Türkiye, CHP üzerinden, nasıl bir değişime zorlanıyor?

Dünyanın yeniden düzenlenmesi için önce Türkiye’nin değiştirilmesi, dönüştürülmesi gerekmektedir. CHP’deki komplo sonrası değişim rüzgârı bunun eseridir. Türkiye’nin değiştirilmesine yönelik hamleler hiç bitmemiştir ama özellikle AKP’nin ABD ve AB’nin taleplerini yasa haline getirmesi ile ülke  “geri dönüşü olmayan bir yol” a sokulmak istenmiştir. Baykal’ın düşürülmesi son hamledir.
Peki nedir dünyadaki değişimin asıl sinyalleri? Ramiz Mehdiyev’in “Geçmişin Işığında Demokrasiye Giden Yol” eserinden özetleyelim...
***
* İsrail ve Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü uzmanı Andrey Fedorçenko,  “ABD’nin hem askeri hem de barışçı yöntemlerle Yakın Doğu’yu demokratikleştirme girişimleri, sonuçta Amerikan şirketlerine iyi bir yatırım ve ihracat imkânı bulmak amacını gütmektedir” demiştir. (S.109)
* Bill Clinton, 25 Ekim 1995 günü karargâh komutanlarının birleşik kurulunda yaptığı konuşma sırasında dış politikanın başlıca yönelimlerini, şu hususların oluşturduğunu söylemiştir:
 “Bizim daha önce Yugoslavya’da organize ettiğimiz bölgesel savaşlara benzer savaşlar yoluyla Rusya’nın küçük ülkelere bölünmesi;
-Rusya’nın askeri-sanayi kompleksinin tamamen çökertilmesi;
-Rusya’dan kopmuş ülkelerde bize lazım olan düzenlerin oluşturulması.”  (S. 117) 
* Üçüncü Dünya ve demokrasiden yoksun ülkelerde yapılan kadife devrimler, yeni Batılılaşma siyasetinin aletidir. (S. 187)
***
* Son dönemde ABD medyası, “uzun eller” olarak isimlendirilen ve yabancı ülkelere Amerikan yasalarının uygulanmasını öngören siyaset hakkında konuşmaya başladı.
Pentagon, dünyanın beş askeri bölgeye ayrılmasını, her biri için ayrı yönetim ve kumanda yapısının kurulmasını, eski SSCB’yi kalın bir halka ile kuşatan 350 askeri üssün modernleştirilmesini, en son teknoloji imkanlarıyla dünya okyanusunda 12 deniz üssünün yeniden kurulmasını öngören, “Ortak Görüş-2000” programını kabul etti. Yurt dışında sürekli görev yapabilmesi için 500 bin kişinin hazırlanması da bu öngörü dahilindeydi. Ortak Görüş-2000, fiilen, dünyada ABD askeri egemenliğinin programına dönüştü. (S. 119) 
* New York Times’da yayınlanan bir makalede,  “Dünya Ticaret Merkezi’ne Eylül saldırısı yapılmasaydı, oğul Bush’un bu saldırıyı kendisinin tasarlaması gerekecekti” görüşü yer almaktadır. (S. 119 )
***
* “Reseau Voltaire örgütünün başkanı gazeteci ve yazar Thierry Meyssan yazıyor:
“Amerikan propaganda sisteminin yeni aracı CNN oldu. CNN’in etkileme gücü, olayları bir gösteriye dönüştüren ve her türlü analizi önleyen kesintisiz enformasyon akışına dayanmaktadır. Dünyada CNN görüntülerini canlı yayında aktaran, yirmi dört saat yayın yapan haber kanallarının çoğalması, CNN etkisini pekiştirmiş ve televizyon seyircilerini daha da savunmasız hale getirmiştir. Bu kanal, artık Washington ile sıkı ilişkilidir kanalın muhtemel rakipleri Amerikan ordusunun saldırılarına maruz kalmaktadır. Kesintisiz enformasyon, kamuoyunu yönlendirmede, yeni bir psikolojik metottur. Buna rağmen biz, zamanımızın boşuna harcanmasına acımıyoruz; aksine bu manipülasyondan zevk alıyor ve kısmen de bunun için sorumluluk taşıyoruz. “ (S.150)
* Sosyo-kültürel dönüşüm: Toplum bilincinde daha sonra milli kalıplara dönüşebilecek davranış normları oluşmaktadır. Büyük ölçüde “bilinçaltına gönderilen mesaj” olarak bilinen “25. kare”, milli benlikle ilgili sosyal gerçekliğin yeni boyutlarını üretmektedir. (S. 151)
Demek ki, değişim, dönüşüm dedikleri hareket, dünyanın Amerikan egemenliğine girmesidir!

Yazarın Diğer Yazıları