İbrahim de öldü

İbrahim gece saat 21.30'a kadar şubede çalıştıktan sonra gittiği evinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti.

Hangi İbrahim mi?

Yerli ve yabancı ortaklı bankanın Adana'daki Cumhuriyet Bulvarı şubesinin operasyoncusu İbrahim.

Daha çok gençti.

Çocuklarının gözlerinin önünde son nefesini verdi.

İbrahim son bir yıldır çok gergindi. Çünkü bankası 40 yaşının üstünde personelleri işten çıkartıyor ve daha da çıkartacağı söylentileri yayılıyordu.

Banka her fırsata bunu yalanlıyor ama 3-5 çıkartmaya devam ediyordu. Hem bu şekil işten çıkartmada belli de olmuyordu.

Yani her fırsatta istihdam seferberliği ilan eden Reis'in de dikkatini çekmiyordu.

Ancak koskoca banka için için kaynıyordu.

Bir gecede yüzün üzerinde şube müdürünü kapının önüne koymuşlardı.

İbrahim'in de en büyük korkusu işten atılmaktı. Çevresindeki en yakın arkadaşlarına hep bu konuda korkularını anlatırdı.

Banka operasyoncuları çıkartacakmış.

Evet! Bankanın şubelerdeki operasyoncuları tek bir çatı altında toplama projesi gerçekten vardı. Ama sınırlı sayıda operasyoncu burada çalışacaktı. Kendini o operasyon merkezine atanlar kurtulacak, geride kalanlar ise işinden olacaktı.

Bankadaki yüzlerce operasyoncu gibi İbrahim de bu korku ile yaşıyordu.

Sendikalı olmasına rağmen gece geç saatlere kadar çalışıyordu. Sırf atılacaklar arasına girmemek için.

O gece de saat 21.30'a kadar çalıştı.

Ancak bedeni daha fazla strese dayanamadı ve kalbi durdu.

İbrahim için hayat bitmişti.

Tıpkı işin bitmesi gibi.

Geride acılı bir eş ve ömür boyu babanın ölüm travmasını yaşayacak çocuklar bırakmıştı.

İbrahim'in hikâyesi bu.

Tıpkı aynı bankada vefat eden diğer arkadaşları gibi...

Bankada yönetim değiştikten sonra huzur da değişmişti. Huzurlu banka bir anda çalışanlar için kâbus oldu. Tüm bunlar yaşanırken, en çok personel çıkartan ve Türkiye'nin mobbingden mahkûm edilen bir bankadan transfer eden İnsan Kaynakları Müdürü, Yıkıcı, Yenilikçi İK konulu konferans vereceğini açıkladı. Zaten adam bankaya ayağını attığı anda huzursuzluk başlamıştı. Çünkü kendi gelmeden ünü gelmişti.

Ölümlerin ve kovulmaların bol olduğu bu bankada bir de sendika var.

Türkiye'nin en büyük bankacılık sendikası bu bankada örgütlü. Sözde her şubede temsilcisi var ama şube müdürlerinin elinde adeta oyuncak olmuşlar.

Bankada artan baskı ve ölümleri görmezden gelen bir sendika.

Bankacıların her ay buzdolabı taksiti öder gibi aidat ödediği sendika...

Eminim İbrahim'in ölümüne en çok sendikası üzülmüştür. Çünkü ondan artık aidat alamayacaktır!

Türkiye'de sendikacılığın kitabı yeniden yazılmalı.

Bunu yapacak tek kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır.

Bankacılık sektöründe çalışan 200 bin insan zor durumda. Yabancı sermayenin getirdiği ve Türk yöneticilerin hayata geçirdiği ahlaksız bir performans sistemi insanları kanser ediyor, insanları öldürüyor, kalanların ise psikolojisini bozuyor.

Sendika ise buna ses çıkartmıyor. Sessizliğini koruyor.

Bankacılık sektöründe sorunların çözümü elbette sendikal örgütlenmedir.

Ancak bu sendika ağalığı ile olmamalıdır.

Örgütlü olduğu bankada son bir yıl içerisinde kaç üyesi kanserden ve kalp krizinden öldü onun bile farkında olmayan bir sendika ile bankacılığın sorunu çözülemez.

Bankacılar ölüyor.

Tıpkı İbrahim gibi, Nadide gibi…

Yazarın Diğer Yazıları