Millet İttifakı liderleri 'İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'nde konuştu

Millet İttifakı liderleri 'İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'nde konuştu
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'ne katılan Millet İttifakı lideri konuşmalar gerçekleştirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi"nde Ulusal Vergi Konseyi'nin kurulacağını ve toplanan vergilerin nereye harcandığını rapor haline getireceklerini kaydetti.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi beşinci gününde İzmir Adnan Saygun Gösteri ve Sanat Merkezi''nde devam ediyor. 

Kongre''ye Millet İttifakı''nı oluşturan 6 partiden 4''ünün genel başkanı ve 13''üncü cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı. İYİ Parti adına ise İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale katıldı.

Açılış konuşmasını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptı. Soyer''in ardından CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı''nın 13''üncü Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu konuşma yapıyor. 

Kılıçdaroğlu, alkışlarla sahneye çıktı. Kılıçdaroğlu''nun konuşması şöyle: 

"İkinci yüzyılı birlikte inşa edeceğiz. İşimizin kimse kolay olduğunu düşünmesin. Dört ayaklı bir sistemden bahsedeceğim. Birinci ayak demokrasi. Altılı lideri bir araya getiren demokrasidir.

"6 LİDER BİR KARAR ALDIK"

6 lider bir karar aldık. Plan ve Bütçe komisyonu haricinde kesin hesap komisyonu kuracağız. Kesin hesap komisyonunun başında ana muhalefet partisi olacak. Nasıl bir Türkiye hayal ettiğimizi, medyanın özgür olduğu, harcanın her kuruşunun hesabının verildiği bir Türkiye. 

İkinci ayak üreten Türkiye. Güzel çalışan insanlarınız var üretimden koparılıyor. Herkesin ürettiği bir Türkiye dışarıya el avuç açmayan bir Türkiye''dir. 

Üniversiteler bilgi üretecek. Bilgi üreten, teknoloji üreten teknolojiye yabancılaşmayan Türkiye. 

Üçüncü ayağımız güçlü bir sosyal devlet inşa edeceğiz. Hakça bölüşmezsiniz orada huzur ve bereket olmaz. Huzurun olması yaratılan kaynağın hakça bölüşülmesine bağlıdır. 

Dördüncü ayağımız sürdürülebilirlik. Dünya hızla değişiyor. Siz bu değişime ayak uydurmak zorundasınız. Sürdürebilirliğin en önemli anahtarı devlette liyakattir. Biz değişime ayak uydurmak istemiyoruz, değişime, dönüşüme öncülük yapan bir Türkiye''yi inşa etmek istiyoruz. 

Eğitimin yeniliğe açık olması lazım. Eğitimin merak duygusunu büyütmesini lazım. Biz eğitim sisteminde de köklü değişiklikler yapacağız. 

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan''ın açıklamalarından satır başları şöyle: 

Enflasyonu düşük ve öngörülebilir hale indirdiğinizde ekonomi büyüyor. Şeffaflık ne kadar yükselirse, ekonomi o kadar büyüyor. Şeffaflık azaldığında ülke fakirleşiyor.

Hukuk ve eğitim olmazsa olmaz. 2013''te en son benim katıldığım İzmir İktisat Kongresinde bir konuşma yaptım dedim ki, eğitim ve hukukta gerekenleri yapmazsak orta gelir tuzağına düşeceğiz. Ve şu an Türkiye orta gelir tuzağında. Endişeye mahal yok. Bu tuzaktan nasıl çıkacağımızı biliyoruz. Ne kadar çok demokrasi o kadar ekonomi, ne kadar eğitim o kadar ekonomi, ne kadar adalet o kadar ekonomi.

Bu ülkedeki sorunların çözümü gerçek anlamda güçlü bir demokrasiden geçiyor.

Dünyada bütün enerji denklemi değişmiş durumda. Türkiye gibi büyüyen enerjiye ihtiyacı olan bir ülkenin dünyayı iyi takip etmesi gerekiyor. 

Dünyada da gelir dağılımı bozuldu. Dünyada da zengin daha zengin, yoksul daha yoksul oldu. Liberal bir demokrasi mücadelesi devam ederken devletin rolünün ne olması gerektiği de tartışmalı. 

Güzel ülkemiz için ne yapmalıyız. DEVA Partisini kurduğumuzda yarınlarla ilgili hazırlığımızdı. 6 altı parti olarak bir araya gelerek Ortak Mutabakat Metni''ni imzaladık tarihte başka örneği yok. Bu tam bir Türkiye mutabakatı. Tam bir hazine var burada. 

Maalesef orta gelir tuzağına düştük ama bu tuzaktan çıkış mümkün. Endişeye mahal yok. Doğruları yaptığımız sürece Türkiye bu tuzağı kırıp atar.

Ülkemizde de otokrat yönetime karşı bir haysiyet mücadelesi var. Kurumların yok edildiği, kuralların tanınmadığı, hukuk devletinin ayaklar altına alındığı bir yönetime karşı geniş mahallelerin ortak mücadelesi var. Bizler, bu demokrasi feryadının sesiyiz.

Gençlerin kaçmak istediği değil, yaşamak istediği Türkiye’yi hedefliyoruz ve bunu da başaracağız

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal''ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Türkiye, buhran dönemi içerisinde. Cumhuriyet’in fetret dönemini sonlandıracağız. İstesenizde dişinden tırnağından artırdığıyla kademe kademe inşa ettiği varlığını bir yıkım mühendisleri projesiyle yıkmak isteseniz de yarınlara taşıyacağız. Bu tarih eşikte ülkemizi yeniden kuracak maruz kaldığı riskleri ve meydan okumaları ortadan kaldıracak siyasi bir akla ihtiyacımız var.

Daha da vahim, keyfi kararlar alan bir ülkeyiz. Değişimin yüksek olduğu rekabet ile beşeri sermayemiz başta olmak üzere kullanmak ve kodlamak mecburiyetindeyiz. Bulunduğumuz bu tarih eşliğinde Türkiye’yi yeniden işleyen bir demokrasiyle, hukukuyla buluşturabileceği, böyle bir çağda denk bir siyasi akılla, bugün konuştuğumuz problemlerin konuşmayacağı bir ülkeye kavuşabileceğimizi biliyoruz

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu''nun açıklamalarından satır başları şöyle:

İzmir bizim milletimizin ufuk şehridir. İzmir’in tarihiyle milletimizin tarihi karıştırılamaz. Bir masa etrafında toplandık. Sanayi devriminden çok daha derin izler bırakan hızlı bir şekilde hareket eden büyük bir değişim içerisindeyiz. Ya biz, ya kaçıracağız bu dönüşümü ya da işte bugün deyip o nesillerin önünü açacağız. Biz o nesillerin önünü açmak için altı siyasi bir araya geldik. Altılı masa 200 yıllık modelleşme 75 yıllık demokrasi tarihimizin en büyük barış hareketidir.

Toplumu tekleştirmeye çalışanlara karşı toplumu birleştiren bir hareketiz biz. Güven duyacak işçi, çiftçi. İstemediğini banka kredilerine boğan isteğine kredi çıkaran hukuksuz bir dönem var. Siyasal ahlak yasasını meclise getirmiştik. Altı siyasetçinin metninin ruhu, siyasal ahlaktır. Eğer hesap vermeye hazır olmayan bir topluluk ülkeyi yönetiyorsa, karşı karşıya olduğumuz sorun ekonomik politik bir sorundur.

Hem iktidarın hem de bizler de dahil mal varlığı beyanında bulunmalıdırlar.  Kendi gelirleriyle sahip oldukları mal arasında görevleri arasında artış varsa bu artış hazineye intikal edilmeli. Bizler iktidara geldiğimizde,iktidar temsilcileri mal mülk ve servetini asla artıramayacak

İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale''nin açıklamalarından satır başları şöyle:

 Dünyadaki değişimi öngörmek değil bu değişimi görmek ve yönetmek zorundayız. Toplumsal sözleşmenin en büyük temeli yaşatmaktır. Devleti yaşatmak zorundayız. Depremde binlerce insanın evi yıkıldı, şehrini terketti. Köyler ve kasabalar enkazın altında kaldı. Bu düşünce yaşatmaz, yaşatamaz. Asıl sorumluluğu yaşatmak olan devletin, enkaz altında kalan ve yıkılan kentleri yaşatacak, acıyı azaltacak gücü yok.  Cumhuriyetin fırsat eşitliğini eğitimle yaşıyoruz.

Yeniden daha iyisini inşa edeceğiz. Kadınlarımız, çocuklarımız ve bebeklerimiz için yeniden ve daha iyisini inşa edeceğiz.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu''nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

 “Birinci İktisat Kongresi’nin maddelerini bulun ve okuyun. 9 madde öne çıkmış, 12 başlık var. Bunları okumakta fayda var. O kongreden sonra Türkiye’de ciddi bir hamle başlamış. Maalesef Osmanlı’nın son dönemlerinde birtakım iktisadi faaliyetler başladı ama bunlar ülkemizi ayağa kaldıracak seviyeye gelmedi. Gıda, giyim ve kuşam dışarıdan geliyordu. İzmir İktisat Kongresi’nden sonra oluşturulan hava ile bir hamle başladı. İktisat Kongresi’nden sonra da bunlar biraz daha şekillenme yoluna girdi. Hangi fabrikalar kurulacak, hangi finans tesisleri hayata geçirecek…

Köylünün başlattığı Şeker Fabrikası gibi, uçak sanayi gibi. Bu, o dönemde en önemli vazife olarak gündeme getirilip uçak fabrikasının temeli atılmış 1920’de. Biz şimdi havanda su dövüyoruz. ‘O kadar uçmayın’ deniliyor, millet Ay’a Mars’a gidiyor. Biz kendi kendimize bir yerden bir yere gidemiyoruz. Maalesef kısa zaman içinde bu teşebbüslerin hepsi kaldı. Ben Vecihi Hürkuş’u unutamadım. Nuri Demirağ, bu soyadı nereden almış; Fransızlar, İngilizler ülkeye demir ağ örüyor. “Sizin ördüğünüzü 1,5 senede tamamlarım” demiş, o soyadı almış. O dönemdeki hayal ve ufuk bizde bugüne kadar yok

“15 MAYIS’TA İLK ADIMLAR…”

“Kendi içimize kapanmış ve bugüne kadar çekişmelerle uğraşmışız ama bizim sorunlarımızı çözecek adımlar atmamışız” diyerek devam eden Karamollaoğlu, “Ülkemizin ayağa kalkması için iktisat şart ama nereden başlayacağız dersek: Adalet! Bir ülkede adalet olmadan bir şey yapamazsınız. Bundan dolayı bunu daha kapsamlı olarak ‘Ahlaki değerler ihya edilmeden o ülkede huzur olmaz’ diyorum. Devlet, adalet üzerine inşa edilmelidir; adalet mülkün temelidir. Mülk dediğimiz devlettir. Dürüstlük mutlaka olacak. Şu anda ne adalet var ne liyakata önem veriliyor.

Bunun için hiçbir problem çözülememiş. İttifak ediyoruz, 15 Mayıs’ta ilk atılacak adımlar bunlar. Adaletin tesis edilmesi, liyakata önem verilmesi ve yandaşlara hiçbir şeyin peşkeş çekilmemesi. Her konuda ülkemizin kalkınmasını hedef olarak seçmeliyiz. Bir değil, birkaç tesis kurulacak, Türkiye bir şantiye havasına bürünecek. Dövizin dışında ülkemizin başka bir şeye ihtiyacı olduğu kanaatindeyim. Teknolojiyi bulur, getirirsiniz. Döviz ihtiyacını azaltacak yatırımlar yaparsanız bu problemi de çözersiniz. Önümüzde büyük bir pazar var. O yüzden bizim her türlü yapacak yatırımları desteklememiz gerekir” açıklamalarında bulundu.

İlgili Haberler