Sizin küçümsediğiniz gençler iktidarı değiştirecek

Sizin küçümsediğiniz gençler iktidarı değiştirecek

Türkiye yeni bir seçim sürecine hızla yaklaşırken, 6 milyon genç bu seçimde sandığa gidecek. İktidar gençlere verdiği sözlere güvenerek bu gençlerin kendi iktidarlarına oy vereceğini savunuyor. Hatta Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Sultanbeyli İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen "Genç Üyeler Katılım Töreninde" Ak Parti''nin 12 milyona yaklaşan üyesiyle dünyanın en büyük siyasi organizasyonu olduğunu dile getirerek, partisinin kurumsal olarak gençlere ve kadınlara yer verdiğini söyledi. Seçilme yaşını 25''ten 18''e düşürdüklerini hatırlatarak "Gençler bizim partiye oy verecekler." açıklamasını yapmıştı. 

Ömrünü çocuklarımızın nitelikli eğitim almasına adamış olan TED Koleji''nin yan kuruluşu TEDMEM geçtiğimiz günlerde bu konuda bir araştırma yaptı. Kuruluş 94 yıllık bir sivil toplum kuruluşu olarak, üç nesli sandıkta buluşturacak seçim sürecinde, eğitim taahhütlerinin ne kadar etkili olacağını gözlemlemek amacıyla ''Siyasi Partilerin Eğitim Vaatlerinin Seçmen Tercihindeki Rolü Araştırması''nı yapmayı bir görev bildiklerini açıkladılar. Araştırmada gençlere iki temel soru soruldu:

1)Seçimin kaderi eğitim vaatlerine mi bağlı?

2)Eğitim, siyasetin ezberlenmiş denklemlerini bozabilir mi?

Bunun için üç bin kişiyle görüştüler. Örnekleme kamuoyu araştırmasını yaptılar. Şu sonuçlara ulaştılar. Seçmen, eğitimin kendisine ve çocuğuna nasıl bir katkısı olduğunu düşünüyor. Eğitim, siyasetin ezberlenmiş denklemini bozabiliyor. Elde ettikleri sonuç. Seçimin kaderini eğitim vaatleri değiştirebiliyor. Bu durumu en fazla etkileyen olay ise verilen sözlerin yerine getirilmemesi. Yapacağız edeceğiz lafları, hiç unutulmuyor. Aileleri iktidar yanlısı olan gençlerin büyük çoğunluğu, değişimden yana. İktidarın söylemi olan "yeter artık söz milletin" söylemi gençler tarafından "Yeter Artık Söz Gençlerin" söylemine dönmüş durumda. Bu durumu gözlemlemek de mümkün. Müzik gruplarının gösterilerinde yüzbinlerce gencin hep bir ağızdan söylemleri bu araştırmayı destekliyor. 

 Sınav odaklı sistem 

Yirmi yıllık iktidarında hükümet 10''larca Millî Eğitim Bakanı değiştirerek, eğitimi sistemler bakanlığına çevirdi. Eğitimimde kademeler arası geçiş uygulamalarında, sistemi sınav ve dershane odaklı olmaya mahkûm etti. Bu sistem lise geçiş ve üniversite geçiş sistemlerini etkiledi. Öğrenciler okul değil sınavlı sisteme yöneldiler. Binlerce lise son sınıf öğrencisi okullarından açık öğretime geçerek üniversite sınavlarına hazırlanmaya başladılar. Başarılı liseden mezun olmak yerine, üniversiteyi kazanmayı kendileri için uygun buldular. Kaldırıldı diye açıklanan dershaneler çığ gibi büyüdü. Bazı liseler dershane liseleri oldu. Bakanlığın bedava verdiği ders kitapları, eğitimciler tarafından yetersiz bulundu. Bu duruma karşılık iktidar, yetersiz yardımcı kitaplar bastırarak dağıtmaya başladı. Katkı olsun diye kitap bağışlarını özel okullara da yapmaya başladı. Oysa özel okullar kendi ders kitaplarını velilere 10 bin liraya satıyorlar. Ortada kazanan yandaş matbaalar oldu. Bu çelişkiler içinde yorgun düşen öğrenciler, toplumsal yaşamın tüm alanlarında değer yaratabilme, kendi potansiyelini açığa çıkarabilme gibi en temel kazanımlardan yoksun kalmaktadır. Demokratik, refah içinde bir toplum yaratmanın ön koşulunu ortadan kaldıran bu durumun, ülkemiz açısından geri döndürülemez büyük bedelleri oluşmuştur. Bu nedenle bu eğitim sistemi değişmelidir. Bu konuda muhalefetin ortaya koyduğu "Sınav Gölgesinde Eğitimin Sistemine Son " çağrısı her okulda nitelikli eğitimin alınmasına olanak sağlayacaktır. 

Yazarın Diğer Yazıları