AKP tarihin en sönük yılbaşını yaşattı bu millete

AKP tarihin en sönük yılbaşını yaşattı bu millete

Sağ olsun AKP iktidarı sonunda vatandaşını yılbaşı gecesi de evine tıktı.

2022’yi bitirip 2023’e girdiğimiz gece aslında bir ibret tablosuydu, kim farkına vardı kim varmadı bilmiyorum.

Ancak AKP’nin 20 yıllık “Nasılsa hazırı var, üretmeye ne gerek var” anlayışının sonunda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, en dibi gördü.

Büyük ekonomi büyük ekonomi, uçuyoruz, şöyleyiz böyleyiz derken 20 yılın sonunda dünyanın en büyük 16’ncı ülkesi olan Türkiye, 21’inci sıraya geriledi.

Kendi kendine yeten ülkeler arasındaydık şimdi vatandaş yerli malı ürün arasın dursun bulabilirse!

Çocukluğumuzdan hatırlarım, yerli malı haftası kutlatılırdı okullarda bize hem milli şuur edinmek hem de üretimin önemini anlamamız için.

Meğerse halen kutlanıyormuş ancak bir farkla veliler marketlerde yerli malı bulamıyor çocuğunun okula götürmesi için!

Pirinç alacak bakıyor Çin’den gelmiş, mercimek alacak bakıyor Kanada’dan gelmiş,

Ne yapsın çaresiz birinden birini alıyor en azından ambalajı yerli diyerek!

Ele muhtaç kaldık ne yazık ki!

Kısa vadeli çözümlerde çare arıyoruz.

Dışarıdan yatırımcı gelsin diye dualarla giriyoruz akşamları yatağımıza, sabahları heyecanla kalkıyoruz acaba yatırımcı geldi mi diye?

Bu ekonomik ortama kim gelir?

KARŞILIĞINI ALAN YATIRIMCI SADECE

Bu ekonomik şartlar altında ezilen vatandaşlar, ne yapacaklarını bilemez durumda.

Asgari ücretin 8 bin 506 liraya yükseldiği ülkemizde, açlık sınırı ise 8 bin 130 lira.

Her gün 3 öğün simit çay yiyip içsen ev kiranı yine ödeyemiyorsun.

Öyle bir uçuyoruz ki, tüm dünya hayretler içinde izliyor bizi aşağıdan!

AKP iktidara geldiğinden beri ortalıkta şöyle bir yalan dolaşıp duruyor:

2023’te Lozan Antlaşması bitiyor, değerli madenlerimizi çıkarmaya başlayacağız. İşte siz bizi bir de o zaman görün!

CİMER tarafından bile yalanlanan ancak politik söylemlere alet edilen bu o kutsal! yıla dün itibarıyla girdik.

Uçacağımız, şahlanacağımız söylenen 2023’e girerken ki manzara ise gerçekleri vatandaşın suratına tokat gibi yapıştırdı.

Eskiden hatırlarım en ufak mahalle bakkalı bile dükkanının camına “Hoş geldin 2007, güle güle 2006” falan yazardı.

Bir umutla bağlanırdı gelecek yıla, her şeyin daha iyi olmasını dilerdi insanlar.

Dün herkes eğlenirken ufak bir İstanbul turu yaptım.

Kadıköy, Taksim ve Beşiktaş gibi merkezi yerler dışında hiç kimse sokaklarda değildi.

Herkes evinde; aile, eş, dost arasında kutlamaya çalıştı yılbaşını, bu geçim derdinde ne kadar mümkünse!

Dükkanının camına “Hoş geldin 2023” yazan esnaf sayısı bir elin parmağını geçmeyecek durumdaydı.

Mekanların çoğu saat 22:00’dan sonra kapalıydı.

İnsanlar sokaklarda dalgın dalgın yürüyor, tek bir surat bile gülmüyordu.

Bakmayın siz medyada yer alan yılbaşı kutlama görüntülerine.

Aslında o görüntülerin bile altında bir dram yatıyor.

Sokaklarda toplanan vatandaşların yüzde 95’i bir mekana gidemediği hatta evinde dahi yılbaşı kutlamaya durumu yetmediği için oradaydı.

Bakın bakalım o kalabalıkta aslında gerçekten gülen kim vardı?

TARİHİN EN SÖNÜK YILBAŞI’NI KUTLADI TÜRKİYE DÜN AKŞAM!

Ampulü söndürerek aydınlığa çıkıp tarih yazdığımız bir yeni yıl olması dileğiyle…

Üstad Çetin Altan’ın da dediği gibi HİİÇ ENSEYİ KARARTMAYIN!

Yazarın Diğer Yazıları