Hakem döven Faruk Koca'nın arkasındaki karanlık gücü Recep Çınar açıkladı

Hakem döven Faruk Koca'nın arkasındaki karanlık gücü Recep Çınar açıkladı

Hem de burnumuzun direği sızlayarak.
Bu yumruk, sadece bedenlerimizi değil, ruhumuzu da yerle bir etti…
Çocuklarımız futbolcu, kadınlarımız futbolcu annesi, futbolcu eşi olmanın hayallerini kurarlar, ekranlardan ya da statlardan maçları izlerken…
Babalar yerin yedi kat dibindeki madenlerde kömür çıkarırken, anneler karşı evlere temizliğe giderken, spora ya da futbola giden çocuklarının hayallerine ortak olurlar…
Kulüpler, kulüpleri yönetenler, kulüp çalışanı emekçiler, oyuncular ve bizler, yani medya mensupları bu endüstriden bir şekilde yararlanırız…
Bu oyunun en önemli aktörleri olan hakemler de nasiplerine düşenden pay alırlar, çünkü futbolun doğasında bu vardır…
Ancak, hakemlerin durumu başka!
Kendini bilmez, siyasi iradenin ve parasının verdiği zehirlenmiş güç ile kulüplere başkan olanlar ya da yönetenlerden veya o kulübün holiganları tarafından darp edilir, yumruklanır ve olay bir-iki kınama ile geçiştirilir…
Umarım bu kez öyle olmayacak…
Herkes Başkanı ya da yöneticisi olduğu kulübün başarılı olmasını ister doğal olarak…
Bu ülkede yaşayan ve futbolla ilgilenen kişi ve kurumlar, Türk futbolunun kalkınmasını ve dünyada söz sahibi olmasını ister…
Ve maalesef bu başarıyı da emekle değil, tekmelerle, yumruklarla ulaşacaklarını zannederler!
Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçında olduğu gibi…
Dünyanın en güzel futbol ülkesine, hiç yakışmayan maganda tipli insanlar nedeniyle “şaşı” bakılıyorsa, bunun sorumlusu Türkiye Futbol Federasyonu’dur, bunun sorumlusu kulüplerdir, bunun sorumlusu Kulüpler Birliğidir, bunun sorumlusu Merkez Hakem Komitesidir, bunun sorumlusu ASKF’lerdir, bunun sorumlusu gazetelerin spor sayfalarını yapanlardır, bunun sorumlusu TSYD’dir, ez cümle bunun sorumlusu sporun ve futbolun içine bodoslama dalan siyasettir!
Futbolla ilgilenen hiç, ama hiç kimse bu sorumluluktan kaçamaz, kaçmamalı…
Spor gazetecisi bir insan olarak, varsa nasibime düşeni alıyor, dün Ankara’da dünyayı ayağı kaldıran Halil Umut Meler’e yapılan saldırıyı yüreğimin en derinliklerinde hissediyor ve bu saldırıyı gerçekleştirenlerin en ağır cezaya çarptırılacakları umudunu kaybetmek istemiyorum…
Türk futbolunun en başarılı hakemlerinden Halil Umut Meler’e yapılan bu saldırı, 2032 yılında Avrupa Şampiyonasına ev sahipliği yapacak ülkemize hiç yakışmadı…
Bu saldırının bedelini sadece Halil Umut Meler yediği yumrukla, Halil Umut Meler’e attığı yumrukla Ankaragücü Başkanı Faruk Koca ödemeyecek…
Bu bedeli ülkemiz ödeyecek, futboldan ekmek yiyen 100 binlerce çalışanlar ödeyecek…
Bir yumrukla “bacasız fabrika” dediğimiz futbol endüstrisi derin yaralar alacak…
Ve son olarak şunu söylemek istiyorum; Ankaragücü taraftarlarının tamamı olmasa da, bir kısmının, "eline sağlık başkanım" tezahüratları, hakeme atılan yumruktan ve tekmelerden çok daha ağır…
Ve kabul edilemez…
Ve sormak istiyorum; biz bu kafayla, iyi futbolu, kaliteli futbolu ne kadar hak ediyoruz?

Yazarın Diğer Yazıları