Aldatan havalara dikkat! Hastalarımıza acil şifa...

Bu hafta İstanbul'da lodos ve yağmurdan rötar yapan uçak seferleri, feribot ve deniz otobüsündeki  iptaller, aksamalar, yolcuları çileden çıkardı. 

Tabii hal böyle olunca, gün içinde yapılan program akışındaki dengeler de altüst oldu.

Gelelim karadaki duruma, trafik çilemize bir yenisini daha eklendi. Saatlerce siren sesleriyle kuyruklar ardı ardına kilometrelerce uzayınca,  yapılacak bir şey yok bekleyişe devam...

Fakat ertesi gün ise, yağmur ve lodostan eser kalmamış, İstanbullular olarak adeta yazdan kalma bir havayı yaşadık. Şaka mı bu durum diye, herkesin dilinde İstanbul'un havasına aldanmamak gerekir.. konuşmaları olsa da kıyafetleri ince seçenleri hastalığa davet çıkaranları görmek mümkündü.

Güneş yüzünü gösterse de bu hafta hastane ziyaretlerim çok oldu.

Özellikle küçük çocukların ateş, öksürük şikayetleriyle, astım, bronşit, zatürre, bademcik büyümesi, kulak enfeksiyonu teşhisi ile okulların aksama yaşadığı sağlık problemlerini ilaçla, serum yada yatak istirahatleriyle birkaç gün dinlenerek atlatmaları için çocuk sağlığı ve hastalıkları.. Hocalarının tedavi reçeteleri üzerinde konuşan aile ve yakınlarının telaşlı hallerine hastane içinde görüyorum. 

Ayrıca kalp, göz, baş ağrısı, göğüs hastalıkları, bel fıtığı, idrar yolu enfeksiyonları, kış depresyonu ve daha birçok sağlık şikayetlerine ilişkin hastaların keyifsiz halleri dikkat çekiyordu.

Yine bir grup, birbirlerine:

-Baksana herkes hasta... görüşemediğimiz komşularımız, akrabalarımız bile burada... Dur selam vereyim de alınmasın..

Sonra gördünüz de yanıma gelmediniz demesinler..

-Hastalığım duyulmasın laf olmasın diye, hepimiz birbirimizden gizli gittiğimiz hastanede denk geliyoruz .

Bir diğer kalabalık grup ise, konuşuyor. Biraz gergin ve stresli halleri dikkatimi çekiyor. Sanırım, hastanede yatan hastalarına ilişkin konuşuyorlar.

-Ambulans çabuk geldi..

-Allah'tan telaşımızı atlattık.

-Ambulansın dış görünüşündeki çizgilerin, anlamı varmış ben bilmiyordum. 

-''Kırmızı çizgili ambulans''ta acil hasta naklediliyor. Tam teşekküllü doktor, hemşire desteği ile evden ya da bulunduğu alandan alındığında hayati tehlikesi var. Ambulans içinde müdahalesi, hastaneye, yoğun bakım ekibine teslim edilene kadar hızlı hareket et!..

''Lacivert çizgili ambulans''ta ise normal hastalar sevk ediliyor..

-Adı üstünde Hızır Acil Servis.. ilk müdahale, trafik yoktur inşallah diye. Dua ediyoruz. 

-Çok şükür hayati tehlikesi kontrol altında içindeki hastaya müdahale yapıldı. Acil duruma karşı biz hazırız içinde duruma göre doktor ya da ATT ekibi varmış. Oğlum, ATT ne diye sorduğumda hemşire gibi bütün donanımlara bilgiye sahip demekmiş. Geldiler. Soğukkanlılıkla babamı sedyeye koyarken bir şeyler taktılar. Doktor hastalıklarını ilaçlarını bir yandan soruyor. Tabii benim kafa gitti. Elimde değil babam her hastalandığında istemeden kontrolü kaybediyorum. Çok kötü oluyorum. 

Bu halimi çocuklar beni görünce de, eşim geçen kızdı. Koca kadınsın.. git destek al ayılıp bayılmaktan, bir gün bizi kalpten götüreceksin. Ter içinde kaldık. Seni toparlamaktan, elimiz ayağımız buz kesildi.

-Bir şey yok sakin ol dese de... 

-Ben duymamışım.

-Haklı eşim de, fazla kontrolü kaybediyorum demek ki..

-Bu aralar hastalıklar, ölümler yıktı beni, ben böyle miydim.. Kardeşimin erken ölümü, annemin sonra böyle oluşu. İster istemez hayatın içinde oluyor işte. Diğer kardeşlerim böyle değil. Ben biraz fazla düşkünüm, uzun zaman birlikte vakit geçirdik.

***

Bilemiyorum. Allah herkesin evine sağlık, huzur versin, daha birçok dertleşme birbirlerinde güç, kuvvet alma, manevi destek halleri, konuşmaları, stresli düşünceli halleri, etrafındakilerin hasta yakınlarının da ister istemez etkiliyordu. Tüm sağlık sorunu yaşayan, hastanelerde tedavi gören genç yaşlı herkese sağlık ve acil şifalar diliyorum.

Biran önce iyileşip taburcu olmaları dileğiyle.

İyi pazarlar.

Yazarın Diğer Yazıları