İstanbul Üniversitesi Rektörü’nden bilim aşığı halkımıza hakaret!

İstanbul Üniversitesi Rektörü’nden bilim aşığı halkımıza hakaret!

Dünyanın başka ülkesinde kendi öğrencisini üzerinde gözlem yapılabilecek (Allah'tan deney yaptırmıyorlar ama o da yakındır) “hayvan” yerine koyan başka bir üniversite var mıdır bilmiyorum!

Ama güzel ülkemde o da var artık!

İstanbul Üniversitesi resmi kurumsal internet sitesini kendi kişisel blogu gibi kullanan rektör Osman Bülent Zülfikar akıllara ziyan bir karar aldı!

“Açık bilim, açık kapı” kılıfına uydurduğu kararıyla İstanbul Üniversitesi’ni halka açtığını duyurdu!

Üniversiteyi halka açmak mı?

Gerekçe şu: “Bilim halka açık yapılırsa bilim olur”

Orası öyle de bilim zaten halka açık yapılmıyor mu?

Üniversite bünyesinde yapılan akademik çalışmalar halka açık platformlarda yayınlanıyor ve halkın da bu çalışmalardan yararlanması sağlanıyor zaten!

Sanırım bilimin zaten halka açık yapıldığından haberiniz yok!

Bu nedenle “Bilim aşığı halkımız” akademik çalışmalara erişemiyor ve dertleniyor sandınız herhalde!

Siz sanıyorsunuz ki üniversitelerin kapısını halka açınca, bilim aşkıyla yanıp tutuşan vatandaşlar akın edecek oraya!

Öyle olmadığını geçtiğimiz günlerde yaşananlarla hep beraber gördük!

Neredeyse Viyana sokaklarındaki gibi tek tük Türk’e denk gelinen Beyazıt Meydanı’ndaki kampüse kaç bilim aşığı vatandaş geldi söyler misiniz?

Açar mısınız kapıyı rektör bey?

Rektör beyden ses yok, ben anlatayım.

Sabah 8 ila akşam 5 arasında kapılarını açtığınız okulunuza ne idüğü belirsiz tipler akın etti!

Öğrencilerin kırk kere üstlerinin arandığı kapılardan ellerini kollarını sallayarak geçen tipler, millet bahçesindeki gibi çimlerde yuvarlandı!

Çimlerde yuvarlandıktan sonra birazda amfileri gezeyim dediler!

Kimisi ders sırasında sıraların arasında gezdi, kimisi kapının girişinde kollarını bağladı ve öğrencileri izledi!

Hayvanat Bahçesi mi, sirk mi burası kardeşim?

Ama bilim aşkıyla izlemişlerdir eminim, içlerinde hiçbir art niyet olmadan!

Yetmedi birazda bilim nasıl üretiliyor acaba diyerek kütüphaneye gittiler!

Sessizlik için kavgaların edildiği kütüphanede bir ellerinde kekleri diğerinde çaylarıyla ders çalışan öğrencileri izlediler!

Düşünsenize yıllarca ders çalışmışsınız, dershaneye gitmişsiniz, derece elde ederek bir üniversite kazanmışsın ama rektörlüğün size muamelesi “hayvanat bahçesi”nde hayvanlara görülen muameleyle aynı!

Bilimi halka açtık ayaklarıyla ne idüğü belirsiz tipleri doldurmuşlar kampüse!

Düşünsenize çocuğunuzun orada okuduğunu!

Hırlı mıdır, hırsız mıdır, sapık mıdır, cani midir belli olmayan tipler, çocuğunuzun “güvenli” alanında geziyor!

Böyle saçma bir kararın neden alındığını, kararı alan da savunamadı ki önceki gün geri adım attılar!

Geri adım attılar ama atarken de bu görüntülere neden olan kendilerini değil, görüntüleri ortaya çıkaranları suçladılar!

Provokatif paylaşımlarmış yapılanlar!

Güler misin ağlar mısın?

Alınan yeni kararlarla artık kampüse 13.00 ila 16.00 arasında girebilecekmiş “bilim aşığı halkımız”!

Sıkı güvenlik tedbirleri alınacakmış, amfilere, fakültelere giriş yapılamayacakmış!

Eeeee ne anladım ben bu işten!

Sanırım rektör bey bilim aşığı halkımıza diyor ki bahçedeki oksijen de yeter size aydınlanma için!

Bilim aşığı halkımıza hakarettir bu!

Açın kardeşim fakülteler dahil her yerin kapısını!

Hatta canı isteyen vatandaşlarımız rektörlük makamına girip azucuk rektörlüğün de tadına baksın!

Yazarın Diğer Yazıları