Kasımpaşa zor rakip…
Ve ligin formda ekiplerinden birisi…
Özellikle öndeki oyuncuları sonuca odaklı ve ayakları düzgün…
Kabul etmek gerekir ki, zorluk derecesi yüksek bir maç…
Konyaspor kazanırsa sadece 3 puan kazanmış olmayacak, daha da fazlasını…
Kaybederse, içimizdeki yara daha da büyüyecek…
Nereden bakılırsa bakılsın, Konyaspor için kolay bir maç olmayacak…
Şu da bir gerçek ki, zor, ama imkansız değil…
Neden zor maç?
Kasımpaşa oldukça formda…
Konyaspor’un bu bozuk ruh halini fırsata çevirmek için çıkacaklar sahaya…
Konyaspor'un iç sahada oynaması, oyuncular üzerinde bir baskı olur mu?
Umarım olmaz…
İşleri kolay değil…
“Ya kaybedersek” korkusuyla çıkmamalılar sahaya…
Çünkü, sonucu onların yürekleri ve ayakları tayin edecek...
Daha doğrusu kazanmayı çok isteyen oyuncuların takımı kazanacak bu maçı...
Görünen o...
Belki de kendilerine iyi gelmeyen bir başkana, doğru oyun ve iyi bir sonuçla mesaj yollayacaklardır!
Kim bilir…
Konyaspor maddi ve manevi inanılmaz zor günler geçiriyor...
Hele de seyircinin yokluğunda...
20 binlere oynayan oyuncular, şimdiler de 2 bin civarında bir seyirciye oynuyorlar…
Neden?
Nedeni belli; Fatih Özgökçen’in egoları yüzünden…
Kısacası şu; Konyaspor, Kasımpaşa önünde sahada takım gibi durur, takım halinde ve doğru futbolu oynarsa istediği sonucu alabilir…
Dahası Konyaspor, Kasımpaşa’nın gücünü ve yapabileceklerini de dikkate alarak “iyi futbol”u değil “doğru futbol”u oynamalı…
Sahada doğru duran, doğru oynayan Konyaspor’un kazanacağına inanıyorum…
Diyeceksiniz ki “doğru futboldan kastın ne?”
Fantezi yapmadan, tribünlere oynamadan, yardımlaşarak, ayakta kalarak ve mücadele edilerek oynanan oyun…
Benim doğru futbol anlayışım bu…
Bu oyun kaybettirmez, kazandırır.
BEKİR AKDEMİR: GERİ VİTES YOK BENDE
Bekir Akdemir…
Kendisini tanımıyorum…
İmamlık yapmış, emekli olmuş, şimdi mali müşavirlik yaptığını söyledi…
Kendisine inandığım, sevdiğim Ersal Özkan aracı oldu ve Bekir Akdemir’le telefonda görüştüm…
Selam kelam faslından sonra, “sizi tanımıyorum, ama medeni cesaretinizden dolayı kutluyorum” diye girdim lafa…
Kısaca da olsa Konyaspor’un içerisinde bulunduğu sıkıntılardan, geleceğinin ipotek altında olduğundan bahsettim…
En önemlisi de, halının altının pislikle dolu olduğunu hatırlattım kendisine…
Ve seçilmeniz halinde bu halıyı kaldıracak, altında pislikleri ortaya çıkaracak mısınız diye sordum…
Seçilmesi halinde yapacaklarını anlattı, ama en önemlisi kulübün şirketleşmesi için elinden geleni yapacağının altını çizdi…
Projeler üreteceğini, özellikle de küskünlükleri sona erdireceğini söyledi…
Ve bir başka şey daha söyledi Bekir Akdemir…
Fatih Özgökçen’in kendisini aradığını, kulübün içerisinde bulunduğu durumu anlattığını, acilen 100 milyon TL’ye ihtiyaç olduğunu, yöneticilere ödenmesi gereken 150 milyon TL’nin ve günü gelmemiş milyonlarca lira ödemenin olduğunu söylemiş…
Yani, sen bu işlerin altından kalkamazsın, çekil bir kenara demeye getirmiş Fatih Özgökçen…
“Ama, şartlar ne olursa olsun, bende geri adım yok, sonuna kadar gideceğim ve bazı gerçekleri de genel kurulda insanlarla paylaşacağım” dedi ve telefonu kapattık…
Anladığım kadarıyla Bekir Akdemir kararlı…
Eyvallah…
Yine söylüyorum, Fatih Özgökçen, halıyı kaldıracak bir yönetimi istemez, dolayısıyla da kendisinin perde arkasından yöneteceği bir başkan dışında, kimseye bu koltuğu vermez…
Çünkü, düzeni o şekilde kurdu…
Delege yaptığı 450 kişi var ve bunların nasıl delege yapıldıkları da belli değil!
Araştırılmasında yarar var aslında.