Türkiye mi iyi Trabzonspor mu?

Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen Kocaeli merkezli operasyonda "Örgüt faaliyeti kapsamında yasa dışı bahis oynatmak" suçundan gözaltına alınan 13 şüpheliden üçü tutuklandı, 10'u adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı, operasyona ilginç bir isim vermiş: "Ofsayt!"

Yasa dışı bahis oynatanlara "ofsayta düştünüz" denilmiş ve kimine kırmızı kimine sarı kart gösterilmiş oluyor herhalde.

***

Aslında hükümette de ofsayta düşen bir bakan var!

Günlerden beri ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in istifa edip etmeyeceği tartışılıyor. Şimşek, kısa bir süre önce ekonomi için alarm vermişti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise bu tür söylemlerin kendi ayağına kurşun sıkmak olduğunu belirterek, Şimşek'i isim vermeden azarlamıştı. Başbakan Binali Yıldırım, "Şimşek görevinin başında" dedi. Şimşek de "göreve devam" dedi.

Peki ama ne demişti Şimşek?

Şimşek, "ABD korumacılığa başladı. Şu an dünyada bol para var. Faizler düşük ama bu küresel senkronize büyüme devam etmeyecek, belki yağmur yağacak belki fırtına çıkacak. Şirketlerimiz borç almasın ortak alsın" diye uyarıda bulunmuş ve Türkiye'nin iç ve dış borcunun millî gelire oranının yüzde 141 olduğunu söylemişti.

Hazine verilerine göre, Türkiye'nin brüt dış borç stoku ise 2017 sonunda, 453.2 milyar dolara ve millî gelire oranı yüzde 53.3'e yükseldi.

Bu söylemlerden sonra Şimşek'in İngiliz vatandaşı olduğu hatırlatıldı. İyi de Şimşek'in İngiliz vatandaşı olduğunu yeni mi öğrendi bu arkadaşlar?

***

Bir ülkenin borcu, millî geliri aşmış ve oran yüzde 141'i bulmuşsa bu, iflas demektir!

Türkiye'nin durumunu objektif olarak anlayabilmek için Trabzonspor kulübüne bakmak lâzım! Trabzonspor kötü yönetildi, her gelen başkan, borçla transfer yaptı. Sonuçta borçların miktarı 850 milyon lirayı buldu. Borçları ödemek iddiasıyla seçimi kazanan son başkan, kapanma veya satılma noktasına gelindiğini görünce daha fazla direnemedi seçim istedi. Şimdi adaylardan Ahmet Ağaoğlu, "Bugün gelirin altı katı olan bir borçla karşı karşıyayız. 850 milyon lira 8 ayda ödenmez. Sistemi oturtmadıktan sonra, 8 ay değil, 1 ay bile gidemezsiniz. Bunun temelleri atılacak, uygulamaya konulacak, kamuoyu onun kararını verecek." dedi. Kısacası, kulübün malvarlığı olan Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nin satılması söz konusu!

***

Türkiye de tıpkı Trabzonspor gibi yönetiliyor! Birinde taraftar söz konusu, diğerinde seçmen... Trabzonspor başkanları, Yusuf ve Abdülkadir gibi oyuncularla krizi atlatmak yerine borç alınan paraları yabancı futbolculara dağıttı, AKP iktidarı da iç siyasette ayakta durabilmek için ABD'den, Fransa'dan uçak siparişi veriyor, gidilen her ülkeden et veya canlı hayvan alıyor!

Son olarak temeli atılan Akkuyu Nükleer Santrali için İYİ Parti Genel Sekreteri Aytun  Çıray, "İhale, Osman Gazi, Yavuz Sultan Selim ve Avrasya Tüneli projelerinde olduğu gibi bir kapitülasyon anlayışıyla yürütüldü. Bu proje, Türk dış politikasını ipotek altında bırakacak bir kapitülasyonlar zincirinin son halkası gibi görünmektedir. Çünkü anlaşmaya göre santralin sahibi Rus şirketi olacak. Bu bir enerji kapitülasyonudur ve Türkiye ekonomisine atılan nükleer bombadır." dedi.

AKP iktidarı, son olarak su kaynaklarını, tarlayı sulamak için kullandığınız suyu ve ormanları bile satmaya karar verdi biliyorsunuz! Şeker fabrikalarının da ikisini alelacele sattılar.

Şimdi Trabzonspor taraftarının veya Türk seçmenin bu tabloların oluşmasında hiç mi kusuru yok?

Yazarın Diğer Yazıları