Konyaspor'un ciğerini bilen adam Recep Çınar Konyaspor'daki skandalları bir bir ortaya çıkardı

Konyaspor'un ciğerini bilen adam Recep Çınar Konyaspor'daki skandalları bir bir ortaya çıkardı

Recep Çınar
Konyaspor Başkanı Fatih Özgökçen Kayacık tesislerinde basın toplantısı düzenledi ve göreve geldiklerinden bugüne kadar yaptıklarını ve yapamadıklarını anlattı…
Bazen şaşırttı, bazen güldürdü…
Bazen de tehdit etti!
He valla…
Ve bir şey daha yaptı ki, yenilir yutulur gibi değil…
Şehrin ileri gelenlerini tarumar etti!
“Herkes hariçten gazel okumayacak, elini taşın altına koyacak. Yönetimimizin sağladığı desteği 2,5 milyonluk Konya şehri mislini sağlar” dedi ve can alıcı, daha doğrusu şehrin vekillerine, yöneticilerine, siyasilerine, sanayicilerine ayar veren şu cümleyi kurdu: “Birazcık şehrin yöneticisinden. İnsanına, sanayicisine kadar herkes kendine çeki düzen vermek zorunda.”
Lafa bak hizaya gel…
“Nasıl yani?” dememek mümkün mü?
İnanılacak gibi değil…
Kendisini oturduğu koltuğa taşıyan Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay başta olmak üzere, siyasetçilere, yani vekillere, Merkez İlçe Belediye Başkanlarına, sanayicilere, iş adamlarına, 2,5 milyonluk Konya’nın havada uçanından tutun da, yer de kaçanına kadar, herkesin kendisine çeki düzen vermesini istedi…
Siz buna ister “ayar verdi” deyin, ister “tehdit etti” deyin, ne derseniz deyin, ama adamın basın toplantısında kurduğu cümle bu…
Şimdi bu şehrin Belediye Başkanı kendisine nasıl çeki düzen verecek?
Ya da siyasetçileri veya sanayicileri?
Başkanın “çeki-düzen”den kastı ne?
Keşke çıkıp “çeki-düzen” konusunun açılımını yapsa!
Belki de, “özür dilerim yanlış anlaşıldım” diyebilir mi?
Diyebilir…
Fatih Özgökçen bu…
Kavgada bile söylenmeyecek laflar etti…
Sınırsız bir özgüven ego ve kibri bünyesinde toplamış…
Ama bu sefer baltayı taşa fena vurdu...
Dil sürçmesi filan değil, bilerek, isteyerek kurdu o cümleyi…
Kimse çıkıp, pireyi deve yaptığımı filen söylemesin, fena kızarım…
Bazen insanlar sadece duymak istediklerini duyarlar, ama bu öyle bir şey değil…
Valla ben değil, laf soktuğu insanlar düşünsün.
x

Belediye Başkanları, Siyasiler, Sanayiciler gibi ben de nasibime düşeni aldım…
İsim vermeden şahsımın disiplin kuruluna verileceğini söyledi…
Yani, genel kurul üyeliğimin sonlandırılacağını ima etti Başkan Efendi…
Hiç önemli değil…
Konyaspor kulübündeki yanlışları görüp eleştirdiğim için, ömrünü bu kulübe hizmet etmiş, etmeye de devam eden birisi olarak, özellikle de aidatını ödemediği için kulüpten ihraç edilmiş, dahası atama bir başkan tarafından disipline verilmem, sonucunda da genel kurul kararıyla Konyaspor delegeliğinden çıkarılmam, benim için bir “onur” madalyası, bir “övünç” kaynağı ve bugüne kadar aldığım en büyük ödül vesikasıdır…
Kendimle gurur duyuyorum…
Demek ki, doğru yoldayım…
Şu da var; benim üyeliğimin sona ermesi billahi umurumda değil…
Umurumda olan Konyaspor…
Benim üyeliğim değil önemli olan, önemli olan benim Konyaspor’a olan sevgim ve o Konyaspor’un çıkarlarını korumak…
Gerisi fasa fiso.
x
Konyaspor Basketbol ile 1922 Konyaspor’u düşüren, Tatlıcak tesislerini on paraya satan Fatih Özgökçen, bu şehrin dünyaya açılan penceresini de kapatmak üzere olmasına rağmen, hiç oralı değil…
Yaptığı basın toplantısında ne anlattı?
Taraftarın merak ettiği Konyaspor futbol takımının içerisinde bulunduğu kritik durumdan tek kelime söz etmedi…
Top çevirdi…
Aynı futbol takımı gibi…
Yan pas, geri pas!
İnsanların gözlerinin içine baka baka masal anlattı…
Hem basın toplantısına katılanlara, hem de tv başında izleyenlere…
Traş!
Basket takımını çıkardığını söyledi, ama nasıl düşürdüğünden tek kelime etmedi!
1922 Konyaspor’u nasıl bir alt kümeye düşürdüğünün yanına bile yaklaşmıyor…
Hilmi Kulluk’un bıraktığı takım ile başarılı oluyor, onu da kendisine malediyor!
“Başarıyı sahiplenmedik” demesi hikaye…
Sürekli o sezon toplanan puanları zikretmesinin başka nasıl izahı olabilir?
x
Bazı taraftarların Pendik maçı yenilgisine sevindiklerini söylemesi, Başkan Efendinin nasıl bir ruh halinde olduğunu gösteriyor…
“Konyasporluyum” diyen hiçbir taraftar, kulübü yönetenlerle kanlı-bıçaklı olsa bile Konyaspor’un attığı gole üzülmez…
Böyle bir cümleyi kurmak, tam bir cinnet hali durum ve büyük bir iftiradır!
Bunu kabul etmek mümkün değil…
Taraftara karşı tavırları değişecek, dahası sertleşeceklermiş!
“Sertleşmeden” kastı ne olabilir ki?
Taraftarlara şiddet mi uygulayacak?
Ben anlamadım, anlayan birisi beni de uyandırsın…
Bir kulüp başkanına yakışmayacak laflar.
x
Bir ara öyle coştu ki, “kulübe talip olacaklar varsa gelip bizimle görüşecekler” dedi!
Pardon da, siz kimsiniz kardeş?
“Davet etmeselerdi ne işim vardı Konyaspor’da diyen, usulen seçilen, gerçekte ise atamayla gelen bir adamsın…
Kendi ağzınla söyledin zaten…
Ne bu kulübün sahibi, ne de bu kulüp senin babanın malı!
Hayırdır!?
Talip olacaksa birisi, yapar listesini, girer genel kurula, delegeler de uygun görürse seçilir ya da seçilmez…
Bu konuda ille de birisiyle görüşülecekse, o da seni bu göreve getiren şehrin Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’dır…
50-55 yıldır Konyaspor’u takip eden birisi olarak, Konyaspor’un hiçbir zaman ortada kaldığına şahit olmadım…
Şunu söylemiyorum; “bırak git demiyorum” ama gidersen de, bu kulübün gerçek sevdalıları var, ellerini taşın altına koyar, kulübü sahiplenirler…
Meraklanma…
Gitmek istiyorsan da gidebilirsin elbette…
Ki, seni zorla tutan da yok…
Ve gitmek istediğine de adım gibi eminim…
Tek başına kaldığın zaman “ben bu işten nasıl sıyrılırım” demiyorsan, adımı değiştirim…
Bu kadar da net konuşuyorum…
Dolayısıyla da, oğlu-kızı Konyaspor’un basketbol altyapısının bir yerinde görev yapan yalaka ya da yancılar senin hikayeni dinleyebilirler, ama ben dinlemem!
Yalakalıklarına devam edebilirler, ama ben etmem…
Umarım meramımı anlatabilmişimdir.

VE SORULAR

-Yönetimin kendi içerisinde gruplara ayrıldığı ve hoca noktasında görüş ayrılıkları nedeniyle bazı yöneticilerin birbirlerine ayar verdikleri söyleniyor, eğer bunlar doğruysa, ki doğruluk derecesi yüksek, Konyaspor için hayra alamet işler değil.
Gelelim sorulara…
-Kaleci Paul’un parasını alamadığı için, önce kulübe ihtarname çektiği, cevap alamadığı için de FİFA’ya gittiği doğru mu?
-Fizyoterepist Mustafa Bozkurt kulüpten parasını alamadığı için mi Trabzonspor’a gitti?
-New Balans firması, bildiğim kadarıyla Konyaspor’un malzeme sponsoru. Ancak, bu firmanın Konyaspor’a malzeme desteği vermediği, dolayısıyla da oyuncuların geçen sezonun kamp malzemelerini kullandıkları doğru mu? Bu firmanın malzeme vermemesinin sebebi nedir?
-Kayacık tesislerinde bulunan, oyuncuların yararlandığı kahve makinesinin kulübe maliyet getirdiği için kaldırıldığı, oyuncuların itiraz etmesinden sonra geri adım atılması doğru mu?
-Sırp Hoca Aleksandar’ın eşine oturum alınamadığı için sınır dışı edildiği ve yaklaşık 25-30 gün sonra sorunun çözüldüğü doğru mu?
-Yine Aleksandar Stanojeviç’in yardımcısı, yani atletik performans antrenörü izinli olarak Sırbıstan’a gittiği ve dönüşte ise oturumu olmadığı için 2-3 gün Türkiye’ye sokulmadığı doğru mu?
-Oyuncuların tamamının yaşadıkları bu olumsuzluklardan dolayı mutlu olmadıkları, tedirgin oldukları ve şimdiden Konyaspor’dan ayrılmak için çalışmalar yaptıkları söyleniyor. Bazı oyuncuların ise bu yönetim yüzünden Konya’dan ve Konyaspor’dan soğudukları ve bunu da dillendirdikleri söyleniyor.
- Kulüp Başkanının uçakla gittiği deplasmanlara, kulübün kendisine tahsis ettiği aracın ve şoförün bir gün önceden örneğin Trabzon’a ya da Sivas’a gidip, Fatih Özgökçen’i havaalanından aldığı doğru mu?
-Mustafa Göksu’dan sonra kulübe CEO olarak getirilen Hüseyin Saraç’ın Kızılören’de ev yaptırdığı ve haftanın 4-5 günü Konya’ya 45 kilometrelik bu mesafeye kulübün kendisine tahsis ettiği araçla gidip-geldiği doğru mu? Ayrıca, daha önce primleri kesilen Hüseyin Saraç’ın, haliyle bu duruma bozulduğu primlerinin tekrar yatırılmasından sonra, önüne gelen bütün evrakları incelemeden imzaladığı doğru mu? Kulübe hizmet veren, ancak emekli olan bazı çalışanlar ile antrenörlerin primlerini keserken, Hüseyin Saraç’ın emekli olmasına rağmen, primini tekrar yatırılmasının altındaki gerçekler nelerdir?
-Fatih Özgökçen’in emrinde çalışan 3-5 kişinin maaşı kulüp tarafından mı, yoksa Fatih Özgökçen’in kendi cebinden mi ödeniyor?
-Aleksandar Stanojeviç’in ayrılmasından sonra Aykut Kocaman, kulübün başkanı ya da futbol şube sorumlusu tarafından değil de, eski bir yönetici olan Sertaç Tuza tarafından aranıyor? Bu yönetim bu kadar yetersiz mi? Ya da yönetim bu kadar aciz mi?

Yazarın Diğer Yazıları