GÜREL YURTTAŞ / Yeniçağ

Ne diyeyim, ne yazayım; bilemiyorum.

Bu Galatasaray için ne demek gerekir; çözemiyorum.

''Galatasaray'' demek içimden gelmiyor bu Galatasaray forması içindekilere. Zaten hocası da hoca değil. Ona da ''Galatasaray Teknik Direktörü'' diyemiyorum.

Galatasaray olmayan Galatasaray, ''sıfır'' oynadı maçta. Başakşehir''li Trezeguet''ten her pozisyonda çalım yiyen Boey, daha çok rakibe pas veren Alpaslan, ne yaptığını çözemediğim 
Van Aanholt, orta sahada artık yazmaktan bıktığım süper (!) ikili Berkan ile Taylan, niye oynadığını kendisi de bilmeyen Babel, hangi futbol aklının transfer ettiği tartışılan Cicaldau... Bu kez Kerem de onlara uydu! Mohamed zaten ayrı bir dert.

Bir Muslera''yı ayırayım. O Muslera bizim bildiğimiz Muslera''ydı, zaten Galatasaray''ı o kurtardı.

Bir son anlarda Babel''in yerine oyuna giren genç Barış Alper Yılmaz heyecan kattı oyuna biraz. Peki o zaman soralım; neden Babel oynuyor da Barış Alper Yılmaz yedekte oturuyor? Babel gelecek mi vaadediyor? Ligin sonlarına gelmişiz, genç kardeşimiz oynasa daha iyi değil mi? Ama kime soruyorum ki ben bunları, takımın başındaki hoca olmayan hocaya mı?  

Galatasaray''ı bir kenara bırakalım.

Başakşehir bu maçı nasıl kazanamadı, bu Galatasaray''ı nasıl yenemedi; onu da Emre Belözoğlu''na soralım.

Tamam Muslera iyiydi, çok kurtardı kurtarmasına da... Başakşehir ne kadar kazanmak istedi acaba.

Yalnız şu da söylemekten geçemeyeceğim; Başakşehir''in orta sahasındaki Tolga Ciğerci, Taylan+Berkan''ın ikisinin toplamından da iyi. Bu nedir yani?

Böyle bir maçı daha fazla yazmak istemiyorum.

0-0 biten bu maçtan sonra Galatasaray''ı bu hale getirenlere yazıklar olsun diyorum, bitiriyorum.