​​​​​​​Tutuklamalar, iktidarı kurtarır mı?

Prof. Dr. Korkut Boratav, Türkiye'de ekonomik analiz deyince akla gelen ilk isimlerden biridir. Uzun süreden beri otorite olarak kabul edilmesinin sebebi, ekonomide değişen verilerin siyasi sonuçlarını da öngörebilmesidir.

Boratav, Cumhuriyet'e konuştu ve "AKP/Saray iktidarının 'uzatmaları oynadığı' düşüncesindeyim. Temsili demokrasinin normal kuralları içinde vadesi dolmuştur. İslamcı faşizme kesin geçişi tamamlayacak bir 'Saray darbesi' olası mıdır? Öngörü yapamam. 'Normal' ortama ilişkin konuşabiliriz. Egemen güçler, AKP'den kopmalar sonrasını içeren bir merkez Cumhuriyetçi, milliyetçi sağ ve ılımlı İslam koalisyonunun tasarımı içindedir." dedi.

Siyasi iktidarın uzatmaları oynadığını, vadesinin dolduğunu herkes görüyor ama Boratav'ın da bu tespitte bulunması neredeyse "teminat mektubu" gibidir.

***

Vadesi doldu ise iktidar neden medyadaki yandaşlarını harekete geçirerek isim isim tespit edilen ve hedef gösterilen gazetecilerin, hukuk dışı yöntemlerle gözaltına alınmasına, tutuklanmasına seyirci kalıyor?

Öyle ya, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Nedir bu gece yarısı gözaltına alınmalar? Bir hukuk devletinde bu tür uygulamalar kabul edilemez. Suçların ve cezaların şahsiliği ilkesini neden göz ardı ediyorsunuz? Hakkında soruşturma yapılan bir kişinin yakınları fiilen gözaltına alınırsa buna rehin alma operasyonu denir. Devlet, vatandaşını rehin almaz. Türkiye'nin hukuk devleti olmaktan çıktığı yorumlarına sebep oluyorsunuz. Tutuksuz yargılama esasken, yazıları sebebiyle gazetecileri neden tutukluyorsunuz?" dese, bu ülkede hiçbir gazeteci, mesleki duruşundan dolayı tutuklanmaz.

***

İstihbarat görevlilerinin deşifre edilmesine hiçbir devlet seyirci kalmaz ama bu konu bahane ediliyor; Çünkü şehit istihbarat görevlilerini ilk deşifre edenin, gazeteciler olmadığını mahkeme de kabul ederek serbest bırakma kararı vermişti.  

Murat Ağırel hakkında soruşturma açılması ve serbest bırakıldıktan sonra sabaha karşı yeniden tutuklanma talebiyle yakalama kararı verilmesinin asıl sebebinin, iktidarın sırlarını deşifre eden "Sarmal" kitabı olduğuna dair yaygın bir kanaat var. Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan'dan da Metastaz kitabının hesabı mı soruluyor? Öyle ya, odatv neden kapatıldı? 

Bu kitaplarda iktidarın işlediği suçlar inceleniyor. Odatv ise somut delillere dayalı sağlam haberler yapıyor. Muhalefet etmek veya gerçekleri yazmak suç mudur? Hani, "İktidara muhalefet etmek suçtur" diye yasa çıkarsalar, muhalif partileri de kapatsalar, sonuçları bu kadar olur!

***

Hukuk devletini ortadan kaldıran uygulamaların iktidara bir faydası yoktur, ömrünü uzatmaz; daha da kısaltır. İktidarı ancak hukuk devletini ihya etmesi kurtarır. O zaman "egemen güçler"in girişimleri da belki askıda kalır. Benim gördüğüm budur.

Biz böyle diyoruz da bakalım şair gözüyle olaylar nasıl görünüyor:

Mazlumun hesabını soran var!

Karun kadar zengin olursun amma,

Mazlum kulun hesabını soran var.

Karanlığa altın saklarsın amma,

Kara karıncayı gece gören var.

Tuzağını süsleyerek saklarsın,

Sanırsın ki niyetini aklarsın.

Çalarsın çırparsın, hesap yaparsın,

Tuzakları, hesapları bozan var.

Her kışın ardından bir bahar gelir,

Bir damla su, kırk canlıya can verir,

Arının iğnesi zehir yüklüdür,

Zehirin yanına balı koyan var.

Masumun sesine kulak tıkarsan,

Kuru iftirayla ordu yıkarsan

Bir garipten bir beddua alırsan,

Sana verdiğini geri alan var.

Gücüm var, her şeyi yaparım dersen,

Konuşanı hapse atarım dersen,

İstersem can bile alırım dersen,

Her canlının nefesini sayan var.

Zulüm ile abad olunur sanma,

Mazlumların ahı kaybolur sanma,

Haram ile bina kurulur sanma,

Herkese üç metre kefen biçen var.

Fuat Duymaz/ADANA

 

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları