Ah Emre Belözoğlu ah! Bıldır yediğin hurmalar gelir bir tarafını tırmalar. Sevdiğin kadar sevilirsin

Ah Emre Belözoğlu ah! Bıldır yediğin hurmalar gelir bir tarafını tırmalar. Sevdiğin kadar sevilirsin

GÜREL YURTTAŞ / Yeniçağ

Medipol Başakşehir Teknik Direktörü Emre Belözoğlu haklı. Beşiktaş maçında yediği küfürler çok ağrına gitmiş. Gider tabi. Kim olsa alınır, kızar. Ben en çok kadınlara üzülürüm. O küfürler elbette ki kabul edilemez; insanı insanlıktan çıkarır.

Emre Belözoğlu bir kez daha tekrarladı kızgınlığını. Aradan bir gün geçmesine rağmen dedi ki;

- Hala çok sakin değilim. Konuşulması gerekenin, 2 tane kızımın ve hanımımın 20 metre ötesinde 35-40 dakika bana değil, anneme ve eşime yapılan hakaretler üzerinden değerlendirilmesi gerekiyor. Benim kendi eşim ve annem hakkında söylediğim konuların bir anda tüm kadınların geçmiş ilişkilerine geliyor olmasını anlamlandıramıyorum.

- Beşiktaş''ın çok güzel bir mottosu var; "Şerefin''le oyna, Hakkın''la kazan" diyen. Benim atfettiğim şeref, o şerefti. 2 tane kızım orada ve eşim orada, onlara yapılan hakaretler, kadına şiddet olmuyor mu? Gerçekçi olmak lazım, konuştuğumuz zaman karnımızdan değil, kalbimizden konuşmamız lazım. Hissetmediğim bir duygunun hiç kimseye hesabını vermem. Bir tek Allah''a veririm.

- Bir kadının geçmişinde yaşadığı ilişkileri ya da adamın şerefine ya da şerefsizliğini belirleyecek bir karakterdir? Beni bununla suçlamak. Hiç üzerime alacağım şeyler değil. Çok önemli bir maç öncesinde konuşmak da istemiyorum.

- Benim annemle, eşimi örneklendirdiğim konu nasıl insanların geçmişte yaşadığı ilişkilere bağlandı? Kuramıyorum bu bağlantıyı. Sokakta bir kadın bu haberi açtığında doğaldır benimle alakalı fikirlerinin bu şekilde olması. Ama sürecin nasıl buraya geldiğine bir bakalım. Benim eşimin, çocuklarımın uğradığı hakaretleri düşündüğümüzde, hiç kimse kendi geçmediği yollardan, takılmadığı taşlar üzerinden değerlendirmeler yapmayı bırakmamalı. Vicdan terazisini bırakmamalı. Yakışmıyor.

Çok doğru söylüyor.

Dediğim gibi annesine ve eşine üzülüyorum.

Peki güzel kardeşim;

- Senin bir milli maç sonrası sol elinde sağ kolunu tutup, tribünlere alın size demek yakışıyor muydu? O kolunu o adi hareketle girsin size demek o tribündekilerin annesine, eşine hak mıydı?

- Adı lazım değil, kim olursa olsun herhangi bir futolcuya boğazını kesme işareti yaparken onun annesini eşini düşündün mü?

- Derisinin rengi nedeniyle rakip takımdan bir futbolcuya pis zenci gibi laflarla saldırmak. O futbolcunun annesi ve babasının neler hissettiğini farkettin mi?

Daha çok sayabilirim. Vukuatlarını sıralayabilirim. Özetle şunu diyeceğim; o hakaretler edip, küfürler ettiğin kişilerin ailesinden özür dilemeyi hiç aklına getirdin mi?

Bak güzel kardeşim.

Kızgınlığını anlayabiliyorum.

Ama sen küfürler ettiğin insanları hiç anlayabildin mi? Bir gün olsun özür diledin mi?

Bir gün yediğin hurmalar gelir g....ü tırmalar demiş eskiler.

Aynen de bunu yaşıyorsun işte.

Beşiktaşlı taraftarların herkese küfür etmediğini sen de biliyorsun. Neden sana yapıyorlar bunu acaba; hiç düşündün mü?

Bak bir de şiir yollayayım sana büyük ustadan:

Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...

Can Yücel

Yazarın Diğer Yazıları