Yeni binalar neden yıkıldı?

Yeni binalar neden yıkıldı?

İnşaat Mühendisleri Odası 6 Şubat depremleri ile ilgili bir ön değerlendirme raporu yayınladı.

Raporun, "yapısal açıdan" yapılan değerlendirmesinde özetle şu bilgiler verildi:

*"Deprem hasarlarının yaygın olduğu bölgeler, verimli tarım arazileri üzerinde planlanmış şehirlerdir. Sıvılaşma potansiyeli olan zeminlerde yapılan 10-15 katlı ve taşıyıcı sistemi esnek yapılar ağır hasar almış veya toptan göçmüştür.

*Yakın zamanda inşa edilmiş yapılarda, malzeme zafiyeti göçme nedenlerinden birisi olarak tespit edilirse yapı denetim sistemi çalışmamış demektir.

*Göçen binaların enkazlarından, kolon-kiriş birleşimlerinde gerekli donatı detaylarının uygulanmadığı, enine donatıların 90 derece kancalara sahip oldukları, bunların büyük depremlerde hem toptan/kısmi göçmelere, hem de ağır hasarlara yol açtığı bilinmektedir.

*Yaygın göçme görüntülerine göre, öncelikle zemin katın göçtüğü, ardından diğer katların sandviç şeklinde üst üste kapaklandığı anlaşılmaktadır. Hasarlara yön veren ana nedenlerden biri, hasar katı olan zemin katlardaki ticari mekânlarda dolgu duvarların olmamasıdır. 

*Göçen binaların kısa kolon davranışı gösterdiği, taşıyıcı sistemdeki düzensizliğin büyük burulma etkisi gösterdiği göçme görüntülerinden anlaşılabilmektedir.

*Yan yana parsellerde ve benzer yapılardan birinin yıkılması ve diğerinin ayakta kalmasına, yukarıda sıralanan düzensizliklerdeki farklılıkların yol açtığı düşünülmektedir.

*Parseller arasında, zeminlerdeki alüvyon kalınlıkları farklı olabileceği gibi malzeme ve işçilik kalitesindeki farklılıklar da dikkate alınmalıdır.

***

*Son depremde de en büyük problem, depremden önce, "mevcut riskin analiz edilerek yönetilebilir seviyeye indirgenmemiş olması", olay komuta sistemi, planlama ve erken uyarı gibi hazırlıkların yetersiz olmasıdır.

*Bölgedeki haberleşme sisteminin çökmesi, ayrıca yıkılan bina sayısının 10 binin üzerinde olması, her olay yerine yetişmeyi ve enkazları yönetmeyi fazlasıyla zorlamış, yıkımı ''yönetilemez'' bir boyuta taşımıştır.

*Arama kurtarma çalışmaları için organize olmakta çok geç kalınmıştır. Birçok depremzede günlerce, hiçbir arama kurtarma ekibi bölgeye ulaşmadan göçük altında beklemiştir.

*Afet yönetiminde ciddi bir koordinasyonsuzluk tüm deprem bölgelerinde gözlenmiş, arama kurtarma ekipleri doğru yönlendirilememiş, yardımlar da ihtiyaç duyulan bölgelere ulaştırılamamıştır.

*Depremin ardından binlerce meslektaşımız, hasar tespit eğitimlerine katılarak deprem bölgesinde görev yapmaya gönüllü olmuş, iki binin üzerinde üyemiz Çevre Bakanlığı''nın hasar tespit çalışmalarına dahil edilmiştir."

Oda''nın ikinci açıklamasında da "İnşaat Mühendisliği eğitimi uzaktan yapılamaz" denildi.

DEPREM GIDA GÜVENLİĞİNİ DE SARSTI!

Ziraat Mühendisleri Odası adına Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez tarafından yapılan açıklamada da yaşanan "Can kayıplarımızın daha da artacağı endişesiyle yaşanan bu acı tablonun derin üzüntüsü içindeyiz. Tüm imkânlarımızla devletimizle ve milletimizle dayanışma içinde olduğumuzu belirtmek isteriz." denildikten ve kırsal alana uzun süre erişilemediği hatırlatıldıktan sonra sektörle ilgili durum şöyle belirtildi:

*"2022 yılı verilerine göre depremden etkilenen 10 ilde 2 milyondan fazla büyükbaş ve 9 milyondan fazla küçükbaş hayvan bulunmakta olup bu sayılar Türkiye''deki toplam hayvan varlığının yüzde 15''ine denk gelmektedir. Deprem bölgesindeki tarım arazisi miktarı yaklaşık 3.7 milyon hektar, kayıtlı çiftçi sayısı yaklaşık 270 bindir.

*Kırsal alanda bitkisel üretime yönelik makine ve ekipman hasarları dışında, ağırlıklı olarak hayvancılık alanında da depremin yıkıcı etkisi görülmektedir. Hayvan barınaklarının, kümeslerin ve canlı hayvanların depremden nasıl etkilendiğinin belirlenmesi önümüzdeki günler için gıda güvenliği ve güvencesi açısından son derece önemlidir.

*Tarım arazileri insanı ve insanlığı doyurur, öldürmez. Tarım arazilerimizi öldürerek geleceğimizi yok etmeyelim, aç kalmayalım, göz göre göre depremlerde ölmeyelim. Israrla sürdürülen kişisel ve çıkarcı yanlış politikalarla daha çok acılar yaşamaya gebeyiz. Mutluluk, beton yığınları arasında yaşamakla değil, doğaya dönüş ve toprağa saygı ile mümkün."

***

Uzman görüşlerini önemli gördüğüm için özet olarak paylaşmak istedim...

Yazarın Diğer Yazıları