Başımıza inşaat çöktü

Evet başımıza resmen inşaat çöktü.

Hasar büyük.

Bu hasarın bedelini Türkiye büyük bir krizle ödüyor. Türkiye'yi 16 yıldır yöneten iktidar tek bildiği şeyi yapmaya devam ediyor.

Ölümüne inşaat!

Müteahhitler batıyor, şirketler konkordato ilan ediyor ama hükümet hâlâ Türkiye'nin inşaat sektörü ile ayağa kalkacağına inanıyor.

İnşaat sektörü ile Türkiye büyüdü ama bu büyümenin ve zenginliğin tamamen sanal olduğu bir yılda ortaya çıktı.

2 milyona yakın konut stoku ve milyarlık borçlar Türkiye'nin sırtında büyük bir kambur olarak duruyor.

Hükümet bu inşaatçıları kurtarmak için yeni formüller arıyor. Merkez Bankası para basıp bu elde kalanları alacak. Böylece 5-10 inşaatçı iflas etmekten kurtulacak ama faturayı bütün Türkiye ödeyecek.

Önce Türkiye şunu çok iyi anlamalı.

Bugüne kadar yapılan tüm inşaatlar ve bunların arasında yollar köprüler de dahil kendi paramızla yapmadık. Alman'ın, Hollandalının ve başka ülkelerin parası ile yaptık.

Amerika'nın parasal genişleme nedeniyle bol keseden dağıttığı ucuz doları biz fabrikalara değil toprağa gömdük.

Büyük bir rant çıktı ortaya. 100 bin liralık ev ucuz kredilerle 300 bin lira oldu ama biz oturduğumuz evin değeri arttı diye sevindik. Oysa ortadaki artış sanal bir artıştı

Bugün başta İstanbul olmak üzeri Türkiye'nin birçok ilindeki emlak fiyatları geriliyor. Enflasyondan arındırıldığında ise ortaya ciddi kayıplar çıkıyor.

Konut fiyatlarının düşmediği birkaç Anadolu şehri var onlar da yakında uyanırlar.

Finansal okur yazarlığın olmaması nedeniyle krizi maalesef görmüyorlar ve halen fiyatların fırlayıp gideceğini bugün 300 bin liraya alınan evin bir yıl sonra 1 milyon lira olacağını sanıyorlar.

Bunu halkın beynine sokanlar da yine bu işten rant sağlayanlardı.

İstanbul'da yeşil bırakmayıp her yere lüks site yapan şirketler gazetelere ilan verirdi; lansman, yani tanıtım fiyatı diye. 1 hafta içerisinde aldın aldın, yoksa fiyat yüzde 10 artacak. Bir de utanmadan bir tablo verirdi. Şu ayda fiyat şu kadar artacak, şu ayda şu kadar.

Sanalı gerçeğe çevirenler

Yani her ay kafasına göre fiyatı yüzde 10 artırırdı.

Bugün 100 bin lira verip aldığınız evin 3 ay sonra satış fiyatı daha inşaat bitmeden temel aşamasında bile 30 bin lira artardı. Vatandaş bunu kâr sayıp banka kredisiyle yatırım amacıyla bir konut daha alırdı.

Konut hiçbir zaman gelişmiş ülkelerde yatırım aracı değildir.

AKP ile birlikte başlayan bu yanlış düşünceyi bir yıl önce görüp elindekileri satıp nakide dönenler bugün gerçekten sanalı gerçeğe çevirip büyük bir servete kondular.

Bizim vatandaş ise halen oturduğu apartmandaki satılık komşu dairenin fiyatını takip edip kendi evinin değeri ile mutlu olmaya çalışıyor.

Türkiye'de konut fiyatları olması gerekenin çok üstünde.

Bunu ben değil bu işin uzmanları söylüyor.

Ama gazete ve televizyonlara baktığınızda her şey güllük gülistanlık ve yılbaşından sonra emlak fiyatları patlayacak.

Kim diyor; inşaatı yapan müteahhit diyor, başka kim diyor; emlakçı diyor.

Peki gazeteler ve televizyonlar neden bu konuyu öne çıkartıyor, çünkü onlar için en iyi reklam veren inşaatçılar.

Her gün onlarca konkordato haberinin geldiği bir ülkede sanayici gazete ve televizyonlara reklam verecek değil ya.

Ha bu arada; var olmanın dayanılmaz sarhoşluğunu yaşayan yerli ve millî müteahhidimiz Ali Ağaoğlu'nu gören var mı?

Hani oğluna kızıp milyon dolarlık yatı kırıp yakan o müteahhit.

Hani BCC ile röportaj yaparken Arap müşterileri beğenmeyin küfür edip kovduğunu söyleyen.

Ben şahsen çok merak ediyorum nerede ne yapıyor diye.

Acaba yeni projeler için çalışma mı yapıyor(?).

Ali Bey ses verin lütfen.

Yazarın Diğer Yazıları