Şansal Büyüka Süper Lig maçlarında neler olduğunu açıkladı: Duyduklarıma gördüklerime inanamıyorum

Şansal Büyüka Süper Lig maçlarında neler olduğunu açıkladı: Duyduklarıma gördüklerime inanamıyorum
Türk spor basınının 1 numarası Şansal Büyüka, Süper Lig'de 2. haftadaki hakem kararlarını değerlendirirken gündem yaratan açıklamalarda bulundu.

Sanki Süper Lig değil demeç savaşları başladı. Duyduklarıma gördüklerime inanamıyorum.
Örneğin Galatasaray maçı. Tamam, Trezeguet'in Sacha Boey'e bir penaltı pozisyonu var.
Hakem verse ya da VAR müdahale etse çok daha doğru olacak.
Ama Galatasaray'ın ilk golünde Torreira'nın Bakasetas'ın ayağına bir teması var. Hakemin devam ettirip atağın golle sonuçlanması daha doğru. Ama hakem bu pozisyonda faul çalsa kim ne diyebilirdi?
Trezeguet'nin kaburgası çelik çomak oynarken mi kırıldı? Sacha Boey'in kontrolsüz girişi sonucu sedyelik oldu ve en az 3 hafta oynamayacak. Hakem faul bile vermedi pozisyona.
Bunların çoğu hakem takdirine giren pozisyonlar. Premier Lig'de, Alman liginde, İtalyan liginde konuşulmaz bile.
"Penaltımız verilmedi" diye kıyameti koparıyorsunuz. Trabzon lehine olan pozisyonları görmüyorsunuz. Sonra kumpaslar erken başladı diye alışılmış ve bayatlamış senaryoları daha ikinci haftada piyasaya sürüyorsunuz. İstiyorsunuz ki hakemler seyircinin baskısı altında kalsın. Sahadaki güce tapsın. Ve her düdüğü sizin için çalsın.
MHK sezon başında hakemlere bir numaralı talimatı şöyle verdi:
"Maçı kötü yönetebilirsiniz. Yanlış karar verebilirsiniz. Ama hakem otoritesinden asla taviz vermeyeceksiniz. Sıfır tolerans!"
E şimdi "Kaleci Muslera niye sarı kart gördü" diyorlar. MHK talimatına göre kalecinin ceza alanını terk etmesine gerek yok. İsterse çizgi üstünde dursun. Şiddetli itiraz varsa sarı kart kaçınılmaz. Bu her takım için geçerli.
Yıllardır senaryolar, oyunlar, kumpaslar diyorsunuz bugüne kadar ortaya tek satır belge bilgi kanıt kopyamadınız.

Beşiktaş'a bakıyorum. İlk yarıda 5 yapacağı maçı son yarım saatte kan ter içinde bitiriyor. Daha ilk hafta kendi sahasında 5 gol yiyen ligin yeni takımı Pendikspor, son yarım saatte maçı tek kaleye çeviriyor. Beşiktaş orta alanı resmen teslim oluyor. Son saniye penaltısı banko penaltı.
Bütün bunları, kendi yanlışlarınızı görmezden geliyorsunuz, top çizgiyi geçti, geçmedi diye bir bahanenin arkasına sığınıyorsunuz. Koca Beşiktaş bu. Olur mu? Ben de görüntüyü 50 defa seyrettim. Top çıkmamış gibi görünüyor. Ama dünya kupalarında, Avrupa şampiylonlarında, finallerde bayrak kaldıran Bahattin Duran aynen şu yorumu yaptı:
"Bizim gördüğümüz görüntülerde top çizgiyi geçmiyor. Ama görüntülerde anlayamadığımız göremediğimiz bir bölüm var. Orada top auttan geldiyse bunu bilemiyorum."
Bu kadar gri tartışılan bir pozisyonun arkasına sığınmak kendi eksiklerini görmezden gelmek anlamı taşır ki bunun takıma zerre kadar faydası olmaz. Sadece fanatik seyircinin gazını almaya yarar.

Fenerbahçe'nin Samsun'da Fred'le kazandığı ofsayt gerekçesiyle sayılmayan gole gelince. Eğer maç berabere bitbeydi Galatasaray ve Beşiktaş maçlarındaki efekti ve tepkiyi aynen Fenerbahçe'den de görecektik.

Ligin tadını tuzunu iyice kaçırdılar.

Daha ikinci hafta. Kendi adıma söyleyeyim; yıllardır televizylon programcılığı yapmış biri olarak maç bitiyor, kanal değiştiriyorum. Abuk sabuk yönetici demeçlerini dinlemekten, okumaktan bıktım yoruldum. Bizi adeta futboldan soğutmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Dönelim haftanın maçlarına.

GALATASARAY LİGİN ÇOK ÖNEMLİ FAVORİSİ

Galatasaray iyi oynuyor. Galatasaray hızlı oynuyor. Galatasaray rakibe pozisyon vermiyor. Galatsaray'da Avrupa'nın bir numaralı santrforu var. İddia ediyorum şu görüntüsüyle Icardi 100 milyon Euro bonservis karşılığında Tottenham'dan Bayern Münih'e giden Harry Kane'den bile daha iyi.
Ayrıca biz eski Galatasaray'ı izliyoruz. Daha bu takıma Tete girecek, Zaha girecek, futbol sihirbazı Hakim Ziyech girecek. Galatasaray çıtayı gerkeçten erişilmez bir noktaya taşıdı. Ligin çok önemli favorisi olarak görüyorum.

BEŞİKTAŞ'A ŞAŞIRDIM PENDİK'E DE ŞAŞIRDIM

Beşiktaş'a şaşırdım. Pendik'e de şaşırdım. İlk yarıda sahada gerçekten mükemmel bir Beşiktaş vardı. Sular seller gibi akan pozisyon üstüne pozisyon yakalayan ama duran bir top dışında bu fırsatları akıl almaz biçimde kaçıran Beşiktaş.
Maçın ikinci yarısında hem Beşiktaş'a hem de Pendikspor'a şaşırdım. Nasıl oluyor da Pendik son yarım saatte Beşiktaş'ı bu kadar teslim alabiliyor. Nasıl oluyor da Beşiktaş orta sahası son yarım saatte bu kadar çaresiz kalabiliyor. Hemen şunu belirteyim. Sonradan oyuna giren Chamberlain ile Rebic aklı hücumda olan, savunmayı da pek dikkate almayan oyuncular gibi göründüler.
Beşiktaş'ın en sağlam yeri sağda geride Rosier önünde Onur. Beşiktaş en sağlam yerine en sağlam transferi yapıp Rashica'yı aldı. Şenol hocanın yerinde olsam Rosier-Onur gibi takımın en sağlam ikilisini bozacağıma Rashica'yı sol önde denerim.
Beşiktaşlılar şu gerçeği kabul etsin. Usta bir hocaya rağmen kadro kalitesi ve derinliği olarak Galatasaray'la Fenerbahçe'nin çok gerisindeler.

FENERBAHÇE ALİ KOÇ DÖNEMİNDE İLK KEZ YAPTI

Fenerbahçea'nin ilk yarıdaki görüntüsünü vasat, ikinci yarıdaki görüntüsünü çok iyi buldum. Şimdiye kadar çok ağır hücum eden Fenerbahçe, Cengiz ve Fred'in girişiyle hücumda sanki biraz daha hızlanmış gibi. Kaldı ki bu Cengiz de Fred de sezon başı antrenmanları yaptılar ama takımlarıyla maç oynamadılar. Bu halleri hazırlıksız halleri. Buna rağmen daha ilk maçlarında takıma ciddi bir ivme katacaklarını gösterdiler.
Ancak Sebastian Szymanski'nin adına ister rotasyon deyin, isterseniz Twente maçına hazırlık deyin 80 dakika kulübede oturmasını asla kabul edemem. Sağlamsa ilk 11'de başlar, belki sonradan yerine biri girer. Szymanski'siz dakikaları gole gidemeden ziyan ederseniz sonraki dakikalarda Szymanski'yi oyuna soksanız bile belki de kaybettiğiniz dakikaları telafi edemezsiniz. Polonyalının oynaması lazım.
Ayrıca sağ bek Ferdi'yle sol bek Ferdi arasında dağlar kadar fark var. Solda oynayan Ferdi hem hücumda hem savunmada takıma olağanüstü katkı sağlıyor. Bu görüntüsü sağda oynayınca en az yüzde 50 tenzilata uğruyor.
Ayrıca çabuk olan, hem defansif hem ofansif anlamda aksiyon alan Ryan Kent'in de kulübüye mahkum edilmemesini dilerim.
Her şeye rağmen Fenerbahçe Ali Koç döneminde ilk defa bu kadar kaliteli ve derinlikli bir kadroya sahip oldu. Galatasaray ile çetin bir şampiyonluk yarışı içinde olacağını düşünüyorum.

2 HOCAYA DÜŞEN GÖREV

Galatasaray'ın hocası Okan Buruk ile Fenerbahçe'nin hocası İsmail Kartal'ı bekleyen büyük bir görev belki büyük bir tehlike var. Bu kadar geniş kaliteli ve yıldızlarla dolu kadrolarında yedek oyuncuları moralli ve motive şekilde tutabilmek. Şöhretler çabul kırılır. Çabuk kapris yapar. Takımın huzurunu ve bütünlüğünü bozar. Bu konuda Okan hoca ile İsmail hocaya saha içi kadar saha dışında da büyük görev düşüyor.
Bakın daha sezon başı Fenerbahçe Batshuayi kırgınlığını görüyorsunuz. Galatasaray'da Dubois oyundan çıktı diye su şişesini yere fırlattı. Haftalar ilerledikte bu sıkıntılar daha artabilir. Çünkü ne Galatasaray ne Fenerbahçe yakın zaman kadar bu kadar şöhretlerle dolu çok geniş kadroya sahip olamışlardı.
Hatta bu konuda daha ileri gideyim; Galatasaray ile Fenerbahçe'de kulübesini daha hazır daha moralli tutan, şönretlerini iyi yönetebilen hoca şampiyonluk yarışında avantaj sağlar.

VE HAKEMLER

Kulüpler camialar ne derse desin ben hakemlerin baskı altında kalmadan güce tapmadan kişilikli maç yönetmelerini beğendim.
Hakemlik kurtulacaksa zaten böyle kurtulur.
Yoksa 50 yıllık senaryoları yeniden yaşar yeniden izleriz.

İlgili Haberler