Uzaya bakarken "vatan" kayabilir!

Uzaya uydu ve insan göndermek elbette heyecan vericidir ama ayağınız yere sağlam basıyorsa… Bastığınız topraklarda milyonlarca insan işsiz ve umutsuzken, uzay hedeflerinden bahsetmek, "cambaza bak" tarzında bir propaganda aracıdır.

Halk uzaya bakarken, altındaki toprağı yani vatanı kaybedebilir! 

Daha yerli otomobil yapamamışsınız, uzay teknolojisi de kuramamışsınız... Bu şartlarda, "Sevgili kardeşiniz" Elon Musk'ın araçlarıyla uzaya insan gönderebilirsiniz veya başka ülkelerin üslerini kullanarak kendi ürettiğiniz uyduyu uzaya fırlatabilirsiniz ama bunlarla ancak kendinizi kandırırsınız...

***

İktidarı hiç bırakmamak ve yeni rejim hedefine ulaşmak için halkın çoğunluğunu arkanıza almanız gerektiğinden, bu defa "Yeni Anayasa" tartışmasıyla Ayasofya'yı ibadete açmaktan da büyük bir adım atarak İslam dinini siyasi araç olarak kullanabilirsiniz ama artık bütün bunların bir illüzyondan ibaret olduğunu anlamayan kalmadı gibi... Anlamamış görünenler var sadece… 

İllüzyon, "yanılsama", "gözbağı" diye tanımlanıyor.

20 yıldır, gerçekte olmayan şeyleri olmuş gibi göstererek, halkı oyaladılar. Bu kadar uzun süre dayanmalarının ana sebebi, sadece camileri siyasi üs haline getirmeleri değil bununla birlikte halkı ekonomik yardıma alıştırmalarıdır. Şimdi ekonomide deniz bitse de kaynağı belirsiz döviz girdisiyle ve bir taraftan da salgından istifade ederek özgürlükleri tamamen yok etmek suretiyle öbür tarafa geçmeye çalışıyorlar.

Öbür tarafta bir kişiye uzay yolculuğu, milyonlarca insana  karanlık bir rejim var!

Millet aydınlığı seçecektir, karanlığı değil…

Yoğurt soruşturması geçiren ilk doktor!

Dr. Orhan Kara'nın "Dünyadaki bütün Covid-19 tıbbi tedavi yaklaşımları temelinden yanlıştır. Bu bir bağırsak tutulumu hastalığıdır ve tedaviye ilk gün bu tespitle başlanmalıdır" görüşüyle başlayan tartışmalar devam ediyor.

Orhan Kara, bir mesaj daha gönderdi. Özetini verebiliyorum:

"En son söylemem gereken hususu anlatayım da, sayın muhataplarım benim aylardır ne için çırpındığımı belki anlar:

Bir insan bağırsağının sadece 10 cm'lik kısmını saatlerce oksijensiz bırakırsanız, Non Obstruktif Mezenter İskemisi oluşur. Saatler içerisinde müdahale edilmezse sonu ölümdür.

Pandemi ilan edildiğinde bir zat-ı muhterem bilim adamı, hastaların kanlarında, iskemiye yol açan moleküllerin yükseldiğini görünce, bu olaya 'Sitokin Fırtınası' ismini vermiş, topyekün bilim dünyası bu taşın arkasından kuyuya atlamıştır. Şu anda benim yapmaya çalıştığım şey, onları kuyudan çıkarmaya çalışmaktır.

Bozulmuş bağırsak bölümünün damar yoluyla beslenme ve oksijenlenmesini sağlarsanız, tekrar eski haline dönmesi zaman alacaktır.

***

* Bu arada her doktorun, kabızlığı olan her hastaya laktuloz yazabilme yetkisi vardır. Hatta hemşirelerimiz ve eczacılarımız bile gereğinde hastalara laktuloz tedavisi başlatabilir. Özel reçeteye tabi değildir.

* Aktif karbon içeren preparatlar, pratisyen hekimler tarafından, aşırı bağırsak gazını gidermek için hastalara reçete edilebilir.

* Yukarıdaki ilaçları hastalarımda kullanmak için idareden izin talebinde bulunmadım. O ilaçları kullanabilmek için uzman doktor olmaya bile gerek olmayacağı açıktır. Kabızlığın tedavisi Ankara'dan sorulmaz.

* Probiyotik gıda olan yoğurt, kalsiyum, D-vit ve B-vit destekleri konusunda planlı bir bilimsel çalışma yapmak istedim. Bakanlık onayı üç günde geldi. Fakat ancak dört ay geçtikten sonra, hastane içi etik kurulumuz, 'Çalışma isteğinize ön izin onayı verilmemiştir' dedi.

* Adı geçen idare, 'probiyotik' adı altında hakkımda soruşturma başlatmasaydı, hastalarıma yoğurt önermeye devam edecektim. Yoğurt için soruşturma geçiren ilk doktor olarak tıp tarihine girdim. Bu sebeple hiç ama hiç mutlu değilim, üzgünüm."

Yazarın Diğer Yazıları