Herkese merhaba, bu hafta pek çok sinemaseverin aşina olduğu bir korku serisi olan Korku Seansı’nın ilk filmi The Conjuring’den konuşacağım.

İngilizce adı The Conjuring olan Korku Seansı’nın yönetmen koltuğunda James Wan otururken Chad ve Carey Hayes kaleme almış. Filmin başrollerini ise Warren çifti olarak Vera Farmiga ve Patrick Wilson paylaşıyor.

2013 yılında Amerika’da gösterime giren Korku Seansı konusunu gerçek bir hikâyeden almaktadır. Gelin Korku Seansı’nın konusuna yakından bakalım..

Ed ve Lorraine Warren doğaüstü olayları aydınlatmaya çalışan ve bu konuda belli bir üne ulaşmış bir çifttir. Öyle ki inceledikleri doğaüstü vakaları ders niteliğinde seminerlerde anlatmaktadırlar. Bir gün bu seminerlerin birinde ondan yardım isteyen aileyi geri çeviremez ve kötücül ruhlarla baş etmek zorunda kalırlar.

Perron ailesi gözlerden uzak göl manzaralı bir eve taşınırlar. Yeni bir düzene kavuşan aile yakın zamanda yaşayacaklarından habersiz köpekleri Sadie’nin ölümüyle sarsılır. Bu ölüm olacakların habercisidir ve çok geçmeden evdeki kötücül ruhlar aileye musallat olur.

Ed ve Lorraine başta Perron ailesinin vakasını çözebileceklerine inansalar da karşılaştıkları şeytani güçler Warren çiftinin sınırlarını zorlar. Daha kapıdan adımını atar atmaz imgeler gören Lorraine temkinli olmaya çalışsa da kötücül ruhların evde yaşayan ailenin ruhlarını ele geçirmeyi çalışması tansiyonu yükseltir.

Geçtiğimiz hafta beyaz perde de gösterime giren Dehşetin Yüzü 2 filminin ardından Korku Seansı serisini yine bir öneriyle izledim. Amerikan filmlerinin klasikleşmiş şeytan çıkarma ayininin etrafında dönen filmde Ed ve Lorraine çifti kötü ruhların varlığına daha temkinli yaklaşıyor. ‘Ayin yapan peder’ hikâyesinin yerine vakaları araştırarak bir mantığa oturtmaya çalışıyor. Bu filmi daha çekici hale getirmiş. Yani klasik musallat olan şeytan ve perişan aile hikâyesinin altı doldurulmuş.

O zamanın teknolojisinin yettiği kadar kamera ve mikrofonlar yerleştirilerek görüntüler ve sesler eşliğinde Perron’lara musallat olan ruhların tespit edilmeye çalışılması diğer aksiyon sahneleri arasında bir geçiş görevi görmüş. Buradaki ruhların geçmişte bir hikâyelerinin olduğunu da öğreniyoruz.

Korku Seansı’nın sonlarına geldiğimizde ise evin annesi en kötüsüyle karşı karşıya kalır. Kızını öldürmek için harekete geçen ruh Ed’in kutsal sözleri Lorraine’in ise bedenle iletişimi arasında sıkışarak kadını bırakmak zorunda kalır. Tansiyonun hiç düşmediği Korku Seansı sizi izlerken sıkmayarak ailenin bu durumdan nasıl kurtulacağına dair kafa yormaya zorluyor.

İnternette yer alan Korku Seansı’na dair bazı yorumlarda filmin çok korkutucu olduğuna yönelik genel bir kanı olsa da bana göre film çok korkunç değil. Hatta izlerken gerilmedim ve korkmadım da. Evet film korkunç ama beni korkutmadı. Tabii izleyene göre değişir orası ayrı. Korku filmi severlerin izlemesi gereken güzel bir film olduğunu düşünüyorum. Bol aksiyonlu sizi sıkmayacak kaliteli bir iş.

Korku Seansı’nın yanı sıra The Nun filmi olan Dehşetin Yüzü filmini de şimdiden soracak olanlara tavsiye ederim. Gelecek hafta görüşmek üzere, hoşça kalın.