Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, ama nasıl?

Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, ama nasıl?

Ülke her gün yüzlerce sorunla inlerken,6 yaşındaki bir kız çocuğunun evlendirilmesi olayı toplumu şaşkına çevirdi. Ülkedeki bütün sorunları geriye itti. Hükümetin olayı duymamazlıktan gelmesi, kamuoyunun büyük tepkisi karşısında nihayet sona erdi. Tarikat çevreleri ise olaya akla gelmeyecek senaryolar eklediler. Gerçekte okulda olması gereken çocukların nerelerde kimlerin elinde nasıl bir eğitim aldığı bilinmiyor. Millî Eğitim Bakanlığı''nın sorumluğunda olan bu çocukların, okul takipleri yapılmamış. Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, bütçe konuşmasında 280 bin 473 öğrencinin kayıt dışı olduğunu açıkladı. Bu çocukların sorumluluğunu taşıyan bakanlığın, bu çocukların bu duruma düşmelerinde, sorumluluklarını yerine getirmemeleri yatıyor. 

 Derste ağlayan çocuklar 

Bu sorumsuzluğa hiç şaşırmadım. Sistem öyle yürüyor. Her olumsuzluğu, sistemden kaynaklanan olaylara yetkililer kulaklarını tıkıyorlar. Ekonomik nedenlerle okula aç giden çocukların. Derste ağlayan çocukların ve yeterli beslenemeyen çocukların durumları kulakları duymayanlar, gözleri görmeyenler tarafından algılandığı halde yetkililerden çıt yok. Biliyorlar ki bu feryat halkın açlığını dile getiriyor. İktidarın halkı açlığa mahkûm etmesinin göstergesi. Tepkiler karşısında önümüzdeki yıl gündeme alacağız yorumunu yapıyorlar. Bıçağın kemiğe dayandığını göremiyorlar. Aynı olay gelir dağılımının adaletsiz dağılımında da yaşanıyor. 14 milyon emekli açlık sınırının altında. Yaşam savaşı veriyor. Emekliler insanca yaşama savaşı veriyor. Ama seslerini duyan yok. EYT''nin durumu ortada. Her gün yeni bir senaryo ile uyutuluyorlar. 

Yatırım yok 

Kadın erkek eşitsizliği bir türlü barışçıl çözülemiyor. Kur korumalı hesap sahiplerine ödenen para 190 milyarı bulmuş durumda. Üretmeden bir avuç insan iktidar tarafından milyoner yapılıyor. Yatırım yok. Yabancı sermaye adalet olmadığı için ülkeye gelmiyor. Güzelim şehirlerimizi beton yığını haline getirdik. O güzel şehirlerimizin güzellikleri, söylenen türkülerinde kaldı. Peygamberler şehri Şanlıurfa beton vadisine döndü. Çevreye yeşile saygı yok. Tarihî eserler, bu vasıflarından tereyağından kıl çeker gibi çıkarılıyor. Her konuda yağmacılık sürüyor. Halk çaresiz seçimi bekliyor. Muhalefetin de bu ülkeye borcu var. İnsanımız insanca yaşamak istiyor. Gençlerimiz ülkenin kalkınmasında görev almak işitiyor. Hukukçularımız adalet istiyor. Üniversiteler özlerine dönmek istiyor. Lütfen sağduyulu olarak düşünün. Bu ülkeyi bir an önce güzelliklerle tanıştırın. 

Yazarın Diğer Yazıları