü bir kelime, ama kullanmak… Bu adamdan yararlanın. Bence onu devirmeye çalışmak, delikten aşağı koymak yerine onu kullanın… Burada ve Avrupa''da bundan yararlanmalısınız. Teklifim budur." demişse bugünkü muhalefeti benzer bir yol tutturmakla suçlamak ve millete şikâyet etmek, "Hafızai beşer, nisyan ile maluldür" kabulüne güvenerek bir seçim yatırımı yapmaktır.

*

Anlaşılan odur ki Erdoğan, iktidarda kalabilmek için çok sert bir mücadele verecektir. Zaten kendisi de konuşmasının sonunda "Şimdi önümüzde son 20 yılın en kritik kavşağı var. 2023 seçimleri Türkiye''nin kader seçimi olacaktır." demiştir. Bu seçim onun için de kader seçimidir. Yoksa 10 yaşındaki çocuğa, Kılıçdaroğlu için "hain" dedirtilmesini seyretmezdi...

Yazarın Diğer Yazıları