Sigorta zorbalığı

Türkiye artık yabancı şirketlerin istediği gibi at koşturduğu bir ülke haline geldi.

Yabancı sermaye adı altında ülkemize giren yabancı şirketler istediği gibi vatandaşımızı soyuyor ve buna kimse sesini çıkartamıyor. Yeter ki, Türkiye'den gitmesin!

Bugün anlatacağım yabancı soygununun adı sigorta!

Elbette yerli sigorta şirketleri de az da olsa yapıyor ama sonuç olarak sektör ağırlıklı olarak yabancıların kontrolünde ve piyasayı onlar yönetiyor.

Sadece piyasayı değil, oyunun kuralını da onlar koyuyor.

Yabancı sigorta şirketleri bankalara sırtını dayamış durumda. Faiz geliri düşen bankaları adeta istedikleri gibi kullanıp Türkiye'de büyük bir soyun gerçekleştiriyorlar.

Artık vatandaş banka şubelerine girmeye korkar hale geldi. Elektrik faturası bile öderken size sigorta poliçesi çakmaya çalışıyorlar. Çakma kelimesini özellikle kullandım çünkü bankacılar böyle diyor.

Mesela Türkiye'nin en büyük özel bankalarından birinin üst düzey yöneticisi bölge yöneticilerine talimat veriyor:

"Bugün şube başına en az 100 tane cüzdan sigortası çakacaksınız!"

Lafa bakar mısınız?  Ne kadar basit ve müşteriye hakaret eden bir kelime.  Öyle ama bankacılar arasında kullanılan dil bu.

Gerçi adam da haklı çünkü bu sigorta poliçesi kelimenin tek anlamı ile çakma ya da kandırma politikası ile üretilmiş.

Bu bir şey değil. Daha ne sigortalar var. Hiçbir zaman riske dönüşmeyecek sigorta poliçeleri bankaların şube personeline hedef olarak veriliyor ve müşteriye çakması pardon satması isteniyor.

Kredi alan vatandaşa hayat sigortasının yanı sıra en az iki poliçe daha satılıyor. 70 yaşındaki adama çocuğumun eğitimi güvencede sigortası, emekliye işsizlik sigortası, arabası olmayana kasko bile satılıyor.

Olmaz diyen gitsin bir banka şubesine baksın.

Tatil kampanyaları

Yabancı sigorta şirketleri işi öyle bir çığırından çıkartmış ki, sırf poliçe satışı artsın diye bankaların üst yöneticilerine tatil rüşveti dağıtıyor.  Bu kışın ortasında Venedik'ten tutun da Amerika'ya kadar onlarca kampanya. Bedava tatil uğruna yöneticiler şube personeline öyle bir sigorta baskısı yapıyor ki artık bankacıların psikolojisi bozulmuş durumda.

Türkiye'nin en köklü ailelerinden birine ait bankanın bölge müdürü utanmadan şube personeline "Beni bu tatile yollayamayacak mısınız? Galiba dolmuşa bineceğim" diye elektronik posta atmaya utanmıyor.

Sigorta işi kontrolden çıktı. BDDK bu konuda bir şey yapmıyor onu anladık. Vatandaş olarak umudumuz yılbaşından sonra kurulacak olan Sigorta Denetleme ve Düzenleme Kurulu'nda. En azından bu tür kampanyalar yasaklanırsa zoraki sigorta satışlarının önüne geçilebilir.

GSM şirketleri de satıyor

Türkiye'de neredeyse herkes sigorta poliçesi satar duruma geldi. Yani titan gibi bir şey oldu. GSM şirketleri bile telefon satışlarında zorunlu olarak sigorta poliçesi satıyor. Cep telefonuna taksit uygulamama hakkına sahip olan GSM şirketleri, vatandaşa en az 500 liralık saçma sapan sigortayı zorunlu olarak satıyor.

Bu da yetmemiş gibi yabancı bir GSM operatörü işsizlik durumunda cep faturanızı 3 ay ödeyecek sigorta poliçesi satmaya başladı.

Yakında süpermarketlerde zorla sigorta poliçesi satmaya başlarsa hiç şaşırmayın.

Hiçbir zaman riske dönüşmeyecek poliçelerde neredeyse kâr marjı yüzde 40'a ulaşıyor. Üstüne bir de en çok satan şirketin ya da bankanın yöneticisine yurtdışı gezisi hediye edilince iş çığırından çıkıyor.

Türkiye sigorta poliçe çöplüğüne dönüştü. Bir yönetici de çıkıp da ne oluyor demiyor. Bu ahlaksız bir ticarete dur demiyor.

Sigorta konusunu işlemeye devam edeceğim.

 

Yazarın Diğer Yazıları