Japon uzman Antakya'daki yıkımın görüntüsünü Hiroşima'ya benzetti

Japon uzman Antakya'daki yıkımın görüntüsünü Hiroşima'ya benzetti
Japon yapı denetim uzmanı, Kahramanmaraş merkezli depremlerin yarattığı yıkımın boyutunu atom bombası atılan Hiroşima'ya benzetti.

Yapı mühendisliği ve afet riski azaltma alanlarında öncü isimlerden Kit Miyamoto, Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerine konuştu. Deprem sonrası bölgenin durumunu değerlendiren Miyamoto, Hatay’da yaşanan yıkımın boyutunu “Bana, Hiroşima''nın nükleer patlamadan sonraki halini hatırlattı'''' diyerek ortaya koydu.

Cumhuriyet’in haberine göre; Haiti, Yeni Zelanda ve Port-au-Prince''de, meydana gelen yıkıcı depremlerin ardından buralardaki yeniden inşa faaliyetlerinde gerçekleştirdiği çalışmalarla tanınan Miyamoto International''ın sahibi Kit Miyamoto, deprem felaketinden kısa bir süre sonra Antakya''da incelemeler gerçekleştirdi.

Miyamoto, 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiği depreme ilişkin ''''Yıkımın manzarası, afet bölgelerinde çalıştığım 20 yıl boyunca gördüğüm hiçbir şeye benzemiyor'''' dedi.

“HİROŞİMA’NIN NÜKLEER PATLAMADAN SONRAKİ HALİNİ HATIRLATTI”

Antakya''nın, depremden önceki canlılığının, ticaretle dolu dar sokaklarının, hareketli restoranlarının ve apartmanlarının artık bulunmadığını aktaran Miyamoto, ''''Bölge, kırılan fay hattından birkaç yüz kilometre uzakta olmasına rağmen, depremin hareketini arttıran yumuşak bir nehir yatağı üzerinde yer alıyor. Bu durum eski yapı stokuyla birleşince ölümcül bir durum ortaya çıktı. Betondan yapılmış olanlar da dahil olmak üzere birçok modern orta katlı bina yıkıldı ya da devrildi. Bu durum bana, Hiroşima''nın nükleer patlamadan sonraki halini hatırlattı'''' dedi.

Miyamoto ve ekibinin tahminine göre deprem bölgesinde 10 bin yapı çökmüş durumda ve 20 bin binanın da büyük hasar nedeniyle yıkılması gerekebilir. Bu, hasar gören ve oturulamaz hale gelen 100 bin bina ile de birleşince, bölgede 2,5 milyon insan evsiz kaldı.

HERKESİN MÜTEAHHİT OLMASI SORUN YARATIYOR

Türkiye''deki en yıkıcı gerçeklerden birinin inşaat sektöründe zorunlu bir kalite güvencesinin bulunmaması olduğunu aktaran Miyamoto, ''''Müteahhitler veya mühendisler için herhangi bir lisanslama söz konusu değil ve bu da herkesin müteahhit olabilmesine yol açıyor. Ayrıca, mühendisler tarafından inşaatın kalite denetimi için herhangi bir gereklilik de bulunmamaktadır'''' ifadelerini kullandı.

Yeniden inşa sürecinde Türkiye''nin inşaat sektörüne güvendiğini söyleyen Miyamoto, ''''Türkiye''nin inşaat sektörü güçlü ve büyüktür. Bu ölçekteki bir depremin arından yeniden inşa edilebilecek bir ülke varsa o da Türkiye olacaktır. Türk insanı kararlıdır'''' dedi.

İlgili Haberler