İkizköylü kadın Akbelen'deki katliamı avuçlarında gösterdi: Bağırarak ölüp gidiyorlar

İkizköylü kadın Akbelen'deki katliamı avuçlarında gösterdi: Bağırarak ölüp gidiyorlar
Akbelen'deki ağaçların kömür ocağı için kesilmesine karşı direnen İkizköylü bir kadın avcunun içindeki ağustos böceğini göstererek orman katliamını ortaya koydu. Ağustos böceğinin "kurtarın beni" diye bağırdığını söyleyen İkizköylü kadın "Bağırarak ölüp gidiyorlar" dedi.

Limak Holding ve IC Holding’in iştiraki olan YK Enerji’nin Muğla İkizköy’de Akbelen ormanında maden sahasını genişletmek için yapılan ağaç katliamına karşı protestolar Pazartesi gününden bu yana artarak devam ediyor.

Katliama direnen İkizköylü kadınlardın biri, kendilerine destek için bölgeye gelen CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül’e elindeki ağustos böceğini göstererek ormana verilen zararın acı gerçeğini ortaya koydu.

"BAĞIRARAK ÖLÜP GİDİYORLAR"

Muğla’da ağustos böceğine "cırgan" denildiğini söyleyen İkizköylü kadın, avcundaki ağustos böceğini göstererek “Bakın şuna, ‘kurtarın beni’ diyor… Bağırarak ölüp gidiyorlar. Öbür her hayvan kaçıyor elinden geldiği kadar, bunlar orada patlayıp gidiyor” dedi.

İkizköylü kadın, orman katliamının doğayı nasıl olumsuz etkilediğini şu sözlerle anlattı:

“Her yerde vardı burada. Haziran-temmuz gibi buraya gelirler. Rabbim öyle yaratmış. Ağaçlarda durup gidiyorlar. Patlıyorlar yani. Bağırarak ölüp gidiyorlar. Öbür her hayvan kaçıyor elinden geldiği kadar, bunlar orada patlayıp gidiyor.”

“DEVLET, ORMANLARI BÖYLE Mİ KORUYOR”

İkizköylü kadının anlattıklarından sonra karşılık veren Süleyman Bülbül ise “Bu cırganların da ağustos böceklerinin de hakları var. Bu hakları ihlal edenlerden hesap soracağız” dedi.

Akbelen’de kesilen ağaçların yanında açıklama yapan Bülbül, söyle konuştu:

Nerede adalet? Burada bitkiye, doğaya, ağaçlara, çevreye de adalet… Yazık değil mi?

3 gün önce Genel Başkan’ımız Kemal Kılıçdaroğlu geldiği zaman bu ağaçların hepsi canlıydı. Bunlar canlı düşmanı. Burada Süreyya ve Gizem vekilim ve aynı zamanda il başkanım, çevreci arkadaşlarımla beraberiz. Doğaya, çevreye düşman olmak ise bu.

Biz, bunun için ne diyoruz? Hukuk devleti ve demokrasi diyoruz. Bunun için anayasal hak ve özgürlüklerin uygulanmasını istiyoruz. Anayasa 56 açık ve net. Çevre hakkı, sağlıklı çevrede yaşam hakkı. Anayasa 169.; ‘Devlet, ormanları korur, ormanların çoğalmasını sağlar’.

Devlet ormanları böyle mi koruyor? Devlet, ormanların böyle mi çoğalmasını sağlıyor?

Anayasa’ya aykırılığın ve ihlallerin en önemlileri burada yaşanıyor. Köylüler, çevreciler, halk bir tarafta ve devleti ele geçirmiş, devlet adı altında şirketlerin haklarını koruyan bir bürokrasi. Böyle şey olmaz. Bunların hesabını soracağız.

CHP olarak bunların hesabını her yerde, hukukta ve mahkemelerde soracağız. Mücadeleyi bırakmayacağız.

İlgili Haberler