Cumhurbaşkanı Erdoğan faizin enflasyona neden olduğunu bundan 5 yıl önce ilk kez söylediğinde kimse dikkate almadı.

Hatta o gün tartışma konusu bile yapılmadı. Çünkü dünya iktisat tarihinde böyle bir teori yoktu.

Olması mümkün mü?

Elbette değildi. Böyle bir durumda enflasyonun tam tersi patlayacağını iktisat fakültesi 1. sınıf öğrencileri bile biliyordu.

Bunun siyasi ve tribünlere söylenmiş bir mesaj olduğu sanıldı.

Böyle bir teorinin ülke ekonomisinde denenmesi imkânsızdı. O ülkede bir Merkez Bankası vardı.

Merkez Bankası bağımsızdı ve böyle deneye asla izin vermezdi.

Geldik 2021 Eylül ayına.

İlginç bir şekilde bu deney teori, hayata adapte edilmeye başlandı. O gün enflasyon ve faiz oranı yüzde 19’du. Dolar ise sakin. Bir anda bağımsız(!) Merkez Bankası faiz indirdi. Herkes şok oldu.

Merkez Bankası böyle bir çılgınlığı nasıl yapardı. Üstelik bunu yaparken dünyanın neredeyse tamamı yıllık yüzde 6 olan enflasyon belasından kurtulmak için hızla faiz artırıyorlardı.

Sonunda Merkez Bankası bir daha düşürdü. Bir daha ve bir daha…

Son olarak 8,5’a kadar düştü.

Faizin enflasyona neden olmadığı tam tersi düşürdüğünü anlamış olduk.

Ancak ortaya öyle bir fatura çıktı ki, yine iktisat tarihine geçecek cinsten.

128 milyar dolar, kuru frenlemek için adeta yakıldı.

Enflasyon yüzde 70’i geçti.

Halk fakirleşti.

Türkiye çok ağır bedel ödedi.

Ülkede tek kuruşluk yabancı yatırımcı kalmadı.

Yani dibe vurduk.

Bunun hata olduğunu anladık ama iş işten geçti.

Sonunda tüm zamanların en büyük kurtarıcısı(?) Halkbank’ı soymakla suçlanıp kovulan eski bakan Mehmet Şimşek göreve çağrıldı.

Mehmet Şimşek tek bir şey yaptı o da faiz artışı.

Şimşek göreve geldiği günden beri faizler artıyor. Önceki gün yüzde 40’a yükseltildi.

Dolar yine yükseliyor.

Tıpkı yağmur duasına çıkar gibi şimdi yabancı bekliyoruz.

Yüzde 40 faiz ve 29 lira dolar kuru.

Gel ülkemizin bütün kaynağını al götür, yeter ki 10-15 milyar dolar para getir.

Yabancı getirecek mi bu parayı?

Elbette getirecek. Dünyada olmayan bir kur ve faiz.

Tefeciler ülkede demokrasi ve hukuk var mı bakmaz.

Ne kadar kazanıyor ve riski var mı ona bakar.

Bu nedenle genç nüfusa sahip 85 milyon, pardon 75 milyon insan nasıl olsa köle gibi karın tokluğuna çalışıp bu borcu ödeyecek.

Diyeceksiniz ki, ülkenin nüfusu 85 milyon 10 milyon insan ne yapacak?

Onlar kaymak tabaka! Faizin enflasyona neden olduğu testinden kârlı çıkan kesim.

Gariban insanların üç kuruşluk tasarrufunu “servet transferi” ile cebe indiren kesim.

Yakında herkes Mehmet Şimşek’i alkışlayacak!

Başardı! Türkiye’ye 20 milyar dolar geldi diye…

Kimse sormayacak bu tefeci faizini kim nasıl ödeyecek diye…

Sosyolojide buna “Coğrafya sendromu” diyorlar…